doğan grubuna dahil olana kadar hürriyet ve milliyete sallayan, bağımsız gazeteciyiz diye ahkam kesen, şimdilerde ise sabah gazetesine sataşan mahallenin hırçın çocuğu.
"medya imparatoru" -böyLe deyince hoşuna gidiyor- aydın doğan'ın 18 miLyon doLar vererek satın aLdığı gazete.. bir de işin içinde doğan grubu'nun, vatan gazetesi'nin yüzde 22 hissesini 88 miLyon doLar'a Deutsche Bank'a satması var.. anLam vermek zor.. Deutsche Bank ne Lan?..
zaten kötü bir erotik site kopyası gibi duran sitesinde basit kelime oyunlarıyla tıklanma oranını artırma gayretkeşliği içinde olan gazete. örnek üzerinden gitmek gerekirse anasayfada dolaşırken diğer haberlere kıyasla daha büyük fotoğraf kullanılmış bir haber başlığı gözünüze çarpar:
--spoiler--
Talibova'yı yakan video görüntüsü!
Podyum dünyasının seksi isimlerinden Nigar Talibova, Azerbaycan'da hiç beklemediği bir sürprizle karşılaştı.
--spoiler--
hadi itiraf edelim erkek milleti tıklar bu habere... ki bir de yazının hemen yanında yanıp sönen "video" yazısı var kırmızı kırmızı zıplayıp duruyor.
Ünlü manken Nigar Talibova, Azerbaycan'da katıldığı bir yarışmada otomobil kazandı. Ancak otomobile kesintisiz dokunması gereken Talibova'nın kamera kayıtlarında iki eliyle saçını topladığı ortaya çıkınca, diğer yarışmacılar ayaklandı.
yani bir zamanlar ülkemizde dokun bana diye akıllara zarar bir yarışma vardı hatırlarsınız, işte onun azeri versiyonunda manken kızımız kural ihlali yapmış ama buna rağmen büyük ödül otomobili kazanmış. olay bundan ibaret.
haberin sağ yanında "işte o video, tıklayın" yazısı var... hani şu talibova'yı yakan video.
tıklamadım tabi.
bünyesinde barındırdığı yazarların siyasi görüşlerinin birbirine yakın olmasıyla dikkatimi çeken gazetedir.ruhat mengi'yi okuduktan sonra herhangi bir konu hakkında diğer yazarları okumanıza çok fazla gerek yoktur. zira çok büyük ihtimalle diğer yazarların ruhat mengi'nin fikirlerini farklı cümlerle anlattığını görürsünüz ...*
anadır. ''vatanını satan anasını satar'' gerçeğini bilmeyen insanlarla yaşanılan toprak bütünlüğü. çevremizde ne kadar çok pezevenk varolduğunu kanıtlayan durum.
beşiktaş'ın liverpool yenilgisinden sonra, beşiktaşımın futbolcularının gözleri siyah bantla çevrelenmiş fotoğraflarını basmaktan, ve ahmak bir linç ayini yapmaktan utanmayan gazetemsi. hani insan merak ediyor; siz değil miydiniz daha birkaç hafta öncesinde inönü'deki liverpool zaferini kendiniz elde etmişçesine kutlayan ve sahiplenen? (burada büyükçe bir soru işareti. belki de yanına bir ünlem..) bir tarafınız yiyorsa 8-0'ı da sahiplenin diyeceğim fakat, sizin alamet-i farikanızın ikiyüzlülük/başarı-sonuç-sevinme odaklılık ve buna dayalı linç bekçiliği olduğunu bildiğimden, boşu boşuna sizi ahlaka davet etme zahmetine girmeyeceğim.
akp nin yazar klasman sıralamasında, değerlendirmeye alınanların tümünün zayıf alarak sınıfta kaldığı, pekiyi almak bir yana sınıfı geçen numunelik bir kişinin bile olmadığı gazete.
içerisindeki üç beş kalitesiz yazardan arınsa, $u an ki okunabilecek gazetelerden biri olacaktır. eğer doğru adımlar atarsa milliyet tahtını sallayabilir.
ilk kullanımı Fransızca patrie kelimesidir. Fransızca'da patrie bir insanın, milletinin veya memleketinin tamamını ifade eder. pays ise bir insanın o andaki vatanı anlamına gelir. Patrie ve pays arasındaki ayrım şudur: Herkesin bir patrie'sinin yanında bir de paysı vardır. pays vatana duyulan sadakatin birincil saiki iken, patrie'ye ise sadakat ancak öğretilebilir. Yani yapay bir şeydir. Örneğin kişinin hayatını idame ettirdiği yaşamını sürdürdüğü coğrafya paysdır.* Patrie ise tüm yurt ya da ulusun meskun olduğu ülkedir. ***