3.
-
benim onlara anlattığım şeylerde
yol hazırlığı eskimiş kağıtlar yakılan bahçelerde
olmak sirklerde biraz, çünkü ölümden biraz
alınan, daha başlama saatinden önceki iplerde
asılı. yol hazırlığı. ve ipek armalardaki
yaldızlı. çok eski yapılardaki o mermer heykellerde.
yol hazırlığı kişisi sonsuz olan gözlerde.
her gün saçlarımız uzuyor. bir takım istasyonlardan geçiyoruz
bu sanki olağandır ve böyle.
gündüzleri çırakları genelevlere dadanan dükkanların
kalmak çuvalları üstünde
ki değişmez bir çocuklukla kayılan, eski
o herkesin bizi çağırma mevsimlerinde
dönüp dönüp arkamıza baktığımız
bu tozları yeni alınmış sessizlikte
bir çift uysal bıçaktır saplanmış gövdemize
ağrısız, dingin, paslanır ayaklarımız
sevişmeyi öneren o ilk çağ resimlerinde.
fulyalar. geceleri bardaklar, uzaklar yıkanırken
bizim olmayan evlerde
girsek de bizim olmayan barlarda, müzikhollerde
çalgılı. yol hazırlığı. o soğuk han kapılarındaki
hiç konuşmayan şoförler ve donmuş gazetelerde.
ve umut kesilir de bir gün ölümle artık
en uzun mektuplardan birkaçı çekmecelerde.
var mıydık? belki… biraz
bir sıra dil balığı kesiksiz eylemlerde.
edip cansever - bir sıra dil balığı
2.
-
içinde binlerce düşünceyi bir arada barındıran söz. En azindan benimkileri öyle.
iç cekisler, keskeler ve iyikiler.
1.
-
Güzel sözdür be.
Var mıydık, belki biraz?
