sartre'ın felsefesine göre bu durum insanlarla evrendeki diğer nesneleri ayıran en büyük farktır.
bir masayı ele alalım. masa yapılmadan önce masayı yapacak kişi tarafından kendisine bir anlam yüklenmiştir ve bir amacı vardır, masa üzerinde yemek yenebilecek, oyun oynanabilecek bir eşyadır mesela. bu amaç belirlendikten sonra masa üretilir. bir anlamda masa var olmadan önce özü vardır ve amacı bellidir. ancak insan için bu durum tam tersidir. tanrıyı ve dolayısıyla insanın onun yarattığını fikrini tamamıyla reddeden ve buna bağlı olarak kadere de inanmayan sartre, insan hakkındaki tezini şöyle ortaya koyar: insan bilinci olan bir varlıktır, ve bilincinin tercihleri doğrultusunda özünü oluşturur. yani insan öncelikle vardır, olmuştur. bilinci sayesinde hayatına yön veren ve kişiliğini oluşturan insan için varoluşu özünden önce gelir.