tek kelimeyle müthiş bir film.. bu filmi beğenmeyenleri hiç anlamadım.. onlar da beni.. hayatımda afili bir şekilde yer eden filmerdendir yani.. çok buhranlı havasının yanında açıklaması güç bir huzur da barındırır..
#5975026 kodlu entrysi ile yüzümde hüzünlü bir tebessüm bırakmıştır bu arkadaş.
şimdi her insanın eğlenme hakkı olduğu gibi yurdum müslümanlarının da bir eğlenme hakkı vardır. neden müslümanın eğlenmesi hor görülüyor anlamış değilim. bu şeye benziyor, hani siz açıyorsunuz ya zırt pırt: "pizza yiyen kız, klavyesini silen kız, format atan kız" tarzı başlıklarınıza. yani hoyratsızca bir hor görme hali. bir kere bunu geçiniz. müslümanlar da eğelenecektir tabii. insani ihtiyaçtır bu. tabii sizin gibi sex partilerine dalarak, ot içerek, sahil diplerinde sevişere filan değil. islam inancına göre ve insanlık kurallarına göre bir eğlence anlayışı hakim olacaktır.
ne seni rahatsız ediyor kardeşim? açık açık söyle, çekinme. islamı, despotizmi seven ve dışa kapalı bir din olarak görüyorum bu yüzden de müslüanların eğlenmesi hoşuma gitmiyor filan de. çekinme. öyle bir yem atıp da kenara kaçma hemen. söyle rahatsız olduğun noktayı.
-sultanahmet'in bahçesinde yapılan mütevazi iftarlar mı?
-çocukların babalarının yakasına yapışarak macun yemek isteyişi mi?
-o teravih namazlarının verdiği haz mı?
-camide karşılaşılan eski dost ile oluşan yakın temas mı?
-tam tamına bir ayı dolu dolu ibadetle geçiren insanların onuru mu?
Alt temasında müthiş ögeler yatan senaryoya sahip film. Boş değildir. Çoğu yapım gibi gizemli olsun sonuca bağlayana kadar alengirli yollardan gidelim, içine edelim seyir zevkinin gibi bir endişeye girilmemiştir.
--spoiler--
ben o arabaya bindiğimde senı kaybetmıstım sophıe cumlesı hala kulaklarımda çınlayan filmdir. gercekten cok etkıleyıcı ve ınsana ders veren bır hıkayesı vardır.
--spoiler--
filmin kapanışında yer alan, paul mac cartney tarafından bir akustik gitarla icra-i sanat eylenen harika şarkı. bakınız sözlerini de yazıyım tam olsun demiyorum ama işte sözler;
the chef prepares a special menu for your delight, oh my
tonight you fly so high up in the vanilla sky
unbearable or great
you gotta love every hour, you must appreciate
this is your time
this is your day
you've got it all
don't blow it away
the chef prepares a special menu for your delight, oh my
tonight you fly so high up in the vanilla sky
melted tinbeads cast your fortune in a glass of wine
snail or fish, balloon or dolphin, see yourself shine
this is your time
this is your day
you've got it all
don't blow it away
the chef prepares a special menu for your delight, oh my
tonight you fly so high up in the vanilla sky
in the vanilla, in the vanilla, in the vanilla sky
in the vanilla, in the vanilla, in the vanilla sky
in the vanilla sky
--spoiler--
cameron
tom'a söylüyor:
"ağzıma boşaldın, 4 defa beraber olduk, senin menini yuttum!"
"bazen ağzımızdan çıkmazsa da bedenimiz yaptığımız hareketler bazı şeyleri karşımızdakine anlatır"
"sense bana sadece fakbadi olduğumuzu söylüyorsun!"
bir yandan da arabayı sürüyordu
ardından gaza bastı. sonuna kadar.
araba bir köprüden aşağı yuvarlandı
bir ağaca çarptı.
ve her şey aktı...
--spoiler--
tom cruise un haklarını satın alarak yeniden yapımını üstlendiği başarılı film. konusu ile olduğu kadar müzikleriyle de dikkat çekicidir. (bkz: everything in its right place) (bkz: nothing song)