"sen nasılsın ruh adam demeden günaydın demem."
"don't let me die from the same disease."
ağaçkakanın eski şarkılarından birisi. her defasında youtube rastgele karşıma atıyor bu şarkıyı. aynı sokaklarda aynı nefesi soluyorum falan kulağımda çalarken. yeniden eskişehir e gitme isteği uyandırır ayrıca.
bir de tabii "ya kaybedersem diye oyuncağım yoktu benim."
umarım bir an önce yazar olur ve inşallah erkektir.
hem de ne teması, geçen aradım yüzüme kapattı.. o kadar diyorum.
bir daha da arama beni diye çemkirdi.
(mesajla tabi)
Belki yorulmam için bir an yoktu terin
Ya ulaşırsam diye parçalanmış senin gemin
Ekvatoru ikiye bölerdim ben küçükken
Ya kaybedersem diye oyuncağım yoktu benim
Evet hatırladım mirasın olan sandalyeyi
Seninle geçiremediğim on sekiz kış mevsimini
Eskişehir'de uyuyamıyorum nerede uyanıksın
Ben Eskişehir'de üşüyorum nerede kaldırımsın
Hatırlar mısın anlatırdım bozuk plak çalarken
Dinleyip gülümserdim sen sigara ararken
Artık anlıyorum aşağılıktır güvercinler
Çünkü kafese koydum gördüm hepsi oraya evim derler
Sen bulaştın üstüme cılız bir meltem eserken
Baktım sen olmuşsun büyük bir güneş batarken
Biliyorum zamanın tortularını gizlediğini
Yine de kaç yıl geçti hala söylemiyorum özlediğini
Sen nasılsın ruh adam demeden günaydın demem
Ve sen güneşsen odamın alev aldığını söylemem
Çünkü kilitlendi ve saklandı kelimeler
Yalnızca soyadım için teşekkürler