vatan toprağı her toprak gibi bakıma muhtaçtır.
sağlıklı, verimli,
doyurucu ürün alınabilmesi için
iyi ekilmesi, üzerine titrenmesi, sabırla işlenmesi gerekmektedir.
vatan toprağının asıl sahipleri
"al şu toprağımı işle"
diyerek tarlalarında çalışmak üzere
yöneticileri tarlalarının başına
ücret karşılığında getirir.
üzerinde çalışmaya başladığı uçsuz bucaksız tarlayı
bir zaman sonra kendinin zanneden düşüncesiz tarla idarecileri
toprağın asıl sahibini ve maaşını aldığı insanı hiçe sayarak toprakla sadece kendinin ve çevresinin doyacağı kadar ilgilenir ve geri kalan toprağı sahiplerinden de esirgeyerek çürümeye terk eder.
bu çürümeyi
başka milletler tarafından atanmış tarla çalışanları bir fırsat olarak görür
ve bizim tarlamızda çalışmaya, kendi mahsullerini ekmeye, toprağı kendi bildiklerince, toprak sahibinin alışık olmadığı ve alışamayacağı şekilde işlemeye başlar ve vatan toprağı böylece anlamsızlaşır...
verimsizleşir.
bizler bu vatan toprağının üzerinde yetiştirilen mahsulleriz.
bizler, hormonlu, su verilmemiş, iyi güneş görmemiş, ilaçlanmamış, sevilmemiş, hamken biçilmiş, çürümeye bırakılmış mahsulleriz.
7000 km öteden gelip üstünde üç ev iki araba olan adalar için savaşa girip kazanan herifler için geçerlidir. iş bize kalsa hem zaten türbe ziyareti de neymiş.
Değerini bilmeyenlerin toprak taşımayı savunduklarını göstermiştir. Toprak taşımak nedir oldu aq ışid yarın öbürgün ülkeyi tehdit ederse ülkeyide taşıyalım. Bir terör örgütünden korkup toprak taşıyan güçlü bir devlet örneği gösterin bana nedenini açıklayın nedir bu toprak taşıma ne yani nasıl mantıklı buluyorsunuz.
...vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz...
korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak !
işte vatan toprağı böyle bir şey. üzerinde yaşayan herkesin, buna kadın ve çocuklar dahildir, kanıyla sulanmadıkça terk edilemez. düşman kim olursa olsun.