kendini bu ülkenin vatandaşı olarak addedmiş, ölen kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerinin sunulduğu olaydır. Allah sabır versin.
son bilgilere göre ölen kişi sayısı 240. Allah geride kalan yakınlarına metanet, sabır, baş sağlığı versin.
japonya ne 7lik depremler görür binaları çatlamaz, bizde de en önce devletin yaptığı binalar yerle bir olur. hapishane yurt vs...
biz sıcak yataklarımızda uyurken onlar soğuktan perişan haldeler, en azından bir dua okumakta yarar var.
ölenler içinde batıdan giden türklerinde olduğunu öğrendiğim için üzüldüğüm deprem diğer ölenlere ise pek üzülmedim çünkü teröristin cenazesini kahraman gibi karşılayanlara ben pek üzülmem üstelik aynı günde orada bir tek kişi teröre tepki göstermezken benim o insanlardan hoşlanmamı kimse beklemesin allah vermiş onalara bir ceza umarım artık dağa çıkmazlar.
vanlı kardeşimin ölümüne üzülmedim diyen vatan hainleri en büyük bölücülerdir.
allah belaları versin inşallah.
türkiye'de böyle insanlarda varmış vicdansız, haysiyetsiz insanlar. pespaye insanlar. yaşım büyüdükçe insanlar giderek gözümde küçülüyor nedense.
işte böyle düşüncelere insanı sevk ediyor bu başlık insanı.
faşistlerin beklediği olaydır. hemen insanlık dısı yorumlar yapmışlardır. ayıptır günahtır.
buradaki sorun oradaki insanların yardıma muhtaç olmalarıdır. bize düşen insani görev ise elimizden geldiğince vatandaşlarımıza yardım etmektir. bu dönemde yapılacak yardımlar 2 kardeş halkın tekrar birbirlerine olan bağlarını güçlendirebilir.
Bir derneğe üyeyim.Bir Arama-Kurtarma Derneğine.Parasız eğitimler veren,tamamen kendi imkanlarıyla bu işe gönül vererek amaç sadece insan hayatı kurtarmak ilkesiyle yola başlamış bir grup.
Bir grup arkadaşım Van depremine gitti.Günlerdir aklımız,ruhumuz,dualarımız onlarla.Gidemesek,yanlarında olamasak da telefonla sürekli destek olmaya çalıştığımız bir grup can.
Bir dolu organizasyon eksikliğine rağmen,o soğukta tek taş kalana kadar burdayız diye bağıran bir grup can.
Bu adamlar hayat kurtardı.Günlerdi tvlerde izlediğiniz mucizeleri onlar gerçekleştirdi.Şu anda Van havaalanında sürünüyor.Yerlerde uyuyorlar.Dönemiyorlar.Giderken özel uçak kaldıranlar dönüşte gerek görmemişler demek ki.Bu duruma AFAD in aciklamasi "ben sizin luksunuzu saglamak zorunda degilim"......
Somaliye giderken yaptığınız o muhteşem organizasyon ruhunuza noldu????
Kelimeler anlatamaz yaşadığımı.Sadece diyorum ki anamı da alıp gidesim var buralardan.
dört gün önce saat 13 küsur da (uğursuz sayı) yaşanan depremdir.
van türkiye de 1 liğin simgesi olan şehirdir, bir in simgesi beyaz kediler, ve onların düşündürdüğü iki renk gözlü kedilerdir, ikidir. 1 gölünün içerisindeki adanın ismi beyaz tamar dır başka bir deyişle bir şehrinin beyaz damar ıdır (tamar öztürkçe damar anlamına gelir). doğu 42 kuzey 38
google earthı açıp bakarsanız wan isimli başka adalar da olduğunu görürsünüz:
güney korenin wan-do adası var, kuzey 35 paraleli üstünde doğu 127
kamboçya ile endozyanın ortasındaki okyanusta wan'antan adası var kuzey 7 paraleli üstünde. doğu 110
ma wan adası doğu 114 kuzey 22
vanda 23 ekimde meydana gelen depremle ilgili perin çek (çanakkale), doğ an gerekli açıklamayı yapmıştır.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, Van'daki depremle ilgili olarak, 'Burası bir sıçrama alanı. O sıçrama alanındaki irili ufaklı faylardan birisi Van'da depreme neden oldu. Çok sığ bir fay' dedi.
