kutu kurraları çekilirken "500.000 inşallah bana gelir" diye dua edilen, yarışmacı seçilirken "inşallah ben seçilirim" denilen, yarışmacı olamayınca kutu açma sırasında "inşallah mavi açarım" denilen, izleyenlerin "hadi mavi aç" dedikleri şans yarışmasıdır.
- var mısın?
+ yokum.
- yok musun?
+ varım.
- var mısın yok musun?
+ varlıkla yokluk arasındaki ince çizgideyim.
- o zaman babana soralım. sizce oğlunuz var mı yok mu?
* var.
- var mı?
* yok.
- yok mu?
* ha var ha yok. zaten var mı yok mu belli değil eşşeoğlueşşek. eve bi günden bi güne bir ekmek alıp getirdi mi? iki kilo patates aldı mı? almadı. e ne faydası var o zaman bana. ben onca yıl çalıştım çabaladım...bıdıdıdıd..
- şimdide reklamlar..
kutu açtırarak para kazandıran ya da kazandırmayan bir acun ılıcalı yapımı.
farkettiysen yarışma demedim çünkü bir yarış yok.
bu programda istiyorum ki biri de çıksın ben bilmem ne beye uyuz oluyorum sinirime dokunuyor, bu herife o yüzden büyük açmak istiyorum. zaten tablo da kötü, büyük ihtimalle para alamayacak ben kazandığım paradan üç beş kuruş atarım bilmem ne beye dese ve sonra kutusunu açsa tablo cok güzel olurdu * bence.
gün itibari ile bir polis bayan yarışmaktadır. bunun sebebi polis bayramı haftası olmasıdır. konuklar arasında istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah vardır. bakalım bu polis kızımız ne yapacak?
bir garip yarışma, kalabalıkta seyri epey keyifli. insan yarışmanın içine giriveriyor. "sen olsan ne derdin?" ya da "sence kaç lira var kutuda?" gibi. stüdyoda samimi bir ortam yaratılmaya çalışılmış; ama bazı yarışmacılar fazla kaptırıyor sanki, başkası için kahrolmalar, heyecandan kutuların altına çömelmeler falan...
hiç izlememiştim; lakin tatilde ev halkının yoğun baskıları altında tanıştık kendisiyle. öz kardeşim kutucu olmuştu, beni "entel dantel" olmakla suçluyordu. yüksek bir zümreye bürünmüştüm sanki, halkın arasına karışmaya karar verdim ve yere indim.
acun bey ve kutuları karşımdaydı, anneanne, sinerji metin, 20'den geriye sayma seansları, mühür sökmeler, elle temizlemeler falan...
yarışma bitiyor, ben odaya çekilip "six feet under" izliyorum, ona da yeni başlamıştım. hayatım epey hareketlenmişti. david'le keith'i aşk halinde görüyorum sürekli, onlar gay ve bu normal bir hadise tabi.
neyse bir de annem var ki; en bombası o. sürekli evlenenlerden, düğünlerden bahsediyor. her mevzu gelip buralara ilişiyor nasılsa. yeni evlenmiş bir arkadaşımı ziyaret ettik, liseden arkadaş, facebook'tan milletin profilini süzdük.
