şimdi radar uygulamasının amacını öncelikle bir irdeleyelim.
amaç;
üzüm yemek mi?
olası trafik kazalarının önüne geçmek.
bağcıyı dövmek mi?
hız kurallarına uymayanlardan para almak.
karayolları genel müdürlüğü, her yıl türkiye karayollarında kara noktalar adı altında yerleri belirlemekte. kara noktalar, o güzergah üzerinde bulunan, trafik kazalarının en çok yaşandığı yerler anlamına geliyor. keskin virajlar, görünmesi mümkün olmayan yokuşlar vs. vs. karayolları bu listeyi her yıl güncelliyor. karayolları bunu güncelliyor ama, bu kara noktalara bir önlem almayı akıl edemiyor. bu kara noktaların olduğu kısımların her birine kemara yerleştirip, şoförlerin hız kesmesini, dikkatli davranmasını sağlayamıyor. çünkü buralara yapılacak bir kamera, hız kontrol sisteminin para getirisi yok. çünkü kara noktalarda kurallara uymayan şoför sayısı az. kurallara uymayan da büyük ihtimalle ölüyor.
bu arada bu kamera sistemleri için plaka tanıtımı uygulaması var. şöyle ki, merkeze plaka tanıtılıyor, eğer tanıtılan plaka merkeze şu kadar hızla geçti diye uyarı verirse, başka bir sistem de, bu plakaya ceza kesilemez uyarısı veriyor. şimdi bu tanıtılan araçlar, bakan, milletvekili, yargı mensubu falan filan. tamam bunlara zaten alıştık da, diğerlerini duysanız bir benim plakam tanıtılmamış lan dersiniz.
keşke senede binlerce can alan trafik kazası illetinin önüne geçmek için aldıkları bu önlemi ibnelik olarak nitelendirmek yerine, adam gibi araba kullanmayı öğrenip, hız limitini aşmasa insanlar. eğriyle doğruyu birbirine karıştırmasalar(!)
süper düşüncedir.
bunu sadece trafikte değil, cep telefonları şirketlerini, pırlantacı takıcıları, benzinciler, otomobil firmaları ve en önemlileri tüm bankalar; bunun gibi vatandaş hata yaptığında sikmekten zevk alan şirketlere yaptırım uygulamayan verdikleri reklamlarında acıklayıcı degılde kandırıcı olan şirketlere yaptırım uygulamayıp şirketlerden gelen paralara vergi uygulayan şahsiyetsiz insanlar bütünü ve de milletini, devletini düşünmeyen hükümetin adamaları. utanıyorum her otomobil reklamlarında 100 de 0 faiz deyipte firmaya vardığımızda hiç de öyle olmadığını artık temsilcileride diyor "satış politikası, sadece biz yapmıyoruz, herkes yapıyor" bu lafları bir yerlerden anımsıyorum hükümetin başı ve yardımcılarının sözlerine ne kadar çok benziyor. yazıktır günahtır.
tıpkı red kit in tren soyguncularına benzer. ama burada devlet rolünde ve sadece treni değil herkesi hedef alarak soyar.
hem de yemek için muz soymak kadar kılıfına uygun...
radar, alkol kontrolü vs. trafiğin düzenini sağlamaya yönelik önlemlerin tamamı aslında caydırıcılık unsuru taşımalıdır her şeyden önce. yani burda amaç gizli gizli avlamak olmamalıdır. alkollü araç kullanmanın amacı alkollü tüm sürücüleri yakalamak değil tam aksine insanların alkolle yola çıkmalarını önlemektir örnek vermek gerekirse. ya da hız limiti koyup bir de radar varsa yolda insanları avlamak değil insanların aklında " bu yolda radar var onun için yavaş gitmem lazım." düşüncesinin oluşturulmasıdır.
tabelaların çalınması olayından dolayı artık tabelaların yüksekten kurulmalarından mütevellit bu tür radarların uygulanma süresi pek uzun olmayacaktır.
avrupa birliği uyum yasalarına göre, gizli radar uygulaması yasak. herhangi bir karayolunda radar uygulaması yapılabilmesi için o karayolu üzerinde uyarı levhaları olması şart. bu resimde görünen radar uygulaması hayata geçer mi onu bilmem ama. belki avrupa birliği yasaları arasında da açıklar vardır. devlet baba da bu açıklardan yararlanıyordur.
azıcık alakalı not: türkiye de kesilen trafik cezaları yıllık bütçe planının içerisindedir. yani o yıl trafik cezalarından bütçeye aktarılacak para bellidir. yıl sonlarına doğru trafik polislerinin bu büyük bir aşkla çalışmasının sebebi doldurulamayan kotalardır. trafik cezalarını bütçe planına dahil eden ülke sayısı ise, çok azdır. hatta tek bile olabilir.