ÇANAKKALE - Perinçek, daha önce depremin yaşandığı bölgede bazı araştırmalara katıldığını, bölgedeki fayları haritalama imkanı bulduğunu söyledi.
Kuzey Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu Fayı'nın Karlıova civarında birleştiğine, bundan sonra Van yönünde çok sayıda, küçük boyutlarda faylar bulunduğuna işaret eden Perinçek, 'Başkale, Şemdinli, Hakkari yöresine geldiğimizde yeniden başka bir fay zonuyla karşılaşıyoruz. Bu fay zonu iran'a devam ediyor ve iran'da büyük depremlere neden olan bir fay zonu. Bu fay zonu ile Kuzey Anadolu Fay zonu arasında benzerlikler var. Ama Karlıova'dan Şemdinli'ye kadar bu fayın izlerini net olarak görmüyoruz. Burası bir sıçrama alanı. O sıçrama alanındaki irili ufaklı faylardan birisi Van'da depreme neden oldu. Çok sığ bir fay' diye konuştu.
Depremi 'beklenen bir deprem' olarak niteleyen Perinçek, şunları kaydetti:
'Ankara civarında yakın zamanda depremler oldu. 'Burada neden deprem oluyor, böyle bir beklentimiz yok' gibi görüşler de var. Aslında normal. Çünkü kuzeyde koskoca bir Asya ve Avrupa kıtası var. Bu, güneye doğru hareket halinde. Güneyde ise Arabistan ve Afrika var. Bu da kuzeye doğru hareket ediyor. Anadolu, arada sıkışıyor. Bu sıkışmanın sonunda da Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayları oluşuyor. Bu sıkışma devam ediyor, durmuyor. Şimdi Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayları boyunca depremler oluşuyor ama, sıkışma devam ettiği için biriken enerjinin daha genç ve aktif yeni faylarla boşalması gerekiyor. Van'daki deprem, bu büyük sıkışmasının sonucunda oluşuyor. Biz Karlıova'dan Şemdinli'ye kadar küçük faylar görüyoruz. Bu alanda sıkışma nedeniyle önümüzdeki yıllarda deprem olacaktır. Bu alan iran'daki Piranşar Fayı ile Kuzey Anadolu fayının arasındaki bir alan, sıçrama alanı ve her zaman burada irili ufaklı depremler bekleyebiliriz.'
yaşanan depremin ardından, geride büyük enkaz yığınları, yürekleri yakan ölümler, çaresizlik içinde kaybolan yakınlarını bulmaya çalışan insanlar, soğuk kış şartlarıyla çarpışan sağ kalanlar.... ölenlere rahmet, kalanlara sabır ve metanet, hastane köşelerinde yaralı ve hasta olanlara da acil sağlık ve şifa, yakınlarına kavuşamıyan ölü ya da diri olan vatandaşlarımızada bir an evvel sevdiklerine kavuşmalarını yüce rabbimden diliyorum.inşaallah ülkemizde bu ve bunun gibi acılar bir daha yaşanmasın...
http://www.facebook.com/p...40&type=1&theater arkadaslar acıyla sunuyorum...
cok uzuldugum durumdur fakat bu tepki beni daha da uzmustur umarım bu insanlar dısında böyle duşunen yoktur...
facebook da pkk açılımına hayır isimli sayfa da okuduklarım beni ürpertti orada görev yapan bir doktorun dediğine göre işlerini yapmadığın zaman pkklıyız seni vururuz diyorlarmış devletten her ay 150 tl çocuk parası ,alıyorlarmış .Elektrik ,su vergi paralarını vermiyorlarmış .Okula giden çocuklara devlet harçlık veriyormuş daha ne ya bu adamlar ne istiyor hangi batı ilinde elektrik su parası vermemek var devletin çocuklara harçlık vermesi var kimse nankörlük etmesi lütfen .
Van'dan bir hekimin yazdıkları..Değerli meslektaşlarım. Van'dan merhaba. Afet ortamında ınternete ulaşamadığımdan deprem mesajlarını yeni okuyabildim
ve yeni yazabiliyorum.
