Bir tıpçı olarak izlerken utandığım videodur. Sobotta anatomi atlası okuyarak aydınlandığını zanneden ergene mi kızayım. Onu gazlayıp kendini bir bok zannetmesini sağlayan çevresindekilere mi kızayım bilemiyorum. Yoksa daha adını söylemeden "ben tıp okuyom" deyip ne kadar sünepe olduğunu gizleme çabasına mı kızayım bilemiyorum. Neyse bunları geçtim de en çok bu dangalak gibiler yüzünden meslektaşlarımız dayak yiyor ona yanıyorum.
Hayatında eline fikri bir kitap alıp okumamış doktorlar var bu ülkede,anlayın artık halimizi işte.
sen ne biliyorsun diyen adamın yıllardır bir kitap bile okumamış olmasından dolayı büyük bir kültür farkı bulunan tartışmadır.
eylemci kitlesinin de ne kadar barışçıl olduğunu gösterir. amcaların bu kadar sert üslubuna rağmen sakinliklerini korumuşlardır, aynı protestoyu bu amcalar yapıyor ve bu genç arkadaş böyle bir tepkide bulunuyor olsaydı, oradan sağ çıkar mıydı bilinmez.
karşıdaki nasıl hitap ediyorsa, davranıyorsa kişi de öyle davranır. büyükmüş bilmem neymiş boş laf bunlar. elin herifi beş on yıl fazla yaşadı diye saygı mı göstermem gerekiyor? saygı karşılıklı olan bir şeydir. isterse 100 sene büyük olsun saygısızsa, aynı şekilde karşılığını alır.
büyüklere ''mal'' diyenlerin ahlak anlayışını gözler önüne sermiş tartışmadır.
kime ''siz'', kime ''sen'' denileceğini bu andavallardan öğrenecek değiliz elbette, kendilerinin ahlak anlayışı yukarıda yazılıdır. söz uçar, yazı kalır.
her şeyi geçtim; hayatlarını dahi ezbere bildiğim necip fazıl ile ziya paşa'yı karıştırmak benim adıma mümkün değildir. söz konusu deyiş, celal yalınız'ın ürünü olup, necip fazıl tarafından bazı kitaplarında ve konferanslarında kullanılmıştır. bunu bilmeyenler, ziya paşa hakkında atıp tutar tabii...
edit: genci sözlerinde haklı bulmama rağmen, üslubunu beğenmedim. yakışmamış.
görüntülerde görüldüğü üzere iki taraf filan yok. protesto edenler ile onlara protesto hakkı tanımayan iki mal görüyorum ben görüntüleri izlediğimde yalnızca.
yalnız büyüklere değil, belli bir hısım akraba haricinde herkese "siz" denir, ancak karşınızdaki kişi size sen diye hitap ediyorsa istediğiniz gibi hitap edebilirsiniz.
amcalar ben vergimi veririm gerisine karışmam taifesinde olduklarından yıllardır vergi verdikleri halde bu vergiler insanlığa ne gibi buluş ve teknolojik yenilikler olarak dönmüş, karşılığında ne gibi hizmetler almışlar umurlarında değil; zaten devletçi olmayan bir hükümeti savunan devletçi olmak gibi bir benzetme yapılmış kendilerine, ki ancak türkiye de rastlanacak bir durum olsa gerek. kendileri gibi koyun olmayan, hakkını arayan ve savunan kişilere en azından gölge etmeseler yetecek iken kalkmış bir de maydanoz olmaktalar.
bu gençlerin kaderi bu ülkede ne yazık ki bu tip cahil takımınca anlaşılmamak olacak. daha necip fazıl ile ziya paşa yı karıştıran ahlak bekçilerine hiç değinmiyorum bak!
iki karşıt görüşün ahlaki kurallara pek bağlı olmadan çarpıştığı tartışmadır.
büyüklerle konuşurken ''siz'' diye hitap edilir.
''bak şimdi sen'' diye konuşulmaz. kibar olunur, nazik olunur. ki bizim amcalarımız gayet devletçilerdir, bu yüzyıllardır böyle oldu bu topraklarda, gençsen bu tepkileri göze alacaksın.
amcaların cehaleti karşısında şaşıranlar olmuşsa da, ben daha çok gencin ''ahlakî cehaleti'' karşısında dehşete düştüm.
tıp okuması da aklıma necip fazıl'ın şu meşhur sözünü getirdi: