hayatımda oynadığım en sağlam atmosferli oyun *. world of darkness ın karanlık ve gotik atmosferi oyunun her santimetresine bulaşmış durumda ve size yeni yetme bir vampir olduğunuzu hep hissettiriyor. kendinizi kah gece vakti * santa monica kumsalında a smaller god ı dinlerken kah perili bir evde üçbuçuk atarken bulabilirsiniz. başlarken seçtiğiniz vampir klanı senaryo akışında bir değişiklik yapmasada oynarken hoş farklılıklara ve sürprizlere sebep olur, özellikle malkavianlarda. tabi atmosferin güzelliğinde smiling jack, nines rodriguez, sebastian lacroix gibi karakter sahibi karakterlerin katkısı yadsınamaz.
oyunun tek kötü yanı optimizasyonun berbat yapılmış olması. iç mekanlardan dış mekanlara geçerken çıkan yükleme ekranı ömür tüketir. cidden yükleme barı dolarken mutfağa gidip bişeyler yiyip geldiğimi bilirim. tabi arkadaşta aynı yüklemenin 5 saniye sürdüğünü görünce benim emektar pc nin de bunda rolü olduğu ortaya çıktı *. ama eliniz mahkum senoryo ve atmosfer sizi bağladımı sonuna kadar, sike sike oynuyosunuz, isterse yükleme ekranı 1 saat sürsün. böle de güzel bir oyundur işte kendisi.
Bekleme ekranlarının çok can sıktığı ama bir o kadar da güzel grafiklere sahip* efsane vampir oyunudur. Normalde vampir öldüren insanlar olurdunuz ama bu oyunda siz vampirin kendisisiniz. RPG tadında ilerleyen oyunda karakterinizi experience puanlarınız ile geliştirebilir, yeni silahlar alabilirsiniz. Oyunda 7 tane seçilebilir klandan bir kız bir erkek olmak üzere 14 farklı karakter vardır. Her clanın kendine has özellikleri ve güçleri de cabası.
Brujah: Düşünme ve tartışma gücü yüksek olan filozof Brujah'nın siniride güçlüydü. Her ne kadar arif bir bilge olsa da, en basit içgüdülerden sinire ve nefrete yenik düşerek kendini kaybetmeye meyilli olduğu için Caine onun sinirini kontrol etmesini daha da zorlaştırarak lanetledi.
Arikel: Güzelliğine rakip olabilecek herhangi bir şeyi yok etmek için her şeyi yapabilecek olan ahlaksız kraliçe Arikel, zevklerinin kölesi olduğu için Caine onu güzelliklere köle olacak şekilde lanetledi.
Ennoia: Düşmanlarını yok etmek için hayvanları kullanan Ennoia, Caine tarafından bu yüzden zamanla hayvana dönüşmekle lanetlenir. Gangrel, her kontrolünü kaybettiğinde, bir hayvanın fiziksel bir özelliğini alır.
Absimilliard: Güzel olan bu avcı, insancıl ve ahlak sahibi değildir; kendi evlatlarını, ikinci Kuşağı ve kardeşlerini küçümser, onları beğenmez ve sadistik zevkleri için kullanabildiği ölümlülere ve Evlatlarına acımaz. Caine onun yüzünü ruhunun halini yansıtmak ile lanetler.
Set: Set, Caine'in Tanrısı Yaradan'ı reddeder ve kendini ölümlülere "Karanlıklar Tanrısı" olarak sunar. Caine bunu öğrenince, onu Tanrı'nın ışığı ile lanetler ve sonsuza kadar karanlıklarda gezinmeye ve her türlü ışıktan sakınmaya lanetler.
Cappadocious: Cappadocious ölümü ve ölümün ötesini araştırmaya saplantılıdır. Caine bu araştırmalardan sonra derece rahatsız olur ve onu "ölümün yüzünü taşımakla" lanetler ki asla aradığı yoldan dönmesin.
