ölmek için bir anlam arayan güruha sunulmuş , kahramanlık destanlarıyla pekiştirilmiş faşizani krizi geçiren kalabalıkları birbirine kırdıran ve dünyadaki en büyük anlamsızlıklardan biri olan fenomen .
Âl-i imrân Sûresinin 169,170 . Ayetinde
Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.
kuranda şehit kavramının allah yolunda , islam yolunda ölen insan olduğu görüldüğü gibi açık , net bir şekilde belirtilmiştir .
Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse .
bu ise tdk sözlüğündeki şehit kelimesinin karşılığı .
aslında mantıksal düşünüldüğünde aradaki farkı anlamak zor olmayacaktır . osmanlı şehit kelimesine kurandaki anlamını yükleyebiliyordu . teokratik bir devletti çünkü . dini öğeleri kullanması yasak diil aksine gerekliydi . türkiye cumhuriyeti ise laik bir devlet . şehit kelimesine kurandaki anlamını yükleyemez . ilkeleri , kuruluş dinamikleri devlet erklerini dinden arındırma ilkesine dayalı bir ülkede vatanı savunması istenecek insanlara ruhani anlam içeren sıfatlar yüklemek yanlıştır . taban tabana zıt kavramlardır laiklikle kurandaki şehitlik . aradaki fark burdan kaynaklanmaktadır .
bu ve bunun gibi kavramlar bütün ırklar tarafından kullanılagelmiş ve bundan sonra da kullanılmaya devam edecek olan kavramlardır . kimi zamanlar çeşitli sıfatlar verilmiştir insanlara kendilerini feda etmeye aday oldukları için . (bkz: şövalye) ve birçok fedakarlık istenmiştir onlardan bu onurlandırma karşılığı .örneğin şövalye olabilmek için şu 10 kurala uymaları gerekir .
Şövalyeliğin 10 kuralı :
1 Kutsal saydığı değerleri ölümü pahasına korumak.
2 Savunmasız ve acizleri korurken onlara saygı göstermek.
3 Ülkesini sevmek.
4 Düşmandan önce savaş meydanından geri çekilmemek.
5 Tek bir bayana karşı aşk beslemek, ona bağlı olmak.
6 Kötülüklerin ve acımasızlığın karşısında durmak.
7 inandığı değerlerle çakışmadığı sürece, emri altında olduğu amirlerinin tüm emirlere uymak.
8 Sözüne sadık olmak, onurunu küçük düşürecek davranışlardan uzak durmak.
9 Cömert olmak, kendisine gösterilen iyiliği asla unutmamak.
10 Her durumda doğruluğun ve iyiliğin temsilcisi olmak.
padişahlar , krallar , başkanlar insanların tek tek , bir birey olarak bir değere sahip olduklarını unutup ırk olarak bir değere sahip olabilecekleri sapkınlığına varmışlar ve bir bayrak altında toplanan insanların bir kısmının bu bayrağın idamesi için feda edilmesi gerektiğini inanmış ve halkı buna inandırmıştırlar . çoğu zaman aptal saptal sebeplerle , kimi zaman akla yatkın sebeplerle (genelde savunma savaşları) savaşlar yaşanmıştır . halkı bu savaşlara yönlendirme gücüne sahip iki büyük erk olmuştur . birincisi din . ikincisi ise bahsettiğimiz kişiyi onurlandırma , yüceltme yani insanın kibirini , üstün olduğunu kanıtlama arzusunu kullanma . i want you afişleriyle winston churchill emperyalist ingilzi ordusunu toplamıştır . liyakat madalyaları , ünvanlar , apoletler , dini vaatler vs. kapitalizmin ordusunu kurmak için kullandığı silahlardır .
vatan için ölen kişi ve ailesi için bu anlam çok büyüktür, ikinci seviyede de aynı vatanda yaşayan diğer kimseler bulunmaktadır fakat gelgelelim pek önemsememektedirler. nede olsa onlara dokunan yoktur bir yanda vatanı için ölenler varken.
kendisinden sonra gelecek nesilleri umursamayan insanlar için, yoktur. birileri birilerine ozgurluk bırakmaktan vazgecmeli artık. özgürlük mü istiyorsun ? git ve kendin al. henüz dogmamis bir cocuk veya dogmus bir velet ilerleyen yıllarda kıcını rahatca yaysın diye, bir baskasi kıcını feda etmemelidir. ( bana gore. benim duygularım da yoktur. )
türkiye'de bok yoluna gitmenin anlamıdır. üç beş çapulcuya(!)* karşı hiçbir zaman silahlı mücadeleyle sonuca ulaşmayacak bir savaşta(!) ölür gidersin* ve pek sayın büyüklerin(!) de çıkar "kararlı mücadelemiz sürecektir" falan der, umurlarında olur musun? asla. sonra cenazende türk bayrağına sarılırsın, ağlayanlar da bol sayıdadır, "şehitler ölmez vatan bölünmez" diye sloganlar atılır ve üstünden gün geçmeden sana eşlik etmek için yenileri toprağa düşer. bu kısır döngü böyle sürer...
bu ülkede vatan için verilen savaşta öldüğünü zanneden çocuklar aslında birtakım kişilerin müthiş bir rant savaşı uğruna ölüyorlar. bölücülük falan hikaye, bu ülkenin hiçbir zaman bölünemeyeceğini o malum örgütün kurucusu, yöneticileri bile biliyor. kimilerinin cepleri doluyor, kimilerinin kefeni...
yaşadığı toprakların geleceğini düşünenlerin seve seve yapacağı iştir. olaya sadece mantık açısından bakarsak; bir vatan için, devletin bekası için ölmek saçma gelebilir ama vatan sevgisi kavramı mantıkla çözülebilen bir şey değildir; bu kavramın içinde özgür yaşama isteği, gelecek nesillere bağımsız bir devlet bırakma arzusu vardır yani duygular daha ön plandadır.
herhangi bir devletin vatandaşı topraklarının ve bağımsızlığının elinden gitmemesi için elinden geldiğince savaşır hatta ölmeye de razı olur çünkü; her insandaki ait olma duygusu ve devletini/içinde bulunduğu grubu koruma isteği vardır. işte bu insanlar isim isim olmasa da gelecekte efsaneleşcek ve saygıyla anılacaktır. bakalım geçmişe; kurtuluş savaşında ülkemiz için hayatını kaybeden insanlar unutuluyor mu, şu anda güney doğuda vefat eden askerler unutuluyor mu veya çanakkale savaşında ölen avusturalyalı askerleri torunları unutuyor mu?
vatan toprakları; o vatanı seven her birey için kutsaldır, onu korumak gerektiğinde uğruna kan dökmeyi de gerektirir.
olmayan anlamdir. dünya üzerindeki hangi devlette yaşiyor olursak olalim, bir devlet ya da bir vatan için ölmemiz gerekmez. bir devlet var olsun diye, zaten kısa olan hayatını feda eden insanin, bunu yapma raddesine nasil geldiği merak konusudur. sonucta devletlerin duygusu yoktur, o devlet için ölenler bir gün unutulacaktir. hatta mezar yerleri bile unutulacaktir. bu sebepten bir devlet ve bir vatan için haybeye ölmek anlamsizdir. ama parali askerler ölebilir, onlar için sakıncası yok. bu iş için para alıyorlar.
