deniz nerede pırıl pırıl,
nerede yolculuklar, yollar.
orada adımlarım var.
trenler midir gelen, insanlarıyla...
gemiler midir giden, dumanlarıyla,
orada gözlerim var.
şayisiz yeşil rengi yapraklar mi verire.
tadları, meyvaları, gıdaları
ağaçlar mi verir, topraklar mi verire.
orada ağızlarım var.
renk renk, biçim biçim açan çiçekler mi...
ilkyaz dolu bahçeler mi..
ses kaynayan geceler mi..
orada duyularım var
nerede kuşlar, orada kulaklarım.
nerede taşlar, topraklar, ellerim orada.
nerede sevilecek vücut ve kadınlar,
orada kollarım, dudaklarım var
--spoiler--
Şu senin bulutsu sesin var ya
Uçtan uca tersyüz ediyor geceyi
--spoiler--
'tüm geceyi, düşler alemine çeviriyor.'
--spoiler--
Şu senin tutkulu sesin var ya:
Ortak güzellik artı yara izi.
Tutar ellerinden kaldırırsın
Adı kötüye çıkmış tüm sözcükleri.
--spoiler--
'sesinde hem aşkın hem idealizmin tutkusu titreşiyor. içte en derinde özlenen sevgi, aşk, düşlenen güzellik; gerçekleşmeyen ütopyalar ise derin yara izleri. yine de kucaklarsın tüm önyargılı bakışları; yüceltir, saflaştırırsın ki güzellikleri sis perdesi örtmesin.'
Bu amk sistemine nasıl bakılıyor ben anlamadım..
Çocuk ayağını çekiyor, dokunmuyor. Adam kendini yere bırakıyor bu da çok net ortada.
Lan amk sisteminde bile göremeyen hakemler var aklım almıyor.