Veddartha: Veddartha, Lucian ve Suketh gibi gururun esiri değildir ama sadece "biraz seçicidir" ve Caine onu (ikinci Kuşak'a saldıranlar arasında ilklerden olduğu icin) sonsuza dek sadece beğendiği kandan içmeye lanetler.
Lucian: Caine sonsuza kadar gecenin içinde yaşamaya mahkum edildiği için karanlığı ve gölgeleri sevmez. Güneşin ışığını ve bu ışığın yaydığı huzuru özler. Lucian, ise düşmanlarını yok etmek için karanlıkların ve gölgelerin özünü kullanmayı sever. Bunu öğrendiğinde Kain onun ruhunu kendi karanlığı ile gölgeler ki onu gören hatta göremeyen herkes onun ne olduğunu bilsin.
Mekhet: Ölümlü Mekhet'i seçen 2. Kuşak Efendi, onu kucaklayacağı gece ona görünür. Ona güçlerinden, neden onu seçtiğinden ve ona neler bahşedeceğinden bahseder. Ama karşılık olarak ondan en çok değer verdiği şeyi kurban olarak ister. Mekhet bir an bile düşünmeden ve pişmanlık hissetmeden ona kardeşini verir. Caine Mekhet'in bu insaniyetsizliğini öğrenince onu kendi toprağından ve yurdundan hiç bir yerde huzur bulmamakla lanetler.
Haqim: Haqim, bilge ve saygı duyulan bir hakimdir ve ikinci şehirde düzeni doğru yolda tutmak için seçilmiştir. Fakat dönüşümünden birkaç yüzyıl sonra canı sıkılmaya ve ruhu bir boşluktan dolayı yok olmaya başlar. Bir gün bir insanın cezasına karar verirken, ona saldırır ve onu öldürür. Haqim ruhundaki bu boşluğun cinayet işledikten sonraki zevk ile dolduğunu görünce kendisini kaybeder ve amacından sapar, ta ki Caine onu işlediği cinayetlerin tadına müptela olmakla lanetleyene kadar.
Malkav: Malkav geçmişi ve geleceği görebilen güçlü bir kahindir. Bir gün zihnini tüm dünyanın birleşik bilincine açmaya kalkışır ve aklı dünya üzerindeki bilgi ve duygular tarafından tecavüze uğrar. Deliren Malkav bu deliliğini bahane ederek her türlü sapkınlığı yapar. Olayın gerçek yüzünü anlayan Caine, Malkav'ı ve onun tüm Evlatlarını sonsuza kadar deli kalmakla lanetler.
Ravnos:ikinci Kuşak ile Üçüncü Kuşak savaşırken olana bitene uzak ve ilgisiz olan, herhangi bir taraf seçmektense kendi gücünü ve mülkünü arttıran Ravnos'u Caine, ahlaksızlıkların çekiciliği ile lanetledi.
Saulot: ikinci Kuşak ile Üçüncü Kuşak savaşırken bir taraf tutmayan aksine onları ayırmaya savaşmalarını durdurmaya çalışan Saulot'u Caine lanetlemememiştir. Saulot'a sadece "seni gören her lanetli seni olduğun gibi tanısın!" demiştir. Caine'in torunlarını lanetlemesinden sonra onu doğuya yaptığı yolculukta takip eden Saulot olmuştur. Bu yolculuk esnasında Saulot'un alnında üçüncü bir göz oluştuğu söylenmektedir.
lacroix** isimli camarilla adındaki vampir grubunun* prensi olan richi rich* tipli adamın**, oyuncuyu kendisinden izin almadan vampir yapan adamı idam etmesiyle ve oyuncunun kılpayı idamdan kurtulup santa monicaya kendini camarillaya ve vampirlere kanıtlamaya bırakılmasını konu alan oyun. ingilizceyi acayip geliştirir. eğer oyuna kötü bir ingilizce bilgisiyle başlayıp oyunu kendi çabanızla bitirebildiyseniz artık daha iyi ingilizce biliyorsunuz demektir. yine de ingilizcede ilerlemek için tek başına yeterli değildir. vampire'den bir sonraki adım ise fallout 2 dir*.
bu arada oyundaki en acayip vampir klanı malkaviandır. benim ensevdiğim klan ise herkese eşit derecede yakın gibi görünüp herkese eşit derecede uzak olan gangrel klanıdır. oyunda janette adında taş mı taş bir hatun vardır.
harika bir oyundu. eğer bugları adam akıllı temizlenip piyasaya sürülseydi şirket bunun üstüne 3 tane daha oyun yapmıştı şimdiye kadar. kendi kendini harcadı.
--spoiler--
tavsiye edilenler:
-mission impossible combat
(bir barı dağıtıyorduk bu müzik esnasında, eğer toreador iseniz celerity ile bildiğin matrix katliamına dönüyor ortalık, ayrıca werewolf'tan bu müzik esnasında kaçıyorduk o da baya komediydi)
-misson impossible (bu combatsız müzikler savaşın sakinleştiği ya da duraksadığı anlarda girer)
-downtown theme (jack ile girilen diyalogların etkileyiciliğini arttırıyor oyunun başında)
-crypt combat
-dark asia combat (Çin görevleri sırasında)
-dark asia
-short cutscene 3(Taksi şöförü ile konuşurken çalan müzik)
-disturbed and twisted combat (malkavian malikanesinin atmosferini pekiştiriyordu)
yaw bir daha düşündüm de birkaç tanesi hariç hemen hepsi güzel, en iyisi siz dinleyin.
bu müzikler oyun ile inanılmaz uyum içerisinde oldukları için asıl etkisi oralarda hissediliyor. oynayın oynattırın efenim.
ayrıca yayınlanmamış temaları da vardır.
china boss battle (ming xiao ile karşılaşma sırasında çalması planlanmış ama fikirlerini değiştirip dark asia combat'ı koymuşlar, keşke bunu koysalarmış)
the prince's dream
Vesuvius (Unused Alternative)[yahu keşke bunu yayınlasalarmış, orjinalinden 10 kat iyi, VV ile konuşmalar daha romantik olsun diye koymamışlar herhalde]
Downtown hub (Unused Alt.) [keşke bunu da hollywood için koysalarmış]
--spoiler--
--spoiler--
şu videoda sonlara doğru nines ile konuştuğumuz görevde werewolf'u nasıl öldüreceğimiz anlatılıyor, video kalitesi kötü olduğu için 480'de izlemenizi öneririm.
bildiğiniz üzere çoğumuz o görevde 4 dakika boyunca köşe kapmaca oynuyorduk.
bir de son yamalarla mission impossible müziği değiştirilmiş, gerilim müziği eklenmiş, olmamış.
bu da jeannette'in bizi ilk karşılaması.
bu video'yu da 480 kalitesinde izlemenizi öneririm, biraz eski videolar olduğu için kötü görünüyorlar.
--spoiler--
rpg ile fps arasında kalmış bir oyun. oyun değil daha öte bir şey yalnız bu. fakat en azından giriş seviyesinde ingilizceniz yoksa hiç bulaşmayın. ben orta halli ingilizcemle görevleri anlamak için yırtındım resmen. ama sürekli karşılaşılan buglara ya da uzun süren oynanış süresine rağmen bir an bile sıkılmıyorsunuz bu oyundan.
her şeyden önce konsept bambaşka; bir vampirin gözünden bakıyorsunuz dünyaya. ama gerçekçi bakın; dünya sizin vampir olduğunuzu anlarsa pek iyi olmaz değil mi? işte bu oyunda öyle bir oyun.
hoşuma giden ya da dikkatimi çeken bir kaç şey paylaşmak istiyorum:
eğer humanity seviyeniz (hayvan içgüdüleriyle yaptığınız sokak ortasında kan emmek gibi şeyler bunu düşürüyor, insanlara yardım etmek yükseltiyor) çok düşerse bir süre sonra peşinizden meşalelerle koşan insanlar görüyorsunuz ki bu pek hoş değil. özellikle nosferatu ırkı insana en az benzeyen dış görünüşleri yüzünden bu meşaleli vampir avcıları (kendilerine hayrı olmayan avcılar) ile çok karşılaşacaklardır.
