zamanında rahmetli cenk koray'ın programı tele kutu'da "kutunu açıyorum" sözü espri olarak yıllarca herkesi kırıp geçirmesine rağmen bu yarışmada "nursen'in kutusu güzel onu aç", "hülya'nın kutusunda büyük var", "ayşe'nin kutusunu sona bırak" gibi cümleler kurulmasına rağmen nedense halk arasında espri olarak kullanılmayan yarışmadır. halkımız ya iyice edepsizleşmiştir ya da işin içine para girince bünyeler bu tür kelime oyunlarını ikinci plana atmıştır.
yarışmacıların kutuların içindeki rengin kırmızı mı, mavi mi olduğunu nasıl hissettiklerini merak ettiğim yarışma kategorisine sokulan program.
kim kimle yarışıyor anlasam. mavi renkler kırmızı renklerle mi yarışıyordur nedir...
şüphesiz ki, yarışmanın en görülmeye değer kısmı; tony adlı çılgın kişiliğin*, kutusunu açmadan önce bir sürü komik olduğunu düşündüğü atraksiyon, taklit, efekt (teksas aksanıyla geri sayım falan filan) bilmem ne yapıp, ortalığı galeyana getirdikten sonra, aça aça anca 500 ya da 250 bin açıp "hönnk!" diye ortada kalakalması, bu esnada o akşamki yarışmacı dahil herkesin tony'ye nefret dolu bakışlar fırtlamasıdır.
ve o, küçük açacağından gayet emin olmasından mütevellit dört köşe olan ağzının bir anda kapanıvermesidir. ahh ahh.
yazık yahu, hep aynısı oluyor bu çocuğa da. üzülüyorum valla.*
mevlüt denilen şahısın gitmesiyle reyting rekoları kırıcak olan yarışma. 9 aydır türk izleyiciye mevlüt gibi bir adamla çin işkencesi yapmış ve sonunda buna son vermiştir.
-nergisle gamze arasında gidip geliyorum.
-nergisin kutusunda ne var hissedemiyorum ama
+benim kutumu zümrüt seçti
-bilemiyorum ben hala nergisle gamze arasında gidip geliyorum...
elimde kocaman bir pompalıyla dalarak önce sunucusunu sonra katılımcılarını delik deşik etmek istediğim kıl yarışma. ama yok acunu sona bırakırım sonra seyirciye saydırırım 20, 19, 18 ...
matematiksel olarak sağ tarafta kalan kutulardan birisini kazanma ihtimali %50'dir. ancak 'var mısın yok musun'sal olarak bu ihtimal önemsizdir, duygular önemlidir. tamanen duygusal bir yarışma yani.
insanlararası güvenin, bağlılığın ne kadar büyük olduğunu gösteren yarışma.rekabet duygusu yok. herkes birbirinin iyiliği için uğraşıyor. şaşırtıcı ve güzel.
insanları televizyona bağlamak amacıyla yayında olan programlardan biri. hedef kitlesi çoğunlukla yaşlılardır.
(bkz: 9 aydır yarışmak için bekleyen yarışmacının hiç para alamadan gitmesi)
(bkz: var mısın yok musun u izlerken ağlayan dede)
dün akşamki ülkühan'ın yarıştığı programdan* sonra yarışmadaki klişelerin çok koftiden olduğunu göstermiştir. kutucu arkadaşların* yarışan arkadaşa söylediği ''kutumda küçük hissediyorum, mavi hissediyorum'' lafının harbiden kaynağının kıçları olduğu ortaya çıkmıştır.
şöyleki bütün kutularda 500.000 ytl var ama arkadaşlar küçük hissettiklerini söylüyorlar ama kutulardan takır takır 500.000 bin çıkıyor. o zaman bu hislerinin kaynağı neresi oluyor? aslında hiç bi bok hissetmiyorlar*, bu anlaşılıyor. yarışmacının ardı ardına 500.000 leri açtırmasını verilen hediyelere bağlıyorlar, kaldırmasını istiyorlar ama olmuyor. acun'un kendi yarışmasının temelleri kendi şakasıyla çöküyor. en önemlisi orda şunu bunu hissediyorum diyenlerin aslında güzel bi kurgunun parçası oldukları gözüküyor. bunun baştan böyle olduğu da belliydi ama son programla tescillenmiş oldu.
'en çok izlenen yarışma programı' diyeyim de tanımımı yapmış olayım, yakınlarda sözlükten bir yazarımızın da yarışacağı programdır, ondan sonra da ben yarışıyorum hacı, valla lan şaka değil, şimdi isim verip, kazanılacak paraya yeni ortaklar oluşturmak istemiyorum.
içinde geçen diyaloglarla insanı yarmaktadır. halkımız tvde ne kadar boş program varsa hepsini reyting manyağı yapmaktadır. bu programda dikkatimi çeken olaylardan biri yarışmacıları seçerken şekline şemaline önem vermesi yraışma ekibinin... öyle her önüne geleni almıyorlar bu yarışmaya. başta da söylediğim gibi geçen diyaloglar ilginçtir. örnek olarak;
-ahmet kutunda ne hissediyorsun?
-büyük hissediyorum ama aç dersen açarım.