geçenlerde aklıma bir şey geldi. bu yüzyıl seni anlamıyor, en az 400 sene önce gelmiş olmalıydın demiştin ya. sana hala katılmıyorum. iki klasik müzik dinledik diye, şehla gözünün elifinden bir kamer ile rehnumam ol kıvamına soktun bizi.. elektro gitarının bam telini tıngırdat da futurist yanlarımız hareketlensin.
hey beee hatta vaybeee tam 10 yıl geçmiş. sabahlara kadar süren konulu konusuz, didaktik sinirsel sohbetler.. uykulu uykusuz kahveli kahvesiz saatler süren mevzular. hala küfürbaz mısın merak ediyorum. görüşmeyeli de birçok sene oldu be!! dişlerinin arasından beliren zeytin ezmeli şaraplı, şampanyalı mimarlar odası partilerin aynı coşkuyla mı kutlanıyor lan? seni allahın agnostik kulu..
sabahlara kadar entrylerini okusamda doyamadığım bir yazardı. kendisine bir şeyler yazmıştım zamanında onuda sildiler. şimdiyse çaylak olmuş ve bütün entrylerini silmiş. keşke bunun bir şaka olduğunu söyleyip geri gelse.
nikine her entry gireni "ne oluyor lan, 40 yıllık kankammısınız" diye uyaran yazarımsı... bunun sebebini anlamak da zor değildir ama.. çünkü hiç dostu veya kendi tabiriyle kankası kalmadığı için kanka arayışı içerisindedir.. eğer kendi olmayı başarırsa dost olabileceği bir çok insanın var olduğunu görecektir..
1. yılını kutladığım ezik yazarımsı.kimlere sataşıyor yine bu "red kit"*
o süperdir doğru biliyorsunuz, ama sadece rüyalarında.neyse netice itibariyle şunu söyleyerek bitiriyorum: papaz her gün pilav yemez.
(#1125384) numaralı entrysi ile durup dururken anlam veremediğim bir saldırıda bulunmuş yazardır. herhalde gündüz birisiyle yaşadığım tartışmanın * uzantısı olarak entryler girmektedir. yapmasındır, ayıptır.
bir kelime bile konuşmadığım yazar. kendisi için edindiğim izlenim; böyle sokakta tek tabanca takılan, selam vermediğin sürece selam alamayacağın, ben kendime yeterim, ehh sittirin be.. doğrultusunda olan yazar. bir zamanlar kullandığım slogan kendisi için biçilmiş bir kaftan olarak üzerine oturur nitelikte. annelerimizin bizleri sokağa salarken uzak durmamız adına tembihlediği kötü çocuk.
ha bir de unutmadan, munir özkul'un etkisinde kalmış sanırım bu yazar. neşeli günler filmindeki repliğini düstur edinir bir şekilde.