kutulu yarışmayı ikinci kez izlemiştim, konuya epeyce vakıf olmuştum; fakat sabah bir kabusla uyandım dostlar. kutulara katılmışım ben de, tv.deyim. yalnız bazı farklılıklar var. çift olarak katılınıyor benim yarışmaya. acun bey karşımda, yanımda bizim liseden biri-üstelik hiç hazzetmediğim biri- diğer katılımcılar da çift. gay ve lezbiyen çiftler hem de. iki doktor var mesela erkek, nasıl tanıştıklarını anlatıyorlar falan. ben de yanımdakine bakıyorum. acun bey yarışmayı kazananları evlendiriyor. adaylar olarak kamera bize dönüyor sürekli. "allah'ım ben bu yanımdakiyle burda ne yapıyorum?" diyorum sürekli içimden. herkes de gördü rezil olduk. "halk sms atacak ve asıl yarışmacılar belli olacak" diyorlar. bizi seçmesinler, bizi seçmesinler. teselliler uyduruyorum. "millet doktorları sever" diyorum, o iki gay doktora sms yağar inşallah." diye duacı oluyorum. o esnada türbanı falan unutmuşum da; gaylere sempati duyan bir halk hayal ediyorum. yanımdaki "ablam bize epey oy yollayacak." diyor. aman ne mutlu! nasıl kaçsam diye düşünüyorum. bir bahane bulup toz oluyorum, çare düşünüyorum sürekli. dönüp "biz bu yarışmadan çekilelim, hiç flört etmedik, istersen sonra yine evleniriz." diye kandırmaya karar veriyorum müstakbel kocamı. koltuğuma dönüyorum, koca adayı kayıp. telefonu falan duruyor, kendi yok. stüdyodan çıkıp kocamın peşine düşüyorum. hayır zaten evlenmeyecektim de, niye beni bırakıp gitti ki?
annem, kutular, david & keith, facebook el ele verip kabusum oldu anlayacağınız. halkın arasına karışmak pek de iyi bir fikir değilmiş. kaf dağı'ma döndüm soran olursa. annem uyandırmasa, acun bey evlendirecekti beni! koca adayı da toz olmuştu ya, gelirdi belki de. kim bilir?
edit: 2 ay önce yazılmıştır, bayattır, idare edin, mazur görün.*
saçma sapan programlar (yarışma değil) sıralamasında dünya 4.sü, avrupa 2. ve türkiye 1. dir.
bu ülkede, rasgele seçilmiş kutuların içinde yazan sayıları hissedebilen insan sayısı ne kadar çokmuş kardeşim. ben 1 tane kutu içi hisseden görsem mutluluktan ağlardım. bir de sahte bir dostluk, kardeşlik ortamı yaratmışlar. bilmem ne abicim ne hissediyosun? yok ben seni çok seviyorum, kutumu görümcem çekti. abi küçük açarsan öperim paçalarını. büyük açarsam ağlarım.
saçma sapan bir konspeti saatlere yayabilip bunu da izletiyorlar ya, ya bu acun çok süper bi insan, ya da izleyici çok hıyar bir izleyici. (ben dahil). ulan teklife 5 kutu mu var? iyi başla 3, 11, 15, 9, 10. açın şimdi hepsini. ver teklifi, bitti. neyin muhabbeti bu? geçen hafta ne açtın? götümü açtım geçen hafta. ne farkeder geçen hafta ne açtığı o herifin kardeşim. ne hissediyosun bilmemne abla, büyük hissediyorum. zenci galiba.
bu kadar kepazelik olmaz kardeşim. hele bi de kutuyu açmadan üzerini yalamıyolar mı? deli oluyorum ulan. alo hamdi bey, ne hamdisi yahu? bilgisayar veriyo işte teklifi. hamdi bey elinde kağıt kalemle hesap mı yapıyo arkada?
ne zaman 500 bin ytl açılsa, evde sevinç taklaları atıyorum. hıyarım evet.
acun ılıcalı'nın dediğine göre yakın zamanda burhan altıntop'u bir kez daha ağırlayacak program. bu kez dizide değil bizzat yarışma içinde olacakmış burhan böylece son zamanlarda eski reytinginden eser kalmayan yarışma yine reytingin amına koyacaktır.
bu akşamki yarışmacının bir arkadaşına jigolo demesiyle gülmekten kırılmama sebep olan program. hayır anlamını bilmeden demeye de devam ediyor. adama 5 6 kere jigolo dedi. acun en sonunda dayanamayıp jigolo nun anlamını sorduğunda adamın verdiği cevaplar görülmeye değer. en sonunda acun anlamını söyledi de adam kızardı.bu olayın efsanevi tv gafları arasında yer alacağına eminim.**
- hadi komşular gelin sinerji yapalım, kutumda büyük var gibi geliyor.. özellikle doğalgaz faturasından çok korkuyorum!..
