varolmanın dayanılmaz hafifliği

entry51 galeri1
    51.
  1. kitabını yeni okudugumda yazdıgım cok guzel bir yazı vardı.
    dosyayı bulamadım:(
    artık bugun cıkanlarla kalemimden idare edeceksiniz hatırladıgım kadarıyla yıllar sonra:

    milan kundera nın en sevdigim kitabı.

    bir doktor adam vardır. adam sistemi cok agır elestiren yazılar yazmakta ve bu sebeple sık sık bası belaya girmektedir. cok renkli bir ozel hayatı vardır. sevismeyi ve farklı farklı kadınları sever.
    ressam bir kadın arkadası vardır. cok uzun yıllardır gorusur, biraz konusur, biraz sohbet eder, biraz sevisirler. cok ozel bir bagları vardır. ikisi de ozgurlukcu takılmakta, birbirlerine alan bırakmaktadırlar.
    derken bir gun bir cafede kahve icen bizim doktor genc, toy ve guzel bir garson kızın dostoyevski okudugunu gorur barın arkasında. kızla sohbet etmeye baslar ve kıza vurulur. bu iliskilerinin baslangıcıdır.
    kız entelektuel derinligi olan, toy yasına gore cok olgun ve akıllı bir kızdır.
    sevismeye baslarlar.

    -hayatı hafife almaya gucumuz yetmiyordu.

    neden ressam kadınla degil de bizim toy garsonla kactı adamımız?
    neden garson kızı secti?
    aslında ressam kadın bizim toy garson ve fotografcı kıza pek cok acıdan o kadar benzer ki.. adeta garson ve footografcı kız, ressam kadının erken gencligi gibidir.

    hayatta her zaman cok net cevaplarımız yok..
    ama bu uc insanın da cok farklı hukuklar kurup yasadıgı tartısmasız.
    0 ...
  2. 50.
  3. eski bir yazım vardı. onu bulabilirsem guncelleyip paylasacagım bu milan kundera kitabını...
    seni de unutmadım...
    :)))
    birkac kundera kitabı okudum simdiye kadar. en cok sevdigim bu kitabı olan.

    reserved
    0 ...
  4. 49.
  5. Kitabını okumadım ama gerçekten filmini beğendim. Hatta teraza ya aşık oldum diyebilirim. Ah teraza ne naif kadındın sen öyle. içi dışı bir.
    2 ...
  6. 48.
  7. (bkz: aldatmanın 50 tonu)
    bünyesinde barındırdığı psikolojik betimlemeler, insan davranışlarının arkasındaki kişisel motisvasyonlar, kavramlar arasındaki keskin ayrımlar, kurgulama, felsefe hepsi tam not. Bu kitap edebi zevk verir. Mamafih kurgunun bina edildiği motifler, insan gururunu sinek gibi ezecek eylemleri meşrulaştırma mekanizmaları "okumaya devam etmek istemiyorum" dedirtti bir yerde. bu da eserin, duyguyu okuyucuya aktarma konusunda başarılı olduğunu gösterir. Yarısı tutku yarısı da savaş üzerine. Çağdaş klasik severlere epey hitap ediyor.
    0 ...
  8. 47.
  9. hangi ideoloji olursa olsun, iş kendi fikirlerini kendinden olmayana dayatmaya gelirse tüm ideolojiler kötüdür anafikri bu romanın her yerine sinmiş. örneğin tomas birden çok kadınla birlikte olmak istemekte, teraza tek eşlilik istemektedir. hatta tomas, terazaya istersen beni aldatabilirsin demektedir. teraza tüm roman boyunca sadece bir kere farklı bir erkekle birlikte olur. ancak kendini kötü hisseder. aynı şekilde teraza da tomas'ı tek eşlilik için sıkıştırır ve bu sefer de tomas kendini kötü hisseder.

    1968 yılında sovyetler birliği prag'ı komünizm zayıfladı bahanesiyle işgal ettiğinde yötecilik yapan çekler yıllar sonra çekilen acıları görmezden gelerek: biz kendimizi davaya adamıştık, yapılan haksızlıkların farkında değildik. demişlerdir.

