geviş getire getire medyum ketoculuk oynayan andavallar.
öyle efendim kimse aksini iddaa etmesin, reatingler artsın diye kuklalık yapıyorlar orada bir dünya. sahte gözyaşları ile duygu sömürüleri.
kocaeli'nden mâaile kalkıp gelecek kadar zenginler ama orada ajitasyon yapacak kadar fakirler. yemişim fakirliklerini. o kadar para alan oldu hiç duymadık biri de şuraya bağış yapmış diyen.
çoğu yapmacıktır. "büyük çıkan" arkadaşları için ağlarlar, tepinirler, höykürürler, oflar puflarlar. parayı kaybeden adam bile o kadar tepki göstermiyorsa, sana ne oluyor?
psikolojinin yarışma için önemli olduğunu zanneden insan topluluğu, bedavadan para kazanıyorlar bir de on kere düşünüyorlar. bir de fakirim ayaklarına yatıyorlar lan fakirsen o giydiğin kıyafetler, makyajlar ne öyle fakirim diyip benim saf halkımı uyutma.
para alma sırası ve mikatrı şansa dayalı bir televizyon programının katılımcıları.
bu arkadaşlar biraz hayasız biraz da numaracılar. ağlamalar, heycanlanıyormuş gibi yapmalar, rejiden komutla saymalar vesaire... bütün bunları, alacakları paranın emeği olarak kabul edebiliriz.
ancak vahim olan onları seyreden, izleyicilerdir aslında.
televizyon öyle boktan öyle karışık bir sistem ki...
hiçbir güç, hiçbir sermaye, hiçbir otorite halkı kendi istediği dışında bir şey seyrettiremez.
ne yaparsanız yapın, halk seyretmek istemezse syretmez ve o gece elenirsiniz. kim olursanız olun.
ekranda ne varsa, ne görüyorsanız, ne izliyorsanız, haberler dahil hepsinin editörüde yönetmenide halktır.
13 yıllık aktif tecrübeyle sabittir. haberleri bile aslında seyirci yazar.
- bu çok saçma abi, yapmayalım bunu dediğiniz en ufak bir değişiklik anında etkiler.
- magazin programı bağlarken arka arkaya 5 defadan az tekrar yaparsanız hemen düşer izleyici.
tekrar etmek zorundasınız. bunu birisi icat etmedi. deneye deneye bulundu bu.
- konuk listesi hazırlarken sıkıyormu bir tane şair alsanıza, yada bir genç romancı. çok isterdim deneysel film çeken bir yönetmeni davet etmeyi sanat sohpeti çekmeyi ama ertesi gün program yayından kalkar.
- acunun programında ağlamasınlar, yalvarmasınlar, gayet soğuk dursun. neyse önemli değil desin bakalım konuk, 15 liklerde o onurlu duran konuğun oldu bölüm dip yapar.
diyeceğim oki. metin yazarıda halk, editörde halk yönetmen de halk. çalışanlar sadece teknik organizatör.
hiç kimse insiyatif kullanamaz.
totale hitap ediyorsanız asla insiyatif kullamazssınız, batarsınız. deneyenler oldu. daha o akşam battılar.
christina aguilera'lı son programda iyice sapıtan yarışmacılar. o stüdyoda her türlü şebekliği yapıp, sıra kendilerine gelip de o yaptıkları şebeklikleri hatırı sayılır bir paraya dönüştüremediklerinde çevrelerine ne diyeceklerini şahsen merak ediyorum. türlü tezahüratlar, önlerindeki bankoya çıkmalar, bankoda tribün havası yaratmalar falan. ülkece deliriyoruz, farkında değiliz.