Sağlık çalışanları açısından ise durum tam bir felaket. Depremin ilk gününden bu yana çok büyük özveriyle çalışan sağlık çalışanları artık tükenmiş durumda. 10 günlük rotasyon farklı ortamlarda telaffuz edildi ancak bırakın izine ayrılmayı, Erciş'e deprem çadırını ziyarete gittiğimiz 1 saatlik zaman diliminde bile başhekim tarafından aranarak hastanelere çağrıldik. Hastanemizin ilk depremden sonra sağlam olduğu söylenip hastanelere girmemiz istendi. Kolumu sokabileceğim kadar büyük yarıklar olan duvarlar sıvanarak hastanede hasta bakmamız istendi. Orada hasta bakmayı reddettiğimiz için çadırlar kuruldu ve halen hastalara soba bile bulunmayan çadırlarda bakıyoruz. Hastanemizde ve hepimiz görevimizin başındayız.
Konuştuğumuz idareciler sağlık bakanlığından rotasyona dair hiçbir belgenin ellerine ulaşmadığını ve yerimizi terketmemiz halinde idari soruşturma geçireceğimizi söylediler. Hepimiz perişan durumdayız.
Sağlık bakanı geçtiğimiz hafta anlattığımız sorunlara karşılık bize sadece konteyner müjdesi verdi. Ancak 1 ay sonra ne olacağımıza dair, geleceğe dair hiçbirşey söylenmiyor. Vanda su anda içine girilebilecek tek bir apartman dairesi bile yok. Depremden daha az etkilenen Edremit'te ev kiraları 2000-2500 tl.lere yükselmiş durumda ve bu halde bile boş ev yok.
Her şeye rağmen umudumuzu koruyoruz. Hekimliğin evrensel değerlerine sahip çıkmak adına her türlü zorluğa göğüs geriyoruz. Bu donemde bizi her gün arayıp ihtiyaçlarımızı soran adını sayamadığım tüm meslektaşlarıma buradaki tüm arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum.
Bir sözüm de sayın sağlık bakanı ve sayın başbakana.
Dun saat 19.00 da bölge hastanesindeki UMKE toplantısına sorunlarımızı anlatabilmek için gitmiştik ve sayın saglik bakanım en azından bu durumda bizi dinleyeceğinizi ummuştuk. Biz salondan ayrılana kadar toplantıya gelmediniz. Arkadaşlarımızdan öğrendik ki; toplantıya katilmak için bizim gidişimizi beklemişsiniz.
Kaygılanmaniza gerek yok. Görevlerimizin başındayız. Tarih biz hekimleri de, sizi de yazacak. Sayın başbakanım, bugün tayın mayın yok beğenmeyen işini bıraksın diye buyurdunuz. Tam günlerle, KHK lerle zaten mesleğin üzerine sıfonu çektiniz. Bizi mesleğimize bağlayan siz değilsiniz, hekimlik değerlerimiz. Erciş'te bağıranların söyledigi gibi. Siz gideceksiniz ama hekimlik hep var olacak...
kapitalist sistemin % 5 kar uğruna sağlıksız inşa ettiği konutların yüzlerce insanı öldürdüğü depremdir.
kullanılan ucuz malzemeler yeni yapılan binaların altında yüzlerce insan kalmasıyla sonuçlandı. hükümet buna göz yumdu hala göz yummaya devam ediyor. van valisi açıklama yapıyor deprem bitti evlerinize dönün diye, ilk depremden kurtulan gariban halk bu sefer ikinci depremde yakalandı azraile. neden bu evlerin kontrolü yapılmadı? neden bayram oteli göçtü? her zaman söylüyoruz japonya'da 9 büyüklüğünde deprem olsa bir şey olmaz, niye peki? adamlar bilimsel, adamlar üretiyorlar.
bas bas bağırıyoruz yök bilimsel üretim yapmıyor diye. al işte kanıt! işte yök'ün müteahhitleri, işte yök'ün mimarları!
