insanlara "eğlenceye gitmeyin, o parayı van'dakilere verin" diyemezsiniz. böyle ajitasyonlara gerek yok, yardım eden zaten ediyor.
"gece kulüpleri tıklım tıklım dolu" diyeceğinize, "mülteci kampları ve memleket geneli suriyelilerle dolu" diyebilirsiniz. suriyelilere milletin cebinden harcanan para, gece kulüplerine harcanan paranın 100 mislidir. hesabı yanlış yerde aramayın.
elimizden geldiğince yardım yaptığımız halde, üşüyen insanlara üzülmemek elde değil. ancak gece kulüplerinde, düğünlerde havaya dolar saçanların çoğunun o yöreden olduklarını düşündükçe daha çok üzülesi geliyor insanın.
yağmalanacak malların bittiğini ima eden, yeni mal gönderin ki 110 milyarlık sıfır minübüslerimize doldurup, uyuşturucu ticareti veya kaçakçılığa sermaye yapalım anlamına gelen ajitasyon cümlesi.
ne yapmalı insanlar? van'da deprem var diye evlerini bırakıp sokakta mı yatmalı? orada insanlar mutsuz diye ağlamalı mı? orada insanlar okula gitmiyor diye okulları mı bırakmalı?
insanlar acıya ortak olabilir, onları sarmaya çalışabilir fakat yaşamın doğal olan halini değiştiremez.
zaten tüm ülkeden yardım gönderildi cami çıkışlarında yardım toplandı, eşya ve erzak gönderildi, televizyonda yapılan programlarda da yardım toplandı ve gönderildi. devletimizde sağ olsun elinden geleni yaptı. içimiz yandı, dualarımızda yer aldılar ama sürekli mi yas tutacağız. deprem oldu yas tut, asker şehit verildi yas tut, Hrant Dink öldürüldü yas tut,emekli paşamız tutuklandı yas tut, gazetecimiz bombalı saldırı sonucu öldürüldü yas tut, on beş yaşındaki genç kız dört kişinin tecavüzüne uğradı yas tut bu böyle uzar gider. yaşadığımız ülke düşünülürse sürekli yas tutup inzivaya çekilmemiz gerekir. ama hayat bir şekilde devam ediyor. Mahsun Kırmızı gül'ün dizisinde ki Hayat bile hayatına devam ediyor.
kutupta penguenler soğuktan cayır cayır osururken tüm dünyanın umursamaması gibi pek anormal olmayan durumdur. dünyanın düzeni budur. birisi acı çekerken diğeri zevk-i sefa içinde yaşar.
devletin yetersizliği yüzünden halkın vicdan azabı çekmesini adil gören zihniyet söylemidir. devlet devlet olsaydı da ülkenin doğusu da batısı da zengin olsaydı. van'daki kardeş de gelseydi o gece kulübünde iki tek atsaydı.
ya ne olacaktı ? yardımımı yapıp, onlar için iyi dilekler dilemekten başka elden ne gelir ? van'da durum böyleyse dışarı çıkmayayım.
somali'de insanlar aç yemek yemeyeyim. israil ve filistin'arasında yine olaylar var: arkadaşlarımı görmeyeyim. nijer'de iç savaş : hayddaaa.
fil dişinde halkın isyan çıkarması var bu aralar.
bu mantıkla dünya; mutsuz insanların birbirine üzüldüğü bir kafes haline bürünür. yerküre üzerinde mutsuz ve yardıma muhtaç insanlar her zaman vardı ve olacaklar da.
sapla samanı karıştırmaktır. barlara gidenleri desteklediğimden değil ama dünyada her an binlerce acı yaşanıyor ve bunun sonu yok. yapılacak şey ise elinden gelen yardımı yapmak ve sonra hayatına devam etmek. belki düşünce kötü gelebilir ancak önümüzde her 10 saniyede bir çocuğun açlık gibi sebeplerden can çekişerek öldüğü bir afrika var. o zaman yemek bile yemememiz veya gülmememiz hatta yaşamamamız gerekiyor. önemli olan baştada dediğim gibi öncelikle edebildiğin kadar yardım etmek.
gayet doğal olan durumdur. van da insanlar üşür gece kulüpleri dolar, mehmetçiklerimiz şehit ölür gazinolar dolar, mahalledeki bir evde cenaze varken diğerinde düğün olur, yaşamın ta kendisidir gördüklerimiz.