Bayrağımıza yapılan saldırılar, yurdumuza edilen hakaretler, bölünmez bütünlüğü bölmek isteyenlerle dolu ülkemiz. Hele ki şu günlerde. evet bizim ülkemiz; Yani bizim üzerinde yaşadığımız her yanında askerin, çiftçinin, işçinin.. dedelerimizin emeği olan Türkiye!
Ne kadar sahip çıkmaktayız ülkemize hiç düşündünüz mü?
Bugün 30 ağustos-Zafer bayramı;
-Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla top yekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanının yazıldığı gün- diye bahsediliyor bu günden. 30 Ağustos; zaferle sonuçlanan Dumlupınar savaşı ile birlikte Türk Ulusunun yeniden dirilişidir. Anadoluya açılan kapımızdır.
Hangimiz hatırlıyor Fevzi Çakmak Paşa'yı, ismet Paşa'yı, ya diğer kurmayları? ilkokul sıralarında kalmasını istemezdik değil mi? Sadece ders literatürlerinde işlenmesi bizim kabahatimiz değil elbet ama onu devam ettirecek, izini sürecek, peşinden gidecek, göz açtırmayacak olan kişiler bizler değil miydik..?
Mustafa Kemal Atatürk'ün; "Gençler; cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz" diye bahsettiği, güvendiği gençler biz değil miydik?
Eğer vatan bilincinizi tazelemek istiyorsanız; açın 10.nutuku da Kurtuluş savaşını yaşayın o gündeymişsiniz gibi, üşenmeyin Nene Hatun'un hayatını okuyun, nasıl tüyleriniz diken diken olacak, nasıl gözleriniz dolacak kendinizi bir seyredin. Açın tarih kitaplarını; hangi savaşta kaç şehit canı sulamış şu anda sizin huzur içinde oturduğunuz yerleri. Bir bakın bakalım bedeli ağır mıymış, hafif mi? Habersiz yaşamayın tarihinizden, tepkisiz kalmayın vatana ihanetlere, bunu çocuklarınız için yapın, bizden geçti diyorsanız eğer. Vatansız doğmak kimsenin kaderi olmamalı, insan birazda kendi hazırlar geleceğini. Teşekkür edelim ki alt yapımızı sağladı o hatırlamadığımız insanlar.
Şimdi ülkemin toprakları kanıyor. Yapılan saldırılar, ziyan edilen hayatlar, ulusal bilincin karakterine yakışmayan hareketler. Şehitlik sadece cinayet diye nitelendirilen bir olgu ile karıştırılıyor. Hasta adam benzetmesi her gün yapılıyor da, neden sesimiz çıkmıyor?
Dilimizi mi yuttuk, ne oldu bize? Kaç yıl daha seyirci kalacağız yavaş yavaş yok oluşumuza?
Bugün tarihimize sahip çıkma günüdür. Bugün ne kadar değer veriyoruz yurdumuza diye kendimizi sorgulama günümüzdür. Yani bugün şapkayı önümüze koyup düşünme günümüzdür. Ama düşünmekle kalmayıp harekete geçme günümüzdür de. Yeterince düşünmedik mi bu vakitlere kadar sormak lazım kendimize. Bu ülke bizim ülkemiz. Üzerinde yaşadığımız, karnımızı doyurduğumuz, kendi geleceğimizin yanı sıra bizden doğacak nesile de gelecek hazırlamayı düşündüğümüz ülkemiz. Bayrak bilinci ile doğduğumuz, marşlarla büyütüldüğümüz, dedelerimizin bizi dizlerine oturtup ta o eski günleri anımsadıkları kadarıyla, parlayan gözleriyle anlattıkları ülkemiz. Okul müsamerelerinde Fevzi çakmak paşa, ismet Paşa, Nene Hatunu canlandırdığımız ülkemiz. -aaah keşke o zamanda yaşayabilseydik- deyip te Atatürkü andığımız ülkemiz.
Ne çabuk unuttunuz bize verilen o büyük hediyeyi;ömrümüz, geleceğimiz, babalarımız...
Onlar senin tarihin, benim tarihim, hepimizin tarihi. ille de gaza gelmekse ihtiyacın al sana gaz. Bunu beyninde her gün tazelenmesi gereken bir bilgi olarak sakla türk evladı. Hergün hatırla, göğsün kabarsın, ufkun açılsın. Ki hepimizin unutmak üzere olduğu yurdumuzu yeniden el birliğiyle kötü günlerinden, iyi günlere taşıyalım. Zira vakit çok geç olabilir.
"Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz"
"Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. işte parola budur"
"EGEMENLiK KAYITSIZ ŞARTSIZ MiLLETiNDiR.NE MUTLU TÜRKÜM DiYENE!!"
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK