insanoğlunun doyumsuzluğunu gözümüze gözümüze sokan yarışma. daha 5 dakika önce durumunun çok kötü olduğunu anlatan insanlar, kendilerini 500.000 hayaline kaptırıp; anca dönüş yol paralarına yetecek miktarlarla tıpış tıpış gidiyorlar.
+ ahmet abi ne hissediyorsun kutundaki yüksek mi düşük mü ?
- dün gece rüyamda ak sakallı bir dede gördüm. kutundaki güzellikleri gör dedi.
+ yine yatmadan önce kalp gözü mü izledin abi ?
- evet ne oldu ?
+ neyse abi sen açma kalsın.
- peki ....
+ yok mu beşinci boyut izleyen?
- ....
15 yaşındaki ergen katılsa yarışma süresince sivilce sayısını 3e katlar diyebileceğim yarışma,bizim milletimizden başka millette var mıdır acaba hiç bi iş yapmadan strese girme huyu. taş attım kolum yoruldu'daki yorulmak bile bu yarışmaya göre daha katmerlidir.
bi de Ali yarışmacıdır nurettin mavi açmıştır heyecan tavan yapmıştır Aliiii AAliiii diye böğürülmek suretiyle yarışmaya devam edilir. ama neden? Ali açmadı ki onu nurettin açmıştı. nurettin ne mi yapar sevinir salak...
başvurduğum yarışmadır. seçilirsem banada sarılırlar mı? kutumda ne hissetiğimi sorarlar mı? sinerji oluştururlar mı abi? para önemli değil lan sevsinler yeter.
son ikiye 500 bin ile başka bir kutu kaldığı zaman, yarışmacı teklifi alırsa kutudan 500 çıkıyor, kutuyu açtırınca çıkmıyor. hiç şaşmadan bütün yarışmalarda aynı şeyin olması çok ilginç. bi bit yeniği var ama...
bu hafta çok saçma sapan bir şeyi merak ettim. acun ılıcalı'nın boyunun kaç olduğunu. hemen açıklayayım efenim naçizane. acun ılıcalının yanında oturan, dolayısıyla yarışan her bağyan, acun ılıcalının boyunun yarısına geliyor. hem de babetle falan değil, en az on santim topukla. internette ise acun ılıcalının boyu 182 cm yazıyor. ee ortada tümsek falan da yok ki acun ılıcalı oraya çıkıyor diyeyim. 1.30 mu bu kızlar?
Orada yarışan ahmet benim. Bir kaç şeyi aydınlatmak istiyorum, kafamdaki birçok şeyi zaten kendi yarışmamda ifade edeceğim.
Buraya katılana kadar ben de önüme geleni eleştiren, eksi tavır'dan ödün vermeyen bir adamdım. Fakat oradan bakınca işler klavye başındayken yürüdüğü gibi yürümüyor. Öncelikle Acun ılıcalı'yı "boş işler yapmakla, duygu sömürücüsü" olmakla eleştiren kitleye şunu söylemek istiyoruum; Yıllardır sözlüklerde olan ne? Ben çocukluk anılarımı, 90'lar özlemimi anlatıyorum gülüyoruz, sen mayına basan bir çocuğun gözünden insanlık eleştirisi yapıyorsun ağlıyoruz. Peki bu yaptığının, orada anne ve babasını genç yaşta kaybettiğini ifade eden can'dan farkı var mı arkadaşım? Hiç değilse o adam binlerce lira kazanma fırsatını taşıyor, sana ssg ya da zall bir dondurma ısmarladı mı?
Bizleri şöhret düşkünü olmakla suçladılar, ben 25 yaşındayım, okuyorum. Çankırı'da yaşıyorum, istanbul’da evimiz var, staj yapmak için istanbul'a geldim. O arada başvurayım bakalım dedim ve çıktı, 50 programlık bir süreçten sonra zaten okuluma döneceğim. Ama ne şöhret budalalığımız kaldı ne şişmiş egomuz. Ben hiçbir internet sitesinde yarışmacı olduğumu ifade eden tek bir cümle bile kurmadım. Ben orada 3 haftadır yarışıyorum ama daha şimdi açıklama gereği duydum çünkü sözlükten dostlarım zaten deşifre edecekti. Ki oldu da zaten.
-Bizleri basit insanlar olarak görüyorlar buraya katıldık diye, yani bu programın kitlesi işten eve geldikten sonra televizyonun karşısına geçip biraz rahatlamak, biraz heyecanlanmak isteyen bir kitle. Şimdi ben bu insanlara rakamların bilimsel dünyasını, algoritmalarla falan mı anlatayım? Rüyamda şunu gördüm diyip freudien bakış açılarıyla lacan'dan referanslar verip mi yorumlayayım?
-Yarışmaya niye katıldın? Şöhret peşinde mi koşuyorsun?
-var mısın yok musun bana kendimle yüzleşme fırsatı verdi, orada söyleyeceğim bir cümle bile insanların kafasında “böyle bir durum var hakikatten” diyerek farklı bir bakış açısına sahip olmasını sağlayabilirdi. Belki dünyaya bakışını değiştirecek, hiç olmadı "güzel lafmış" deyip bu topraklarda kurulacak ortalama cümlenin seviyesini yükseltecekti. Ayrıca insanların sözlüklere karşı olan empatisini biraz olsun kırabileceğimi düşünüyordum ve bunu da başardığıma inanıyorum.
Düne kadar çocukluğumuzun çok güldüğümüz programlarını yapan isimleri eleştirip onlardan bin kat daha rezil, iğrenç komedi filmleri çeken arkadaşı eleştiren sayfalarca yazı var sözlüklerde. Aralarında benim yazdıklarım da dahil. Peki o sayfalarca entryler giren yazarlar ne yaptı? Hiçbir şey. Yeni bir film mi çektiler "bak komedi filmi böyle yapılır usta" diyerek. Aralarında toplanıp beğendikleri senaryonun finansmanını mı üstlendiler? Yok. Sadece eleştirdiler, sözümona recep ivedik 255 diyerek dalga geçtiler, recep ivedik auswitczh diyerek ironi yaptılar. Peki sonuç ne? Koca bir hiç. Ama ben oraya çıktım, ideallerim olduğunu dilim döndüğünce ifade ettim, bu ülkede güzel senaryolara değil çıplak bedenler ve sansasyonel isimlerle filmler çekildiğini haykırdım. Peki siz ne yaptınız ulan ona buna atıp tutmaktan başka.
edit: son olarak, eski eksiciler bilir ki sözlükte rumuz gerçek hayatta deşifre edilmez, bu "omerta" dır. Ben old school sözlükçülerdenim, o yüzden yeni yetme "41.000 evrenin rakamı dedi ne saçma" diyen adama "bre gerizekalı "bir otostopçunun galaksi rehberinde 42 evrenin rakamıdır, eksici adam bilmezse olmaz" diye mesaj atmadım. Ya da "hayat bir kutu çikolataya benzermiş, içinden ne çıkacağını bilemezmişiz" deyip aklı sıra küstahlık yapan, fakat bunun "forrest gump" tan bir alıntı olduğunu bilmeyen yazma özürlü arkadaşa bunu ifade etmedim, bilinsin.
insanların açgözlü olduğu gerçeğini tekrar tekrar her programda hatırlatan yarışma. 92.000 tlyi sırf son yedide dört kırmızı var diye reddedip sonrasında o kırmızılardan üçünü bulunca üzülmek "kusura bakma zabalaynn kardeşim ama" bana çok da mantıklı gelmiyor.
sahte replikler..geri zekalılar kolay imite oluyor...programın süresi uzasın die acun yarışana hayat hikayesi anlattırıyor..iğrenç ötesi program,aynı bokun mavisi yarışmacılar.
"kolay imite olan gerizekalıların yarışmasıymış" lan allahın barzosu, "imite" ne demek? irrite olmasın o? Ondan sonra koç üniversitesi mezunu, microsoft'ta çalışmış adamlara "gerizekalı" dersiniz. Klavye başından yazıyorsun, çık iki kelime konuş desek donuna sıçacak adamların böyle işkembe-i kübradan sallaması da ne hoşmuş.
nasıl oluyor(!) anlamıyorum? bu yarışmaya çıkan bütün yarışmacıların bir hikayesi(!) var. yahu 1 kişi de hikayesiz olsun, yoldan geçen hayatı rutin bir vatandaş olsun. kutuları açtırsın ve parasını alsın, gitsin.
bir de "yapay" ve "itici" bir şekilde yarışmacıların birbirleri için "500.000 tl'yi alsın lütfen" tripleri. kırmızı çıkınca üzülmeler falan? bir "drama" sergilenmekte her bölümde.
bir de kırmızı açınca, sanki içine kırmızıyı kendi koymuşçasına "yapay" üzülmeler.
hepsini geçtim, bunu ben de izliyorum.
bana müstahak bu yarışmacıklar. acun 7 gün boyunca prime-time kuşağını işgal etmiş. kaçış yok sanırım.
aklima bir sey takildi aga:
simdi bu acun alexandera`yi yarismaya cikratmak icin ona verecegi parayi direkt kizimiza verse ya! ya da alexandra hayrina cikiyor yarismaya o baska.
bu akşamki programda kazanılan ödül, dünyalar tatlısı bir miniğin yanık ameliyatları için harcanacak. minik kız benim gördüğüm en güzel çocuklardan biri. 9 ameliyat geçirecekmiş. allah yardımcısı olsun ama bu ameliyatlar sadece estetik amaçlı ise gerekliliği tekrar sorgulanmalı çünkü ufaklık hakikaten çok güzel.