depremle yüreklerimizi yakmış olan il. insanalrı eğitimli ve merttir. van gölü her ne kadar basında canavarıyla meşhur olsa da aslında bir doğa harikasıdır.
Esnafın kirlenmeyen duygularla ticaret ettiği.
Yemeklerin güzel ve ucuz olduğu.
Kıyılarının (özellikle edremit) müthiş olduğu ve/fakat tesis eksikliğinden değerlendirilmediği.
Alkol bulmanın kolay olmadığı.
havası müthiş olan.
suyu hala temiz olan.
deprem yarasını hala sarmaya çalışan.
Güzel insanlara sahip il.
gazetelerin öğlene doğru ulaştığı, istanbuldakinin aksine kahvaltıda değilde akşam işten dönünce akşam yemeğiyle birlikte gazete keyfi yaptığım güzel şehir.
küçük çapta da olsa kültürel faaliyetleri olan şehirdir. ülke genelinde yayın yapan bilge adamlar ve nupelda dergilerinin merkezidir.
üçtekerli araba, otlu peynir, sanatsız sanat sokağı, hocasız üniversite, siyasi parti değişimine göre ilkokul mezunlarının idari amir mühendislerin gişeci olarak çalıştırıldığı hem güzel hemde bir o kadar sıkıntılarla dolu şehir. Aynı zamanda doğunun parisi diye adlandırılan hafta sonları otellerde yer bulunmayan 7.2 5.6 sayılarının en manidar şekilde izlerinin kazındığı yere verilen addır.
doğunun parisi veya doğunun incisi olarak adlandırılan vangölü kıyısındaki şehir. kedisi, kahvaltısıyla meşhurdur. aynı zamanda eski medeniyetlere başkent yaptığı için tarihi zengiliği olan bir şehirdir.
sokaktaki insanların yüzde seksenini erkeklerin oluşturduğu, mini etek giyen bir kıza esnaf tarafından vay allah sizi gehretsin tepkisinin verildiği, mendilci tartıcı sigaracı çocukların sokaklarda fink attığı, belediyecilik anlayışının hala uğramadığı içine kapanık, insanlarının güzel ve yardımsever olduğu bir adet şehir.
tarihi bir şehirdir doğu anadılunun parisi diye adlandırılır, insanı misafir perverdir cana yakın gittiğinizdeçatak balı ve otlu peyniri almayı unutmayın ayrıca dostlar kebab evinde heci haliden bir kebab yemenizi tavsiye ederim.
bu insanlar çıldırmış olmalı! Yaklaşık bir haftadan beri, şehrin bütün ana arterlerini ve sokaklarını işgal etmiş işportacıların terörü söz konusu... Ve insanlar, bir ayin ciddiyeti ve aşkı ile adeta akın ediyor bu tezgahlara... Ne caddelerde ne de ara sokaklarda rahatça yürümek mümkün değil. Gözü dönmüş müşteriler ve çerçöp satmayı başarabilen işportacıların yaydığı eziyet görülmeye değer. Kendimi gerçekten şam sokaklarında ya da herhangi bir arap pazarında hissediyor gibiyim. Şehrin en işlek caddesine kurulmuş semaverlerden yükselen dumanlar, kaldırım ortasına kurulu mangallardan yükselen ciğer kokusu ve kaçak sigara tablaları gibi şeylere şahit olunca siz de bana hak vereceksinizdir. Gerçekten akılla izah edilemeyecek bir manzara.. Belediyenin tedbirleri ise takdire şayan! Lüks sitelerin arasında kalmış boş bir araziye hayvan satış alanı pankartını asmak gibi ulvi bir görevi yerine getirmiş. Tabi netice: orta yerde yüzlerce hayvan ve caddelere taşmış hayvan gübreleri... Bırro bekir başkan, bırro...
Tarihi ve doğal güzellikleri sebebiyle gezilip görülebilecek en güzel şehirdir fakat ne yazık ki başına henüz işten anlayan ne yapması gerektiğini bilen bir belediye başkanı gelmemiştir. Bu nedenle bütün güzellikleri heba olmaktadır.