bir cok insanin varlıklı olmanin var olmaya yettiğini düsündüğü ve bunda israr eylediği bir diyarda en zor olan seydir. varlıklı olmak var olmanin yan getirilerinden biridir. fakat insanlarin coğu varlıklı olmaya sectiği için yan enstyrümanlarda takılıp kaldiklarindan dolayi san, şöhret, para ile varlıklı olmayi hedeflerler. elbette azimler sican taşi deler kanunu yürürlüğe girdiğinden kelli basarili olurlar. fakat varlılı olurklen var olmayi iskaladiklarindan dolayi varliklarindan gayri bir haLTi OLMADiKLARi iÇiN SUKUT-U HAYALE GARK OLURLAR. VE BUNU KAPATABiLMEK iÇiN VARLIKLIKLARiNi ÖVERLER VE BUNU FETiŞ MALZEMESi HALiNE getirirler. var olmak isteyenleri ise kendileri beceremedikleri için hamaset ve büyük dingillikle ezmeye gayret ederler.
zaten var olmak yahut yok olmak ne fark eder ki?
eninde sonunda ölüm denilen asude enginliklere acilmayacak miyiz?
acilacağiz ama işte zurnanin zirt dediği sey biz öldükten sonra ismimiz mezarliklar müdürlüğünde bir isim olmamasi için varlıklı olmayi değil var olmayi secmemiz gerekir.
cünkü yasadiğimiz hayat tecrübelerinin yeni nesillere aktarilmasi için önce var olmak ve yüzyillarca asinmayacak muhtevayat ve üsluba haiz olmak icap eder. eh bu biraz güven, özveri, kan, ter, göz yasi ister.
vel hasıl-ı kelam babamdan ileri oglumdan geriyim dusturu varlıklı değil var olan insanlar gücüyle yürürlükte kalir.
bedenen hayatın her karesine nüfuz etmek değildir var olmak, nefes alıyor olmak yetmez örnegin.
aldığın nefesin bedeninin yaşaması için varlığını devam ettirmesinden başka anlamlar ifade ettiği ve ruhunun bedeninle buluşmasını layığıyla gerçekleştirdiğin, boyut değiştirdiğin, cennetinde cehenneminde suretini burada gördüğün ve sevdiğin zaman varsın sen. ve ancak o zaman yok oluşun bile var oluşun temsilcisi.
aksi taktirde herkez "var" olmuş, ama ne acı varım derken bile yokmuş, "yok" olmuş...
gerçek: yarım saat, bilemedin kırk beş dakikadan fazla bir süre sipariş vermezsen, garsonların seni yerinden kaldırmaya yönelik tacizlerine maruz kalırsın.
sonuç: var olmak için birinci şart tüketmek. özellikle işlek kafelerde. *
ar olmak........
Bence dünya bizim algıladığımız kadar var o yüzden birçok yaşam birbirinden çok uzak. Zorladığımız yerler sadece kabul etmekte direnç gösterdiğimiz yerler, olaylar ya da durumlar. Mükemmel bir hayat elbette ki yok ama içimize bakmayı öğrendiğimizde daha yalın daha keyifli bir yer var. Ben varım ve yaşıyorum dediğimiz yer işte tam olarak orası. Kendimizi keşfettiğimiz yaşamaktan korkmadığımız dünyaya kaygıyla değil merakla baktığımız yer. Ne yalan söyliyim hiç kolay olmuyor böylesi bir görüşe sahip olmak ve onu korumak. Sınırsız bilginin ve sınırsız tecrübelerin olduğu bir hayattan bahsediyorum. Her seçimin bir vazgeçme olduğu bir hayat. Ufkumuzu ne kadar açarsak ne kadar çok öfke yerine anlama kabileyetiyle donanırsak o kadar güzel. Bir sürü pencere var istediğimiz kadar açıp özgürlüğün tadını çıkarabiliriz. Bilmek her zaman mutsuz etmez bazen böyle yazı yazdırır. Merak duygunuz hiç eksik olmasın.