vasiyet

entry82 galeri1
    32.
  1. "takma kendimden can sıkıntım
    önceden beridir bir ölüm takıntım..."

    sözleriyle beni yerden yere vuran sagopa kajmer eseri.
    1 ...
  2. 31.
  3. vasiyet

    son günüm olmasın dostum, çelengim, top arabam;
    alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam...

    (1939)

    necip fazıl kısakürek.
    1 ...
  4. 30.
  5. bir nazım hikmet şiiri...

    yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
    ölürsem kurtuluştan önce yani,
    alıp götürün
    anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

    hasan beyin vurdurduğu
    ırgat osman yatsın bir yanımda
    ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
    kırkı çıkmadan ölen şehit ayşe öbür yanımda.

    traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
    seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
    tarlalar orta malı, kanallarda su
    ne kuraklık, ne jandarma korkusu.
    biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
    toprağın altında yatar upuzun,
    çürür kara dallar gibi ölüler,
    toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
    ama bu türküleri söylemişim ben
    daha onlar düzülmeden,
    duymuşum yanık benzin kokusunu
    traktörlerin resmi bile çizilmeden.
    benim sessiz komşulara gelince,
    şehit ayşe'yle ırgat osman
    çektiler büyük hasreti sağlıklarında
    belki de farkında bile olmadan
    yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
    -öyle gibi de görünüyor-
    anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
    ve de uyarına gelirse,
    tepemde bir de çınar olursa
    taş maş da istemez hani.
    0 ...
  6. 29.
  7. aziz nesin'in ayrıntılı bir sonistek yazısı olduğu biliniyordu. bu sonistek yazısının anma ile ilgili bölümü şöyle:

    "gömülüşüm sırasında söylev verilmesini, dua edilmesini, anma konuşması yapılmasını, gömüldüğüm yere çiçek konulmasını ve bunlara benzer törensel işlemler yapılmasını istemiyorum. gömüldüğüm yerin mezar biçimine getirilmesini, oraya taş dikilmesini, mezar olduğunu belli eden herhangi bir işaret konulmasını, tümsek yapılmasını ve oraya sınır çekilmesini istemiyorum." (hürriyet 7.7.1995)

    öte yandan nazım hikmet ran 'vasiyet' adlı şiirinde, anadolu'da bir köy mezarlığına gömülmek istediğini, üstüne de bir çınar ağacı dikilirse "taş maş" da istemediğini söylüyor... bu sözler, bu istek yeterince açık... fakat diriye de ölüye de pek fazla saygısı olmayan bir ortamda, nazım hikmet ran'ın mezarı konusunda tartışma ve polemikler, insanca anlamlarından giderek boşaltılmakta, güncel siyasetin kıskacına girmiş görünmektedir.

    halk insanlarının mezar ziyaretlerinde dinsel-manevi anlamlar kadar, bu dünyaya dönük anlamlar, bu dünyadaki yaşamı zenginleştirici anlamlar ve amaçlar da vardır. aynı şeyi aydınlarımız için söyleyebilir miyiz? bir deneme yapalım: muhafazakar zatlardan kaç tanesi, sözgelimi mehmet akif ersoy'un mezarının yerini biliyor ve bu mezarı sadece ideolojik amaçlarla değil insanca duygularla da ziyaret etmiştir? aynı soruyu, birçok şairimizin, yazarımızın, düşünce ya da siyaset insanımızın (kimileri çoktan kaybolmuş) mezarlarıyla ilgili olarak, sağda olmayan zatlara da yöneltebiliriz. (sözgelimi, reşat nuri güntekin'in mezarının nerede olduğunu bilenimiz var mı?) kendimize bu soruları sorabildiğimiz ve yanıtlarını verebildiğimiz bir toplumsal düzeye gelindiğinde, nazım hikmet ran'ın 'vasiyet'inin yerine getirilmesi güç olmayacaktır...
    1 ...
  8. 28.
  9. yumruk yersin yilma kalk, dayan!..
    bu abi yerle cok sevi$ti.
    du$mek hic ayip degil, kalkmasini bil!..
    ve acele et $u gozya$ini sil!..

    bu sözlerle beni her seferinde hayata bağlayan harika ötesi şarkı...
    2 ...
  10. 27.
  11. her okunduğunda hüzünlere gark eden orhan seyfi orhon şiiri. kırınız sonuncu itimadımı.. *

    Dostlarım, toplanın öldüğüm zaman.
    Riyayı o günlük bir yana atın.
    Tutunuz tabutun bir kenarından,
    Bir derin çukura beni fırlatın.

    Kalınca büsbütün sizden uzakta,
    Vücudum çürürken kara toprakta,
    Uzanın rahatça sıcak yatakta,
    Yaşamak gururu içinde yatın.

    Yüz yüze getirmez bizi asırlar,
    Meydana vurulsun saklanan sırlar,
    Sayılsın şahsıma ait kusurlar,
    Korkmayın, içine yalan da katın.

