20 yaşındaki gencecik evlatlarını bu soğukta toprak altına veren aileler evde gözyaşı dökerkende gece kulüpleri hınca hınç dolmaktadır. şehitliklerde toprakların üzerine battaniye örten aileler gördü bu insanlar evlatları soğukta toprak altında üşümesin üzerlerine kar yağmasın diye. kimse ayrımcılık yapmasın onlar çadırda üşürken gece kulüpleri doluyor diye.
afrikada ki kuraklığa, terörle mücadele için nöbet tutan kardeşlerimize, ırakda katledilen türkmenlere, israilin zulüm ettiği filistinlilere, ergenekon saçmalığı altında daha suçunu bilmeden insanların yıllaca tutulmasına, kpss de kopya çekilmesine, öss de şifreli cevapların olmasına ve bunun gibi dünyadaki ve ülkemizde ki pek çok felakete rağmen umursamazca eğlenme çabasında olan insanların eşdeğer durumdur.
hakkari'de benim askerim vurulurken, saatlerce nöbet tutarken bu vanlı hanzolar düşünmezken bizim onlara trilyonlarca yardım yapmamız bile onlara hakkından katbekat fazlasıyla değer verdiğimizi gösteriyor, ama unutulmamalıdır ki bir insana değerinden çok değer verirsen değersiz duruma düşersin şuan bizim içinde bulunduğumuz durum gibi.
(bkz: Tezat)
Hayat tezatlarla doludur.
Yalnız burada dikkat çekilmesi gereken durum discolarda eğlenenler değildir. Hiç bir yaz sonsuza kadar sürmez.
Burada eleştirilmesi kınanması gereken insanların öldüğü o binaları yapanlar ve bunların yapılmasına göz yumanlardır.
Götünüz yeyip, bu adamlardan hesap sormuyorsanız, discodakine bardakine laf etmeniz sizin öküzden ziyade olduğunuzu ifade eder.
her kötü, üzücü bir şey olduğunda hayatın durmasını beklemek ve bunun gerekli olduğunu savunmak çok saçmadır ayrıca cahilliktir. sonuç olarak hayat devam etmeli, alış-veriş sürmelidir ki ödediğimiz vergilerden mağdur olan insanlarımıza yardım yapılabilsin. tabi ki bir de duble yol sorunsalı vardır, ancak o ayrı bir konudur.
türkiye veya türklükle alakası yoktur. tamda sistemin dayattığı siyasi kültürün geleneği budur. bir taraftan egemen sınıfa kar sağlayacak yasal düzenlemeleri yapan meclisin diğer tarafta halkına sahip cıkacak düzeneği sağlayamaması. dilen dilen nereye kadardı. toplum tüketmek üzerine empoze edilmiş, kıçı sıcak olan insanları sevişcek eğlenecek yer aramaları tamda sitemin çürüklüğünü gösteren tablodur.
hayat... tabiki hepimiz üzüldük, içimiz sızladı, elimizden gelen neyse karınca kararınca onu da yaptık lakin hayat devam ediyor. insanın ailesinden bir yakını bile vefat edince önce dünya duruyor sanıyor ama bir süre sonra acıya da alışıyor. insanoğlu böyle. bunun ülkenin doğusuyla batısıyla da alakası yok. önemli olan "deprem öldürmez bina öldürür" deyip asıl sorumluların peşine düşmektir. deprem bu, saçma sapan ayrımcılığa hiç gerek yok şimdi.
öyle düşünürsek hepimiz bir gün öleceğiz. öleceğiz diye kıçımıza don da mı almayalım? van'daki insanlar da başkaları yokluktan kırılırken, açlık ve sefaletin penöesindeyken, afrika'daki çocukları akbabalar canlı canlı kemiriyorken, hindistan'da insanlar muson yağmurlarında boğuluyorken, uygur türkleri çin işkencesine maruz kalırken normal yaşamlarına devam ediyorlardı. bir hadisle bitirmek isterim: yarın ölecekmiş gibi ahireti, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışın.
Türkiyenin ne yazıkki acı durumu. sadece depremle alakası yok her hafta polisimizi askerimizi kaybediyoruz. kolay unutuluyor. tabi kimseye eglenmeyin demiyoruz ama böyle günlerde sagduyulu olmalarını beklemiyor da degiliz hani .
En azından kısa bir süre zarfında yas tutmak dogru olandır diye düşünüyorum.
Ölen insan senin insanın sonuçta hiçbir şey olmamış gibi somurtmak insan dışı geliyor dogrusu .
En azından kısa bir süre zarfında yas tutmak dogru olandır diye düşünüyorum.
Ölen insan senin insanın sonuçta hiçbir şey olmamış gibi somurtmak insan dışı geliyor dogrusu .
herkesin mutlu olduğu bir dünya olsaydı adı ütopya olurdu.batıda askerlik yapanların şafak saymaktan sıkıldığı,doğuda askerlik yapanların veya polislerin can korkusuyla yaşama hali durumu bir nebze eşitler mi bilinmez.
dünya'nın ölümlü olduğu gibi adaletsiz de olduğu gerçeğinin uygulamadaki halidir. istanbul'daki gece kulübünde yangın çıktığı takdirde ankaradaki gece kulübünde de tepişenler durmayacak ve eş zamanlı olarak bir yerlerde de donanlar olacaktır. mesela rihanna da şuan sevgilisiyle seks yapıyor olabilir ama uludağ sözlük yazarları bundan nasiplenemiyor ve hatta kredi kartı borcuna ithafen entry mi girsem diye düşünüyor olabilir. sonuç olarak herkesin elindeki kendine.
valla ne yalan, bizim adapazarı'nda, izmit'te, gölcük'te, yalova'da da insanlar üşürken, ekmek bulamazken van'daki pavyonlar ve müzikholler ful kapasite çalışıyordu.