+ Allahın izni ile küçük açtırıcaz nevzat abi.. hadi 10'dan geriye sayalım. *
yarışmanın içeriği hakkında söyleyecek sözüm yok. esas nokta şudur bana göre; yarışmacıları birer fenomene dönüştürme gayreti var. en son bir arkadaş vardı 10 bin ytl'ye çerez parası diyen bir memur. babası ile telefonda konuşurken baba oğlunla gurur duy oğlun ünlü oldu falan dedi. kardeşim neyin ünlüsüsün sen? zamanında bu ülkede pop star yapıldı adamlardan bir tanesi kalmadı. pavyon şarkıcılığına düştüler. hem diyelim ki ünlü oldun memuriyet gurur duyulacak bir şey değil de ünlü olmak mı gurur verici.
bu tip sıradan adamları cilalama çabasına anlam veremiyorum. parayı alıyorlar ana habere falan çıkıyorlar. işte parayı almasan annen seni döver miydi? soruları eşliğinde söyleşi yapılıyor.
birisi çıkmış sabah programına benzer yerlerde kendini gösteriyor. bu dünyanın birer kuklasısınız hepiniz. o sabah programını sana sunduran zihniyet senin bazı engellerini de istismar etmiyor mu? gerçi alan memnun satan memnun bana ne oluyorsa.
hayyam'dan bir rubai ile son veriyorum bu yazıya. kukla sahnesine yakışır biçimde:
biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
kuklacı felek usta kuklalar da biz
oyuna çıkıyoruz birer ikişer
bitti mi oyun sandıktayız hepimiz.
hamdi diye birini olmadığı ucun ılıcanın teklifleri * yarışmacının tipine göre kendi verdiği yarışma
edit:
kötüyelen balık hafızalı arkadaşlara bir hatırlatma(isteyen çıktı alabilir.)
ne kadar önce bilmiyorum ancak ocak-şubat aylarında yine bir adamda 1 ytl-500 bin kaldı(tek 500 lü zamanlar) o sefer teklif 70 bin civarıydı, 70 bin olmasa bile eminim ki 6 basamaklık bir rakam değildi, adamda orta yaşlı, düzenini kurmuş biraz paraya ihtiyacı olan biriydi.
dün 144 bin alan adam şöför ve genç, yani paraya ihtiyacı var.E noldu yani 2 ay içinide "bankacı" hamdinin denklemlerimi değişti?1 ytl-500 bin teklifi 2 katına çıktı?
kıyamete kadar sürecek yarışma. zira, her gidenin yerine birisi geliyor. hep düşünmüşümdür "bu yarışma nasıl biter?" diye. yok yani, kutuları açan hostesler olsa düşünmeyeceğim böyle bir şeyi ama hep bir yarışmacı açıyor kutuları. akıllara da "ulan, acaba son 3-5 yarışmacı kaldı diyelim, kutuları kim açacak o zaman?" sorusu takılıyor aklıma. ya da "yarışma bir anda biterse, geride kalanların hakkı n'olacak?"...**
kolay para kazandirmakla ovunen yarismamsi. programin sunucusu ve yapimcisi olan acun ilicali programin acilis konusmasinda " turk televizyonlarinin en kolay para kazandiran yarismasina hosgeldiniz" demeyi bir rituel haline getirmis. kolay para kazanmaca, kose donmece, vole vurmaca... ozal doneminde baslayan ve kronik bir hale gelen hastaligimiz bu degil mi zaten. uretim yok, guzel aydinlik ve milli bir ulku pesinde kosmaca yok. varsa yoksa bir hodbinlik, bir kose donmece, bir kendi gotunu kurtarmaca edebiyati. gecelim..
Sonra bu gercekten bir yarisma midir ? 1'den 24'e kadar bir numara soyle, kutu ac, kutu kapa baska da bir halt yok. bir huner gosterisi, bir meziyet yok. korler sagirlar bile oynayabiliyor.