Abbas Güçlü ile Genç Bakış programı, bu akşam Van'dan canlı yayın yaptı. Van Valisi Münir Karaloğlu'nun söyledikleri ise "utanç duvarı"nı aştı. Valiye göre, istanbul'da deprem olmaması için dua edilmeli, olursa da yaz aylarında olmalıydı.
Abbas Güçlü ile Genç Bakış programı bu sefer Van 100. Yıl Üniversitesi'ndeki çadırdan yayın yaptı. Konu, tabii ki Van depremi. Abbas Güçlü'nin dediğine bakılırsa, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya'ya programa gelmesi için "not bırakılmıştı", fakat programda Bekir Kaya yoktu. istediği takdirde, programın ilerleyen dakikalarında katılabilirdi.
Programın "yıldızı" ise, rektörlerin yanında, Vali Münir Karaloğlu idi. Karaloğlu'nun çadır eksikliği hakkında görüş bildiren bir öğrenciye, "Sen ya hiç dayak yemedin ya da sayı saymasını bilmiyorsun" demesi bir kenarda dursun. Karaloğlu'na "ne güzel dedin" diyecek büyükçe bir toplumsal kesim yaratılmış durumda nasıl olsa.
Ancak valinin söylediği bir söz var ki, insanın kanını donduruyor. Hani insan, başkasının yaptığı veya söylediği bir şeyden ötürü utanç duyar ya, onun gibi işte. Söyleyecek çok söz vardır ama kulakların duydukları o kadar gerçek dışıdır ki, cevap bile verilemez, o hesap. insanın aklından tek bir sözcük geçer: Müstekreh!
işte Van Valisi'nin ağzından dökülenler, ancak "müstekreh" sözcüğü ile karşılanabilirdi. Oysa Vali, sözünü söylemiş ve şaka yaptığını zannetmiş olacak ki, sırıtıverdi aynı zamanda. Zaten salonda da valinin müstekreh sözlerine gülebilecek tıynette kimseler vardı.
Uzatmak olmaz, valinin çadır eksikliğine karşı yukarıda söylediği sözlerinden sonra, Abbas Güçlü araya girdi ve şu diyalog yaşandı:
Abbas Güçlü: O zaman bir istanbul depremi olsa çadır stokumuz ne alemde?
Vali Karaloğlu: inşallah istanbul'da deprem olmaz, dua ediyoruz, olursa da yaz aylarında olsun.
Müstekreh sözcüğünün ne demek olduğunu bilmeyen okurlar, Karaloğlu'nun sözlerini okuyunca, ağızlarında kalan tattan ve mide bulantısından ne olduğunu çıkartacaklardır. Demek, acının ve kışın ortasındaki Van'da, bir televizyon programında, mukadderatın tevekkülüne sığınıp kısa kollu şakalar yapılabiliyormuş.
Demek, bindirilmiş kıta da olsa, bir kişi çıkıp "vicdanımda sızı var" diyemiyormuş.
Allah kahretsin ki, bir kişi bile çıkıp diyemedi...