feribotta çay içmek ise eğer yaptığınız, berbat bir çaya birbuçuk lira vermeyi göze almışsınız demektir. içmeyin, ağzınızın tadını bozmayın derim ben, özellikle de eskisihar-yalova feribotlarında.
vapurda çay içmek çok güzel bir duygudur. bu duyguyu da vapura binenler yaşar. vapur denizde yüzdüğü için ankara'da, diyarbakır'da, hatta konya'da yaşayanlar vapurda çay içmenin zevkini bilemez. onlar anca çay içmenin zevkini bilir. vapurda çay içerken dışarda oturmaya dikkat edilmelidir. dışarda oturunca vapur püfür püfür eser. çay çabuk soğur. bu yüzden içeriye geçilmelidir. ilk çay içtikten sonra istenilirse garsondan rica edlip ikinci çay içilebilir. ve zevkin doruklarına çıkılabilir. kötü havalarda vapurlar çalışmaz. o yüzden otobüsler tercih edilir. ama otobüslerde çay içmek yasaktır. şoförle konuşmak da yasaktır. ama otobüs durduktan sonra şoförle konuşulabilir. onlar da insandır.
çayda biriken kısıtlı zamanı "süzülürken yudumlamak" eylemidir. avuç içindeki ince belli hacmi kavrayan bir bilek hareketi ile yüzünüzde rüzgarlar gezdirmek, saçlarınızı rüzgara satmak, yazık ve yakın tüm zamanlardan keyf-i sukutlar peydahlamak...
bir boğaz vapurunda boğazında düğümlenen "benim ne çok susacaklarım varmış meğer" melankolisi ile düşsel bir düzüşüm yaşamak sonrası biriken yitiklik hissi...