    var olmak sandığımız kadar ağır olmak zorunda değil, aksine oldukça hafif olmalı. hepimiz her şeyden önce insanız. sonradan üstümüze yapışan, yapıştırdığımız, yapıştırılan her kavram kurmacadır aslında. gerçek olan tek kavram olabildiğince insan olmamız.
    0 ...
  10. 46.
  11. 45.
  12. Soruyu sormanın başka bir yolu da şu;bağırarak sonu çabuklaştırmak mı iyidir,yoksa susmak ve böylelikle daha yavaş bir ölümle ölmek mi?
    0 ...
  13. 44.
  14. 43.
  15. 42.
  16. 41.
  17. Sabah uyandığımızda çektiğimiz varoluş sancısına benzerdir.
    1 ...
  18. 40.
  19. Milan kundera'nın psikolojik çözümlemeleri, bir sabahattin ali olmasa da çok iyi. Kadın ve erkek mantığı üzerine uzun uzun örneklemeler yapması takdire şayan.
    4 ...
  20. 39.
  21. Yaşamımızdaki sarsıcı durumları dile getirmek istediğimizde, ağırlık belirten eğretilemelere başvurmak eğilimindeyizdir. Bir şeyin bizim için büyük bir yük olduğunu söyleriz. Ya taşırız bu yükü ya da beceremez, okkanın altına gideriz, bu yükle didişir, kazanır ya da kaybederiz. Ya Sabina - sahi ne olmuştu ona? Hiç. içinden terk etmek geldiği için bir erkeği terk etmişti. Erkek onun peşinden mi gelmişti? Ondan intikam almaya mı çalışmıştı? Hayır. Sabina'nın dramı ağırlığın değil hafifliğin dramıydı. Onun payına düşen yük değil, varolmanın dayanılmaz hafifliğiydi.
    O zamana kadar ihanetleri heyecan ve neşeyle doldurmuştu içini. Çünkü yeni ihanet serüvenlerinin yolunu açıyordu önünde. Peki, ya bütün bu yolların bir sonu varsa? insan ana babasına, kocasına, ülkesine, aşkına ihanet edebilirdi ama ana baba, koca, ülke ve aşk elden gidince - ihanet edilecek ne kalıyordu geriye?
    Sabina çevresinde bir boşluk hissediyordu. Ya bu boşluk, bütün ihanetlerinin varacağı yerse?
    Doğal olarak bunun farkına varmamıştı şimdiye kadar. Nasıl varabilirdi ki? Peşine düştüğümüz hedefler hep bir parça sislerle örtülüdür. Evliliği özleyen genç kız bilmediği bir şeyi özler. Ün peşinde koşan gencin ün denen şey hakkında en ufak bir bilgisi yoktur. Attığımız her adıma anlamını veren şey o adım hakkında hiçbir şey bilmememiz gerçeğidir. Sabina ihanet etmeye duyduğu isteğin ardında yatan hedefin farkında değildi. Varolmanın dayanılmaz hafifliği - hedef bu bu muydu ?
    1 ...
  22. 38.
  23. varoluş sancısının son aşamalarında bir anda gelen teslimiyet halinin verdiği hafiflik. Sadece varsınız ve fazlasını düşünmeye gerek yok.
    1 ...
  24. 37.
  25. Güçsüz olmak günahsa, güçlü olmak adalet midir?
    0 ...
  26. 36.
  27. hem insan ruhu ve toplum gibi karmaşık bir yapıyı ele aldığından hem de dilinin ağır olması sebebi ile okurken tekrar okumam gerektiğini hissettiğim kitaptır. ötekine hem ihtiyacının olması, hem de bunun tutsaklık olması ne acayip bir şey.
    0 ...
  28. 35.
  29. romanı da güzeldi, filmi de. ama milan kundera hepsinden değerli.
    0 ...
  30. 34.
  31. 33.
  32. bu egzistansiyalizm bir harika dostum.
    0 ...
  33. 32.
  34. --spoiler--

    yaşamımızdaki dramatik durumları ifade etmek istediğimizde, ağırlıkla ilgili metaforlar kullanma eğiliminde oluruz. bir şeyin ağırlığı altında ezildiğimizi söyleriz. ya bu ağırlığa katlanırız, ya da başarısız olur ve onunla birlikte düşeriz. onunla mücadele eder, kazanır ya da kaybederiz. peki ya sabina - ona ne olmuştu? hiç birşey. bir adamı terk etmişti, çünkü içinden onu terk etmek gelmişti. adam ona musallat mı olmuştu? adam ondan intikam mı almaya çalışmıştı? hayır. sabina'nın dramı, ağırlıktan değil hafiflikten kaynaklanan bir dramdı. sabina'nın durumunda neden ağırlık değil, var olmanın dayanılmaz hafifliğiydi.

    --spoiler--
    0 ...
  35. 31.
  36. --spoiler--
    güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca; güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar.
    --spoiler--
    2 ...
  37. 30.
  38. sanırım bir küçük iskender şiirinde geçen bir söz. ben oradan anımsıyorum yani

    edit:bu arada küçük iskender'i beğenen biri değilim.
    0 ...
  39. 29.
  40. felsefi tadını alabilmek adına, olaylardan bağımsız bir kere daha okunması gereken kitap.
    1 ...
  41. 28.
  42. Bir milan Kundera eseri. Lisede bir hoca çok önermişti, okuyamadim. En azindan filmini izlemek lazım. Entel adamdı vesselam.
    1 ...
  43. 27.
  44. öncelikle buralarda milan kundera okuyanlar olması sevindirici. önce ölümsüzlük ve yavaşlıktan sonra okunması gerektiğini düşünüyorum. tam olarak bireyselliğin kitabıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük