türk toplumunun % 80'ninde varolan duygu. korkusuz, atılgab türk gençleri yeri geldiğinde ölmekten korkmazlar. bu vatan için yaşamak gerekir evet ama ya birileri ölmeden diğer vatandaşlar rahat soluk alamayacaksa, yaşamak adına hergün türlü arsızlıklar yapılacaksa, vatan toprağı için herkes canını verir. bu da türk toplumun en önemli özelliğidir. vatan için can vermekten korkmamak.
globalleşmeye yüz tutmuş, 1900 lü yıllarda hemen hemen bütün ülkeler de kendi ne okullar açmış, ve misyonerlik yapan ülke / ülkelerin olduğu bir dünyada yaşamaktayız, hangi vatan dan söz edilmekte, adamlar bütün ülkeleri içten fethetmekte. sadece globalizmin gereklilikleri vardır artık dünya da. vatancılık oynayanlar elbette olacaktır. çünkü onlar dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünmektedirler.
bazılarının bu konu üzerinden maval okuyup isteseler vatanım için canımı bile veririm derken vergi kaçırdığı, yolsuzluk yaptığı ve memleketi daha kötü hallere soktuğu gerçeğini akıllara getiren sözlerdir.
bu başlığı açan ve 1 numerolu yazıyı yazan arkadaşa ve aynı fikre sahip diğerlerine;
yaşadında vatanın için ne yaptın bugüne kadar?
sorusunu sormak akıllara gelir hemen. bazen varlığınının bir faydası olmadığını düşünüyorsan yokluğunun değerini anlamak isteyenleri merakta bırakma emi.
türkü türk yapan özelliklerin başında gelen vasıftır. dünyada türkten başka bir toplum varmıdır ki çocuğu vatan için ölünce '' vatan sağolsun '' desin.
vatan için yaşamak ile vatan için ölmek eşdeğerdir. çünkü, kendini vatan için yaşamaya adamış bir kişi ülkesi tehlikeye girdiği zaman canını hiç düşünmeden tehlikeye atabilir. bilir ki, özgür olamadığı bir ortamda yaşamak ve yurduna faydalı olabilmek için çalışmak mümkün değildir, istediğini yapabilmenin tek şartı bağımsız olmaktır.
hangi açıdan bakarsanız bakın, hangi teoriyi üretirseniz üretin, ister dogmalarla yaşayın, ister en sıkı diyalektikçi siz olun. pratikte bu durumun başka bir açıklaması yoktur. yaşam ile ölüm her zaman beraber değerlendirilmelidir. eğer refah için de yaşıyorsanız, yaşam ile ölüm arasındaki çelişkiyi yaşam kazanır. çalışmak, birşeyler üretmek istersiniz. fakat, özgürlüğünüz elinden alındığında artık bu çelişkinin baş yönü ölümdür. bağımsızlığınızı, kendi benliğinizi tekrar geri kazanabilmek için ölümü göz alırsınız.
kısacası, ülke için ölmek de yaşamak da bir bütündür. birbirinden ayrı değerlendirilemez, onları birbirinden ayırdığınız vakit, vatanınıza değil, ona zarar vermek isteyenlerle bir olmuş olursunuz.