anton cehov'un bir oyunu olmakla beraber cehov'un en guzel oyunudur. kisilerin hayatlarinin uzerinek urduklari degerlerin zamanla asinmasini ve yasamamanin bir anlaminin kalmasinin irdeler bu oyunda. fakat oyundaki karakterlerin son kurtulus umidi icin elenayi gorur. fakat hepside onun olmasi gerekenleri yaptigindan ötürü bedbaht olur. aslında bu oyn anlatilacak bir oyun degildir. muhakkak okunmasi yahut izlenmesi gerekir. oyunda herseyin uzerine tuy diken ve tevekkulu gösteren sonyanin son konusmasini vermeyi uzerime borc biliyorum:
'' Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! (Bir sessizlik) Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz... Ve Tanrı acıyacak bize ve biz seninle, canım dayıcığım, parlak, güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve buradaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz... inanıyorum buna dayıcığım, bütün kalbimle, tutkuyla inanıyorum... (Voynitski'nin önünde diz çöker ve başını onun avuçlarına koyar. Yorgun bir sesle tekrar eder.) Dinleneceğiz! Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak. inanıyorum, inanıyorum buna. (Dayısının gözyaşlarını mendiliyle kurular.) Zavallı, zavallı Vanya Dayı, ağlıyorsun... (Gözyaşları arasından) Hayatında mutluluğu tadamadın, ama bekle Vanya Dayı, bekle... Dinleneceğiz.... (Kucaklar onu.) Dinleneceğiz! Dinleneceğiz!''
sonya ile dayısının birlikte yönettiği çiftlikte başı boş taşra yaşamının sıkıntısını, günlük yaşamın ruhu yavaş yavaş tüketişini ve bütün ideallerin birer birer sönüp gidişini anlatan ünlü Anton Çehov oyunu.
akün sahnesinin muhteşem atmosferinde izlediğim oyundur. durukan ordu ve levent çelmen rollerinin fazlasıyla hakkını veriyorlar, şarkı söyleyip dans ettikleri sahne de ayrı bir keyifliydi. gerçek oyuncuları bir kez daha alkışlıyorum.
ankara devlet tiyatrosu tarafından bu sezon sergilenmekte olan tiyatro oyunu. genel hatlarıyla melankolik bir oyun fakat alabilene içinde muhteşem mesajlar barındırıyor. Çarlık doneminin kıyafetleri ve dekorları çok iyi yansıtılmış. oyunculuklar ise bir harika. insanı finale doğru hüzünlendirip finalde ağlatabilmeyi başarıyor. hayatın sorgulandığı oyunlardan biri. içine yer yer mizahta serpiştirilmiş durağan seyreden fakat akıcı olan aynı zamanda beklenmedik yerlerde aksiyona kaçabilen güzel bir oyun. ferhunde hanımlar dizisinden her ankaralının tanıyacağı meral niron ve başrolde levent çelmen var.
Dün akşam gitme fırsatı bulduğum ankara büyük tiyatroda sahnelenen oyun. Sosyal mesajlar vermenin yanısıra varoluşumuzu, hayattaki yerimizi sorgulatır. Bazı sahnelerinde kahkaha attırmayı başarmıştır. Bir cafede telefonlarınıza bakarak iki saat gecirmek yerine bu güzel oyuna gitmeniz tavsiye olunur. Ayrıca bu oyuna 6 7 yaşlarındakı çocuklarını getiren ablalar neyin kafasını yaşıyosunuz siz çok merak ettim.
--spoiler--
Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orda, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz... Tanrı da acıyacak bize ve biz seninle canım dayıcığım, parlak, güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve buradaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz... inanıyorum buna dayıcığım, bütün kalbimle, tutkuyla inanıyorum... Dinleneceğiz! Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmas gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşama gibi dingin, yumuşak ve tatlı olacak. inanıyorum, inanıyorum buna! Zavallı, zavallı Vanya dayı, ağlıyorsun... Hayatında mutluluğu tadamadın, ama bekle Vanya dayı, bekle... Dinleneceğiz, Dinleneceğiz...
--spoiler--