Biz alıştık ne kadar eski olsak
Sularımıza vurduğundan beri ilk kürek
Dönüp durduğundan beri yaprak kozası
Toprağın iliğinde çoğalan umut
Toza dönüşen taş gözesinde
Fışkıran her yüze başka bakıyoruz
Başka dolaşıyor bir başka genişliyor
Öfke ayak uçlarından yükselerek
Senin kanını paylaşıyor
Koparıp alınan bir dağ burcunun
Damarlı gözlerinde
Hep bir yerlerde kendimizi kuşatmak
Yüreğin sürülmüş boşluğunda
Yüzümüzün sağılması
Tam göğüs altında gerilerek
Yeni bir fırtınaya
Yeni bir köy aranması
iyice sakınarak bir el yazması gibi
Çekinerek değerinden
Havada tozlara, meyve tüylerindeki ışığa dağılmasından
Korkarak uçup gitmesinden
Mıhlarız acımızı
Küle gömülmüş bir taş yontudan
Ölü bir balığın pulu damlıyor
Suyu damlıyor bildiğimiz kadarıyla
Anlamı yaşamın
Denizle beslenmiş dalgın gökyüzü
Yaşını çoktan aşmış
Şaşkın bakıyor yalnızlığımıza
Onun ağaçlar gibi kalın kabuklarında
Hi öyle yırtılma olmamış
Tırnağı hiç hüzne saplanıp kırılmamış
Yağdı yağacak ya biz susmuyoruz.
Biz bilmiyoruz ilk kurşun nereye varır
Sarı derisini nasıl sıyırır böcek
Gölgenin ışıktan ayrımı nasıl
Nicedir yaralı dolaşır adın
Ağır defne kokan ölünde
Nerelere gömeceğiz onu
Nemli bir kış rüzgarına sarılı
Devrilmiş yatar su üzerinde
Yaşam bir parmak ucu kadar yakın
Yaşam senin dağılan ses tellerinde
Bir alıp koyabilsek onu
Ya da yakamıza ilişse hiç sakınmadan
Çiçek gibi güneş salkımı
Tutardık o zaman
Bölerdik günü tam ortasından..
özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. önce güney anadoluda yaşayan varsak türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılır. semaiye benzer. hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır. 4+4 duraklı veya duraksız olur. kafiye şeması şöyledir: xaxa bbba ccca.
semaiden ezgi yönüyle ayrılır. varsağı yiğitçe bir havayla okunur. içinde bre hey hey gidi gibi ünlemlerin yer alması ayırt edici özelliklerindendir.
Karacaoğlan ve dadaloğlu nun başarılı olduğu aşık tarzı halk edebiyatı ürünü. Bre, hey gibi ünlemlerden anlaşılacağı gibi epik şiirler kendine özgü bestesi mevcuttur.
--spoiler--
Erlik günü geldiğinde
Yigitlere şan görünür.
Yığın yığın harcanmaya
Nice yüz bin can görünür.
Kopunca bir büyük savaş
Er tez gider, korkak yavaş.
Yüreksize akçayla aş,
Erlere meydan görünür.
Bir gün olur yılda, ayda
Birleşiriz hep Altayda.
Güz ayında, kurultayda
Başı börklü han görünür.
Atsız der ki: Ne var canda?
Yatarız taze çimende.
Rusun adı her geçende
Gözlerime kan görünür.
--spoiler--