    Anlayayım kimlermiş dost sandıklarım,
    O muhabbetini kıskandıklarım,
    Anlayayım ne boşmuş inandıklarım,
    Şu yalan hayatı bana anlatın.

    Dostlarım, anmayın artık adımı.
    Siliniz gönülden eski yadımı.
    Kırınız sonuncu itimadımı.
    Ölünce bir daha beni aldatın.
    3 ...
  12. 26.
  13. sagopa kajmerin tavan yaptıran hislere ve sözlere sahip şarkısı

    "koştugum bu yolda yarimi sonladim ve kocaman adama dondum.
    sanma cok telaşliyim, durgunum biraz.
    solgunum yuzum, bitkinim ufaklik.
    sen de gel peşimden amma cok caliş!..
    duvarda yazmaz her kural"
    1 ...
  14. 25.
  15. grup yorum'un f tipi tabutlukları protesto etmek için seslendirdiği anlamlı ezgi.
    1 ...
  16. 24.
  17. "sade evde yüzüm asık, dışarda sempatik takıldım"

    insanın dışardan ne kadar sempatik görünse de, kendi başına kalınca yaşadıgı yalnızlığı anlatan bu cümleye ev sahipliği yapan şarkı.
    3 ...
  18. 23.
  19. sago'nun ödül alan bir klibe sahip olduğu mükemmel şarkısı. millet hummerla gezip, hatunlarla klip çekerken bu adam felluce'den, bağdat'tan bahsetmekte. e bu da onun farkı sanırım.
    6 ...
  20. 22.
  21. Vasiyet




    Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
    ölürsem kurtuluştan önce yani,
    alıp götürün
    Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

    Hasan beyin vurdurduğu
    ırgat Osman yatsın bir yanımda
    ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
    kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

    Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
    seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
    tarlalar orta malı, kanallarda su,
    ne kuraklık, ne candarma korkusu.

    Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
    toprağın altında yatar upuzun,
    çürür kara dallar gibi ölüler,
    toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

    Ama bu türküleri söylemişim ben
    daha onlar düzülmeden,
    duymuşum yanık benzin kokusunu
    traktörlerin resmi bile çizilmeden.

    Benim sessiz komşulara gelince,
    şehit Ayşe'yle ırgat Osman
    çektiler büyük hasreti sağlıklarında
    belki de farkında bile olmadan.

    Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
    - öyle gibi de görünüyor -
    Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
    ve de uyarına gelirse,
    tepemde bir de çınar olursa
    taş maş da istemez hani...


    (bkz: Nazım Hikmet Ran)
    1953, 27 Nisan
    Barviha Sanatoryumu
    7 ...
  22. 21.
  23. öztürk ilmaz'ın herkesin bilip de adını bilmediği şarkılardandır. klibinde kankalarından deniz yılmaz, kerem tüzün ve hayko cepkin de oynamıştır.

    gözlerimde gördüğüm
    mutluluğun son nefesi
    içimdeki son ateş
    yıldızların gölgesi
    dudaklarımla hüznü çizdim
    duvarlara mutluluğu
    yinede boşlukta
    çıplak ruhum

    ben ölünce yağmur yağsın
    ağladığı belli olmasın.
    2 ...
  24. 20.
  25. müziği süper, nakarat kısmında coşturan bir sagopa kajmer klasiği.

    "anonim oldu haykırışlarım... "
    2 ...
  26. 19.
  27. albümde, kendinden önceki şarkı bebeğim öldü, kendinden sonraki şarkı* ise ilgisizlik hastalığı'dır.
    1 ...
  28. 18.
  29. 17.
  30. nazım hikmet'in anadolu'da bir köyde, bir çınarın altında upuzun yatmak istediğini söylediği, vatan özlemini ve sevgisini belirten yoldaşlarına olan vasiyetidir. " uyarıma gelirse bir de tepemde çınar olursa" dizesine karşılık grup yorum "haziranda ölmek zor" isimli parçasında duygularını seslendirmişlerdir.
    2 ...
  31. 16.
  32. grup yorumun son albümünden tecriti anlatan parça.sözleri de şöyle;

    Saçlarımı al Karadeniz
    Hırçın dalgalar tarasın
    Aç bağrını ey Anadolu
    Sar göğsüne, sen anasın
    On sekiz demir kapı, ardında tuzak
    insandan, topraktan, hayattan uzak
    Yüreği alevden bir kız, yanıyordu yıldız yıldız
    Bir ses oldu gökyüzüne, çığlığı deniz
    Tecrit,
    içeride bedenim tutsak
    Dışarıda düşlerim tutsak
    Umutsuzluk bize yasak
    Kapıları yakıp geldim
    Alevlerim isyandır
    Umudu kuşanıp geldim
    Sıcaklığım sevdamdır
    Mezarıma güller dikin, bir de mimoza
    Kokusu umut olsun bahara yaza
    Bu ayrılık değil canım, susamışa su vermektir
    Vatanını, derya deniz sevebilmektir
    Tecrit,
    Sırat köprüsünden ince
    Onurumuz candan önce
    Sevdam büyür direnince
    5 ...
  33. 15.
  34. Kendinin bilgesi olana
    bir mola yeridir dünya
    ses ve tendir asıl olan
    bir de düşünen insan