şimdi de bin bir türlü skandalla karşılaşıyoruz. sırf kürt diye yardımların ulaşmadığı köyleri görüyoruz. bir çocuğun soğuktan öldüğünü görüyoruz.
yıllardır deprem vergileri alındı şimdi nerde, yok? bu insanlara yardım yapmak bir yana insanların ölümleri için çabalanıyor. insanlar yerlerinden göç etmeye
sürülüyorlar.
kapitalizm , bu sistem bizi bu hala getiriyor. biz sususyoruz. nereye kadar? kapitalizm yüzde 5 kar uğruna bizi gözden çıkarmışken biz neden kapitalizmi gözden çıkarmayalım?
van depreminde günler sonra, van'da bir konteynerdan yazıyorum bu satırları...
nereden başlamalı bilmiyorum. daha önce van'ı hiç görmemiş biri olarak burada var olanların geçmişle kıyaslanması da zor benim için.
bir ekip olarak geldiğimiz van'da mimarlar ve inşaat mühendisleri odası adına hasar tespit çalışmalarında bulunduk. gönüllü bir hareketti ve bu sebeple daha rahat bir çalışmaydı. teknik gözle
bina yapımını önemsemediğimizi gördüm. ev sahipleri adına projelerin yapılmadığını, belediye olarak ruhsatların ve denetlemenin yapılamadığını, ustalarca kalitesiz işçiliğin hat safada olduğunu ve ''müteahhit malzemeden çalar'' derken artık insanların direk kendi evlerini yaparken malzemeden çaldıklarını gördük. ve elbette binaların sigortları yok!... bir kaç satıra sığan şu şeyler her biri ayrı ayrı incelenen değerler. çok çok geri kaldığımızı söylemeye gerek yok sanırım. insanlar gözüyle
insanların fakirliği özellikle şehir çeperlerinde/varoşlarda çok bariz hissedilmekteydi. hasar tespit için girdiğimiz her evde bize sorulan en önemli sorulardan biri 'ev nasıl' ve 'devlet bize para verir mi?' var sayalım ki devlet para verecek ama belli ki o kişiler asla o parayı ev tadilatı için kullanmayacaklar. zira, evi yapmayı bilmeyen insanlar tadilatı da nasıl yapacağını bilemeyecektir. burda bahsettiğim şey bölgesel bir eleştiri değil. eminim ki başka coğrafyalarda da aynı şey yaşanmıştır. burda biraz daha çok yaşandığı tahmin ediyorum. insanların hayata dair bir duruşları olmadığı için ya da bir gelecek ön göremedikleri için evleride geleceğe dönük değil. şehrin zaten %70 i kenti terk etmiş durumda. Bu terk edişi bu denli hızlı yapabilmelinin sebebi ise her vanlı'nın van dışında başka kentlerle temas halinde olması. diğer bir değişle zaten kentin dışarıya daha önce göç vermiş olması durumu. özellikle istanbul, andana, mersin, diyarbakır en çok gidilen yerler. bu şehirlerde ya bir kardeş ya bir dayı, emmi mutlaka bulunuyor olması herkesin burayı gözden çıkarmalarına yardımcı olmuş. devlette bu noktada biraz rahatlamış gibi duruyor. herkes başının çağresine bakarken daha az zorlanan bir yönetim var. her şeyin normale dönmesi aylar hatta bazı konularda yıllar alacak. devlet adına
devlet'in aciz kaldığını düşünmüyorum. devlet gerçekten bütün imkanlarını kullanma gayretinde ancak; ciddi bir sorun var o da organizasyon eksiği. örneğin tek elden ve daha önemsenerek yönetilen bir operasyon beklerdim. varlık içinde yokluk yaşanıyor anlayacağınız. bunun da sebebi tüm ekipler devletin diğer kurumlarından gelen geçici görevli personelince yönetilmesinden kaynakalnıyor. bu iş daha motive ekiplerin işi olabilir ancak.
ustalar açısından
malzemeden ve işçilikten kaçmanın bu kadarı olabilirdi sanırım. kaybın bu kadar az olmasının tek mantıklı açıklaması az katlı binaların varlığının çok olması. yeni ustalar gelip buraların tadilatını yapacakalar. ancak yeni gelenlerde eskilerin devamını yapacakları çok sağlıklı bir kent oluşmayacağı kanaatindeyim.
toparlarsak... burada yaşanan sıkıntılarının
% 40 ı bina sahiplerinin
% 30 u depremin kabahati
% 20 si yerel yönetimin ve devletin
% 10 u ustaların