bedavacılık ve emeksiz cukka özlemimiz ne ka da çokmuş meğer, 30 kişi ve bir o kadar kutu...bu mu yani? arabın yalellisi gibi 3-4 saat süren tektonlu, tektonik şebeklik. sözlükte bir sürü başlık açılıyor, bit sarfiyatı, bit pazarı.
o 3-4 saatte sevdiceğinle iki kelam etsen, bir kitap alsan hani eline, ya da ne bileyim çıksan dışarı dolaşsan azıcık. yok, hangi kutuda ne var merak edeceksin, milletin kıçını koltuktan kaldırmadan kaçırdığı milyon liralara üzüleceksin. sorsam sana, tuzla'da kaç emekçi öldü, bilmezsin. onlar, hiç bir zaman emeklerinin karşılığını almadılar, alamadılar, ona rağmen öldüler.
şebeklikteki siklamen hanım teklifi kabul etmediği için 50 milyon kaçırdı, tüh tüh! oysa haketmişti! çok üzüldük. inşaaaaaalllaaaaah sonraki bölümlerde olmaz, bizi üzmez.
sizin toplumsal duyarlılığınıza gayta bile teslim etmem, ne haliniz varsa görün.
insanları yine tv başına kitleyen,orijinaline kıyasla çok daha uzun sürüp bir o kadar da sıkıcı olan,sanki oturup dünyayı kurtarıyorlarmışçasına oturup düşünen insanların (çok sayıda) bir araya geldiği,ama yaptıkları en önemli işin aslında içlerindeki ilham penisiyle, sihirli kukuları açmak olduğu bir yarışma programı..firardaki acunun sunuculuğunu yaptığı ve sayısız hanzoplakın da izleyiciliğini yaptığı nacizane eğlence programı...bir keresinde 22 numaralı kutu açılırken heyecan dolayısıyla düşüp bayıldığım oldu...ha açtılar ha açacaklar derken kendimi seruma bağlanmış vaziyette hastane odasında buldum...ve yine televizyon vardı karşımda...ve yine o kanal...hala kutuyu açıyorlardı...hala mühürü kurcalıyorlardı...tanrı bizi gereksiz tv programlarından korusun diyeceğim...zira artık kendimizi kurtarabileceğimiz alternatif bir kanal da kalmadı tv de...