    Ateş soğur ansızın
    düşülür kuyulara
    ne bir ah ne bir soluk
    dönüşüm başlar hemen
    toprağın kucağında

    Çamlara karışır hayat
    dağlara ormanlara
    çiçeklerle çoğalır,
    işi olmaz yaşayanın
    ölümden ötesiyle

    Yakın beni ey dostlar
    gömün külümü saksıya
    adı ne olursa olsun
    tohumları serpiştirin
    baharı bekleyin sonra

    Güllere sorun beni
    dallardaki böceklere,
    yaşamın bu boyutunda
    sonsuzun sesini dinleyin
    hiç bitmeyen o türküyü.
    * *
    0 ...
  35. 14.
  36. 2005 yılında çıkan romantizma albümünün bir şarkısı. sagopa kajmer'in en sevilerek dinlenilen bir şarkısıdır.
    2 ...
  37. 13.
  38. Öldüğümü kimseye söylemeyin
    Dostlar ve düşmanlar
    Yalvarıyorum, çıkmasın benim için
    Bir haber gazetede
    Hiç söz edilmesin
    Ne bir anış ne bir duyuru
    Öldüğümde kefenlemeyin beni
    Bir çarşafa sarın çırçıplak
    Çiçek filan da istemez
    Yatağımın üstünde mum bile yanmamalı
    Sıradan ikinci sınıf bir cenaze arabası, yoksullar için olanından, sade,
    Gelmesin peşimden kimse
    Ne akrabalar ne eş dost
    Yalnızca cenaze arabası, at ve arabacı
    Olmasın başka biri ardımda istemem
    Bırakın yakılsın cesedim savrulsun küllerim
    Çünkü benden
    Kalmamalı hiçbir şey geriye
    Küllerim bile
    Ama yapamazsınız bunu
    Gönderin küllerimi Sicilya'ya
    Doğduğum Girgenti kasabasında
    Gömün alelâde bir kayanın altına

    *
    1 ...
  39. 12.
  40. kral tv ödülünü alan enfes şarkı insan klibi izlerken ağlayası geliyo,ödülü veren angut sogapo kejmar ya da buna benzer bi şekilde okumuştur.tanınmasa da yaptığı işlerle gönüllere taht kuran insan
    4 ...
  41. 11.
  42. 10.
  43. ahmet yılmaz eseridir.

    Vasiyet

    Gidenler; eşlerine, evlatlarına , arkadaşlarına, dostlarına yazıp bırakırken ben sana yazmak zorunda kaldığım için beni affet, beni affet Baba!

    Hiç bir zaman senin istediğin gibi bir evlat olamadım. Biliyorum, hoş kendi istediğim gibi de olamadım ya. Ne fark edecekse!...

    Yağmurlu bir akşam üstü parkamın sırtı delik deşik, kafam gözüm darmadağın getirip bırakırlarsa evin önüne; sakın, sakın üzülüp dövünme! Ve hiç düşünme nedeni! Soranlara, soranlara ömrü sokak çocuklarıyla, Eylül çocuklarıyla, onun bunun çocuklarıyla ve en sonunda da ittifak çocuklarıyla kavgayla geçti dersin.

    Şimdi, şimdi hep özlediğim bizim çocukların, ülkü çocuklarının yanında dersin, olur mu?

    Sıradan bir mezar, sıradan bir tören istiyorum. Tıpkı dokuz can, dokuz yiğidim, dokuz gardaşım gibi.

    Cenazeme gelen, cenazeme gelen kotlu, parkalı, ikibin içen arkadaşlarımı benim yerime koy, benmişim gibi sev, anlamaya çalış onları! Onların, onların yaşanan bunca şeye rağmen beni sevdiklerine inanıyorum. Dilerim öyledirler.

    Ama tabutuma tutunup en öne geçmeye çalışan, güneş gözlüklerinin altında timsah gözyaşları döken gravatlı godoşları; pehhh, boş ver gitsin!

    Velhasıl, vasiyetimi ve sıkıntılarımı yine sana, arabamı teşkilata, kavgamı ve aşklarımı genç kardeşlerime, ağacımı, ağacımı yeni ozanlara, silahımı, sazımı kitaplarımı ve inadımı oğluma, sevgimi kızıma, sabrımı kadınıma, türkülerimi, türkülerimi her şeyden çok sevdiğim halkıma bırakıyorum. Bana, bana hakkınızı helâl edin!
    3 ...
  44. 9.
  45. klibi iç parçalayıcı görüntülerle bezenmiş ve defalarca dinlenilecek olan sagopa şarkısı..
    2 ...
  46. 8.
  47. sagopanın son albümden bir şarkısı. şarkıya çektiği klip kral tv video müzik ödüllerinde ödül almıştır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük