Deprem üzerinden 6 yıl geçti
deprem bize bazı şeyleri hatırlatmıştı da yine unuttuk onları
Neyi mi ?
Ailenin sağ olmanın ne büyük nimet olduğunu
Ne kadar aciz olduğumuzu
Paylaşmanın birbirine destek olmanın ne güzel şey olduğunu.
Aslında ihtiyaç gördüklerimizin hiçte öyle ihtiyaç olmadığını...
Hatırlıyor musunuz ilk deprem zamanlarını
Ah ulan keşke bir çadırımız olsa diye hayıflandık ilkin
Sonra çadır bulduk keyiflendik
Sonra Keşke şu termal kışlık çadırlardan olsa da rahat rahat ısınsak dedik
Onu da bulduk keyfimiz yerine geldi bir süre
Sonra Yahu konteyner ev yapıyorlar içinde mutfak var banyo var tuvalet var sıcacık keşke konteynerımız olsa diye içimiz kıpır kıpırdı heyecanla bekledik ona da kavuştuk
Sonra Ahh şu afet konutları bir bitse ne sefa süreriz beee deyip sabırsızlıkla o evlerin bitmesini bekledik
Şimdi ne mi yapıyoruz
Kredi takip ediyoruz şu faizler azıcık düşse de 120 ay borca girip merkezde geniş bir eve taşınasak, bu evler çooooğğğ uzaağğğ
Aldığınız dersleri unutmayın diyerek Rabbimden bizleri tekrar böyle afetlerden uzak tutması duasıyla konuyu kapatıyorum
Tam 5 yıl önce bu dakikalarda kıyametin provasını yaşamıştık...
izleri hala duruyor sokaklarımızda yüreklerimizde ve hafızalarımızda
Daha bir sürü şey de
Mesela
Müge Anlı da duruyor bi köşede
Beşiktaş Çarşı da
Yardım kolilerinde taş sopa yollayanlar da
Evini malını mülkünü bölüşen de
Top yekûn pkklı yapıp oh olsun diyenler de
Bizimle birlikte ah edip ağlayan da
5 sene önceydi ama dün gibi hatırlıyorum kanepe de uzanmıştım kardeşim odanın içinde zıplıyordu birden büyük bir sarsıntı oldu zelzele olduğuna inanamadım kardeşime tokat attım neden zıplıyorsun bak senin yüzünden ev sallandı ınsan ışte bazen ummadığın bir zamanda bir olay oluyor ne yapacağını bilemez olursun bizimde öyleydi allah bir daha göstermesin 7.2 bir deprem yaşadık ama yine de şükrettık isyan etmedik günahlarımiza tövbe ettik allah bizleri karşısına temiz kul çıkarmayı nasip eylesin inşallah !!!!
ülkemizde yaşanan acı olaylardan biri. ak parti bölge insanının yaralarını sarmak için afad'a ekstra bütçe ve görev vermiştir. afad da van'ı birkaç yılda yeniden inşa etmiştir. bugün vana giden biri, birkaç yıl evvel orada bir deprem olduğunu anlayamaz bile.
Van depreminden sonra ak parti elini masaya koymuştur ve Van yeniden inşa edilmiştir. Madur insanlarımızın evleri geri verilmiştir aylarca karda kışta yaşayan vatandaşlarımız sonunda güzel günler görmüştür
atem tutem ben seni,
nere bırakam teyyip seni,
sıçtın sıvadın memleketi.
lakin son yediğin halt,
ağlattı bile beni.
gavatını, kelleni idrak edemeden,
napolyonu nerenle anladın sen.
vanda böğüm böğüm böğürürken,
bir yavrucuk öldü titremekten.
olmayan beyninle 100 tl vermek ne demek?
kömür dağıtacak zekanı özledim teyyip.
bitmekte olanı yiyen kazanacak,
cemaat senin a...... koyacak!!!
son günlerindir tabi, giderayak sıçmaktasın....
'turkey is not a banana republic'diyen egemen aşkımsın.
yanan beynini süpür de git teyyip;
emineyi de al, japonyaya git teyyip.
.
Vanda kendi vatandaşına çadırı bile çok gören şefkatli devlet hatay ve kiliste suriyeli multeciler için 2000 konteynırlık dev yerleşim yerini toki eliyle inşaa etti.
Başka ülkelerin halklarına emperyalizm adına sahip çıkıp kendi halkına çadırlarda yanarak ölmeyi reva gören anlayış istikbalin ateşinde cayır cayır yanacaktır birgün.
van depreminde günler sonra, van'da bir konteynerdan yazıyorum bu satırları...
nereden başlamalı bilmiyorum. daha önce van'ı hiç görmemiş biri olarak burada var olanların geçmişle kıyaslanması da zor benim için.
bir ekip olarak geldiğimiz van'da mimarlar ve inşaat mühendisleri odası adına hasar tespit çalışmalarında bulunduk. gönüllü bir hareketti ve bu sebeple daha rahat bir çalışmaydı. teknik gözle
bina yapımını önemsemediğimizi gördüm. ev sahipleri adına projelerin yapılmadığını, belediye olarak ruhsatların ve denetlemenin yapılamadığını, ustalarca kalitesiz işçiliğin hat safada olduğunu ve ''müteahhit malzemeden çalar'' derken artık insanların direk kendi evlerini yaparken malzemeden çaldıklarını gördük. ve elbette binaların sigortları yok!... bir kaç satıra sığan şu şeyler her biri ayrı ayrı incelenen değerler. çok çok geri kaldığımızı söylemeye gerek yok sanırım. insanlar gözüyle
insanların fakirliği özellikle şehir çeperlerinde/varoşlarda çok bariz hissedilmekteydi. hasar tespit için girdiğimiz her evde bize sorulan en önemli sorulardan biri 'ev nasıl' ve 'devlet bize para verir mi?' var sayalım ki devlet para verecek ama belli ki o kişiler asla o parayı ev tadilatı için kullanmayacaklar. zira, evi yapmayı bilmeyen insanlar tadilatı da nasıl yapacağını bilemeyecektir. burda bahsettiğim şey bölgesel bir eleştiri değil. eminim ki başka coğrafyalarda da aynı şey yaşanmıştır. burda biraz daha çok yaşandığı tahmin ediyorum. insanların hayata dair bir duruşları olmadığı için ya da bir gelecek ön göremedikleri için evleride geleceğe dönük değil. şehrin zaten %70 i kenti terk etmiş durumda. Bu terk edişi bu denli hızlı yapabilmelinin sebebi ise her vanlı'nın van dışında başka kentlerle temas halinde olması. diğer bir değişle zaten kentin dışarıya daha önce göç vermiş olması durumu. özellikle istanbul, andana, mersin, diyarbakır en çok gidilen yerler. bu şehirlerde ya bir kardeş ya bir dayı, emmi mutlaka bulunuyor olması herkesin burayı gözden çıkarmalarına yardımcı olmuş. devlette bu noktada biraz rahatlamış gibi duruyor. herkes başının çağresine bakarken daha az zorlanan bir yönetim var. her şeyin normale dönmesi aylar hatta bazı konularda yıllar alacak. devlet adına
devlet'in aciz kaldığını düşünmüyorum. devlet gerçekten bütün imkanlarını kullanma gayretinde ancak; ciddi bir sorun var o da organizasyon eksiği. örneğin tek elden ve daha önemsenerek yönetilen bir operasyon beklerdim. varlık içinde yokluk yaşanıyor anlayacağınız. bunun da sebebi tüm ekipler devletin diğer kurumlarından gelen geçici görevli personelince yönetilmesinden kaynakalnıyor. bu iş daha motive ekiplerin işi olabilir ancak.
ustalar açısından
malzemeden ve işçilikten kaçmanın bu kadarı olabilirdi sanırım. kaybın bu kadar az olmasının tek mantıklı açıklaması az katlı binaların varlığının çok olması. yeni ustalar gelip buraların tadilatını yapacakalar. ancak yeni gelenlerde eskilerin devamını yapacakları çok sağlıklı bir kent oluşmayacağı kanaatindeyim.
toparlarsak... burada yaşanan sıkıntılarının
% 40 ı bina sahiplerinin
% 30 u depremin kabahati
% 20 si yerel yönetimin ve devletin
% 10 u ustaların
kapitalist sistemin % 5 kar uğruna sağlıksız inşa ettiği konutların yüzlerce insanı öldürdüğü depremdir.
kullanılan ucuz malzemeler yeni yapılan binaların altında yüzlerce insan kalmasıyla sonuçlandı. hükümet buna göz yumdu hala göz yummaya devam ediyor. van valisi açıklama yapıyor deprem bitti evlerinize dönün diye, ilk depremden kurtulan gariban halk bu sefer ikinci depremde yakalandı azraile. neden bu evlerin kontrolü yapılmadı? neden bayram oteli göçtü? her zaman söylüyoruz japonya'da 9 büyüklüğünde deprem olsa bir şey olmaz, niye peki? adamlar bilimsel, adamlar üretiyorlar.
bas bas bağırıyoruz yök bilimsel üretim yapmıyor diye. al işte kanıt! işte yök'ün müteahhitleri, işte yök'ün mimarları!
şimdi de bin bir türlü skandalla karşılaşıyoruz. sırf kürt diye yardımların ulaşmadığı köyleri görüyoruz. bir çocuğun soğuktan öldüğünü görüyoruz.
yıllardır deprem vergileri alındı şimdi nerde, yok? bu insanlara yardım yapmak bir yana insanların ölümleri için çabalanıyor. insanlar yerlerinden göç etmeye
sürülüyorlar.
kapitalizm , bu sistem bizi bu hala getiriyor. biz sususyoruz. nereye kadar? kapitalizm yüzde 5 kar uğruna bizi gözden çıkarmışken biz neden kapitalizmi gözden çıkarmayalım?
Van'dan bir hekimin yazdıkları..Değerli meslektaşlarım. Van'dan merhaba. Afet ortamında ınternete ulaşamadığımdan deprem mesajlarını yeni okuyabildim
ve yeni yazabiliyorum.
Sağlık çalışanları açısından ise durum tam bir felaket. Depremin ilk gününden bu yana çok büyük özveriyle çalışan sağlık çalışanları artık tükenmiş durumda. 10 günlük rotasyon farklı ortamlarda telaffuz edildi ancak bırakın izine ayrılmayı, Erciş'e deprem çadırını ziyarete gittiğimiz 1 saatlik zaman diliminde bile başhekim tarafından aranarak hastanelere çağrıldik. Hastanemizin ilk depremden sonra sağlam olduğu söylenip hastanelere girmemiz istendi. Kolumu sokabileceğim kadar büyük yarıklar olan duvarlar sıvanarak hastanede hasta bakmamız istendi. Orada hasta bakmayı reddettiğimiz için çadırlar kuruldu ve halen hastalara soba bile bulunmayan çadırlarda bakıyoruz. Hastanemizde ve hepimiz görevimizin başındayız.
Konuştuğumuz idareciler sağlık bakanlığından rotasyona dair hiçbir belgenin ellerine ulaşmadığını ve yerimizi terketmemiz halinde idari soruşturma geçireceğimizi söylediler. Hepimiz perişan durumdayız.
Sağlık bakanı geçtiğimiz hafta anlattığımız sorunlara karşılık bize sadece konteyner müjdesi verdi. Ancak 1 ay sonra ne olacağımıza dair, geleceğe dair hiçbirşey söylenmiyor. Vanda su anda içine girilebilecek tek bir apartman dairesi bile yok. Depremden daha az etkilenen Edremit'te ev kiraları 2000-2500 tl.lere yükselmiş durumda ve bu halde bile boş ev yok.
Her şeye rağmen umudumuzu koruyoruz. Hekimliğin evrensel değerlerine sahip çıkmak adına her türlü zorluğa göğüs geriyoruz. Bu donemde bizi her gün arayıp ihtiyaçlarımızı soran adını sayamadığım tüm meslektaşlarıma buradaki tüm arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum.
Bir sözüm de sayın sağlık bakanı ve sayın başbakana.
Dun saat 19.00 da bölge hastanesindeki UMKE toplantısına sorunlarımızı anlatabilmek için gitmiştik ve sayın saglik bakanım en azından bu durumda bizi dinleyeceğinizi ummuştuk. Biz salondan ayrılana kadar toplantıya gelmediniz. Arkadaşlarımızdan öğrendik ki; toplantıya katilmak için bizim gidişimizi beklemişsiniz.
Kaygılanmaniza gerek yok. Görevlerimizin başındayız. Tarih biz hekimleri de, sizi de yazacak. Sayın başbakanım, bugün tayın mayın yok beğenmeyen işini bıraksın diye buyurdunuz. Tam günlerle, KHK lerle zaten mesleğin üzerine sıfonu çektiniz. Bizi mesleğimize bağlayan siz değilsiniz, hekimlik değerlerimiz. Erciş'te bağıranların söyledigi gibi. Siz gideceksiniz ama hekimlik hep var olacak...
facebook da pkk açılımına hayır isimli sayfa da okuduklarım beni ürpertti orada görev yapan bir doktorun dediğine göre işlerini yapmadığın zaman pkklıyız seni vururuz diyorlarmış devletten her ay 150 tl çocuk parası ,alıyorlarmış .Elektrik ,su vergi paralarını vermiyorlarmış .Okula giden çocuklara devlet harçlık veriyormuş daha ne ya bu adamlar ne istiyor hangi batı ilinde elektrik su parası vermemek var devletin çocuklara harçlık vermesi var kimse nankörlük etmesi lütfen .
http://www.facebook.com/p...40&type=1&theater arkadaslar acıyla sunuyorum...
cok uzuldugum durumdur fakat bu tepki beni daha da uzmustur umarım bu insanlar dısında böyle duşunen yoktur...