Hiç kimse birbirinin acısını, mutluluğunu anlamıyor ya da paylaşmıyor. Mutlulukta bir araya getirmiyor, acı da bu ülkeyi. Her şey sıradanlaşmış, günlük bir hal almış buralarda. Günü kurtaran galip sayıyor kendini. Geleceği düşünmek, beraber yaşanabilir bir ülke kurmak sadece dedelerimize, atalarımıza, Nene Hatun'a, Şerife Bacı'ya has bir duyguymuş.
Ağzına vermişler ensarı, yobazları, çomarları, karşısında kim varsa yaftalıyor vatansız.
Merak etme senden önce ben sövüyorum onlara. Ama kendi milletimi o orospu çocuklarıyla özdeşleştirip adaleti teröristin yanında aramıyorum.
sakarya meydan muharebesi için eksikleri olan ve bu eksikliklerini giderebilmek için hazırlıklarını sürdüren ordu'nun, "seferberlik" adı altında, halktan tahsis edeceği bir takım temel ihtiyaç ve gereçlerin talebi öncesinde oluşturulmuş bir slogan desek, yanlış olmaz. milli duyguların kabarmasına vesile olması için kullanılmış bir söz.
zira sakarya, son kaleydi. düşman ordusu'na karşı meclis'in önündeki son engel de diyebiliriz.
nitekim bu söz, amacına ulaşmıştır ve halk sorgusuz sualsiz devlet'in ve ordu'nun talep ettiği tüm ihtiyaçları elde avuçta olduğu kadarı ile temin etmiştir. düşmanın denize sürülmesinin ve kurtuluşun akabinde devlet, halktan aldıklarını geri vermiştir.
bahse sözün dayandığı emirlere ise, tekalif-i milliye adı verilmiştir.