1972 alexandreia doğumlu, solak yunan oyuncu kariyerine doğduğu yerin takımıyla başlamıştır.(1987-1988).
sırasıyla: alexandreia, naoussa, aek athens, sevilla, aek athens, köln ve ethnikos piraeus takımlarında oynamış ve futbolu 2007 yılında bırakmıştır. ofansif orta saha mevkisinde oynar ve meastrodur. ,oynadığı 449 karşılaşmada 149 golü vardır. türkiye'de sergen yalçın ne ise, vassilis tsiartas'da o dur. yeteneklerini heba etmiş bir ''10 numaradır''
euro 2004'de 2 asistle yunanistan'ın avrupa şampiyonu olmasına katkıda bulunmuştur.(turnuva başında yunanistan'ın şampiyonluğuna verilen oran 1'e 100'dür). kulüp ve ülke milli takımında duran topların kullanıcısıdır. kariyeri boyunca tek bir kırmızı kart dahi görmemiştir.
Dışarıdan bakıldığında, sessiz, sakin, kendi halinde, idealist bir futbolcu olduğu düşünülebilir. Öyle ki kariyeri boyunca kasıtlı sert faulü yoktur kendisinin.
Profesyonel kontrata gidişi de ayrı bir hikayedir Tsiartas'ın. AEK'nın meşhur taraftar Original 21 grubu Naoussa'dan takımın kampına getirir Tsiartas'ı ve oyuncu beğenilerek profesyonel ligde oynamaya başlar. 90'lı yılların sonuna dek Ethniki Categoria'nın tozunu artırır ve son olarak hem gol kralı olur hem de ligin en iyi oyuncusu seçilir. Kendisine talip olan takım eski Endülüs topraklarından Sevilla'dır ve rota batıya çevrilir. Üstelik ispanya kariyeri oldukça iyi geçer. Öyle ki istatistikler onun her iki maçtan birinde gol attığını işaret etmektedir. henüz 28 yaşında, daha üst düzey bir transfer yapma imkanı varken sözüm ona AEK sevgisi ağır basmıştır ve ülkesine geri dönmek istemektedir. o dönem bir dergi için yazdığım profilde bu dönüşünü irdelemiş ve yunan bir arkadaşımdan şu sözleri işitmiştim; "Başarılı bir yunan oyuncu istediği eninde sonunda ülkesine döner, biraz da burada para kazanır ve futbolu bu topraklarda bırakır."
II'nci AEK kariyeri de süper bir performansla taçlanmaktadır. orada da iki maçta bir gol istatistiği tutturur. Ancak; o da ispanya'da oynamış olmak, Milli Takım'ın önemli bir parçası olmaktan ötürü kaba tabirle götü kalkar. Takımdaki diğer oyuncuların antipatisini kazanır. Kaderin cilvesi işte; Bu sırada AEK da iflasın eşiğine gelir, oyuncu alacakları ödenmediği takdirde takım UEFA Kupası'na katılamayacaktır. Tam da bu noktada Yunan futbol efsanelerinden biri olan Demis Nikolaidis devreye girer. Tüm borçları öder ve takım hayata kaldığı yerden devam eder. Bir farkla; Tsiartas eski arkadaşının patron olmasını kaldıramaz. Her gün farklı bir mecrada Nikolaidis'e sallamaktadır. Tribünler de durur mu takımın kurtarıcısı olması bir tarafa takımın efsane adamlarından birine bu denli haksız sallamalara dayanamaz ve Tsiartas'ı protesto etmeye başlar. Babadan yenen tokata benzer bir travma yaşayan Tsiartas Köln'ün yolunu tutar. Bir yıl oynar ama aklında Demis'i alt etmek vardır. Yunanistan'a bu kez Ethnikos takımıyla yaptığı sözleşmeyle döner. işin inceliğinden çok ibneliğine kafa yorduğu için de bir sezonda sadece üç maça çıkar. Emekli olduğunda AEK efsanesi, Yunan efsanesi değil, kariyeri boyunca tutulan harika istatistikleriyle değil sadece kornerden attığı golle anılır.
