vardım hint elinden kumaş getirdim
açtım bedestanı sattım oturdum
sen benim başıma neler getirdin
ben senin kahrını çekemem gönül
ben senin derdini çekemem gönül
eline abulansazlar istersin
göllerde ördeği kazlar istersin
benden mahbut gelin kızlar istersin
ben senin kahrını çekemem gönül
ben senin derdini çekemem gönül
karabulut gibi göğe ağarsın
sulu yağmur gibi yere yağarsın
o yâr senin değil ne çok bakarsın
ben senin kahrını çekemem gönül
ben senin derdini çekemem gönül