her vampir ırkının özelliği farklı. büyüleri farklı, konuşma yetenekleri ve silah kullanma güçleri falan farklı. oyuna ilk başarken ırk seçeceğiniz ve sonra değiştiremeyeceğiniz için araştırıp ırkınızı seçmenizi öneririm. mesela nosferatu'nun büyüleri ve görünmezlik olayı çok cazip gelebilir ama sokakta yürürken bile dış görünüşünüzden korkan insanlar yüzünden durduk yere humanity seviyeniz düşebilir. lağımlarda yaşayabilirim demiyorsanız seçmeyin. ya da ben eğlenmek istiyorum diyorsanız malkavian seçmelisiniz. zira sokaktaki dur tabelası ile bile muhabbet edebilen sıyrık bir ırktırk kendisi. eğlencelidir. ama silah ve büyü konusunda diğer ırklara göre daha güçsüzdür. yani kısacası; her ırkın yeteneği farklı yönde gelişmiş, bu güzel bir şey.
her şehirdeki barlarda birer hatun var, hepsi birbirine benziyor zaten. o hatuna yazmayın boşuna, karizma seviyem falan fullken bile reddetti hatun beni. ha bir de; kız karakter seçerseniz oyunun çoğu yeri erkek karakterlere göre yapıldığı için biraz garip anlar yaşayabilirsiniz.
sondaki credits kısmını kapatmak istemedim, dur bakayım oyunu kaç kişi yapmışlar dedim; en azından 7-8 dakika geçti o yazılar sonunda sıkılıp kapadım. bu kadar emek verip de buglarla dolu bir oyunu piyasaya sürmek de garip olmuş. şu buglar olmasa gelmiş geçmiş en iyi oyunlar arasında geçebilirdi bu oyun.
sonuç olarak; oynanması gereken bir vampir oyunu. çok fazla sistem gereksinimi de yok, bulun oynayın.
not: lan ne yazmışım be. hala etkisindeyim oyunun yeni bitti.*
bu oyunun orjinal son versiyonu 1.2'dir ve 2004'ten itibaren bırakılmıştır, hatta yapımcı şirket de şu an batmıştır.
ancak fanları o kadar çok severler ki yıl olmuş 2010 hala yama yapıyorlar, 7.0 versiyonunu çıkardılar. http://www.patches-scrolls.de/vampire_bloodlines.php
bağımlılarını bırakmayan oyundur.
internette alakasız yerlerde gezerken bile kendini hatırlatır.
çünkü ne zaman vampire bloodlines'tan konuşmaya başlarsanız emin olun birileri onu yeniden yükleyecektir. * http://memilly.deviantart...es-Motivational-123813878
malkavian karakteriyle oynarsanız gülmekten yerlere yatacağınız oyundur. savaş sırasında toreador'lar ile aksiyon filmi yaşayabilirsiniz. celerity sağolsun.
ayriyetten;
- china boss battle
- lecher bitch
- downtown theme
- santa monica theme
- hollywood theme
- mission impossible combat
- vesuvius theme
bir swamped, bir cain çaldığında gözü dolmayan insan evladı yoktur bu oyunda. gece yarısı sahildeki o varil ateşinin başında a smaller god'ı duyunca dalıp gitmeyen yoktur. geçtiği dünya, o ara sokaklar, gece atmosferi; sinema için sin city ve fight club gibi eserler neyse oyun dünyası için de budur.
çok iyi bir oyundur. hatta şimdiye kadar zevk alarak oynadığım en iyi oyundur. konu diyaloglara göre gelişir. her ırkın kendine göre özelliği vardır. atmosferi zaten söze gerek yok oynamak lazım.
Yıllardır teknik eksikleri yüzünden salladığım, şimdi de "ya böyle de bir şey vardı 2 geliyor, gelmeden hazır bi oynayayım" dedim. Şimdilik ikinci haritaya geldim ve diyeceklerim şunlar.
En çok canımı sıkan şey bir map sisteminin olmaması. Var aslında, ancak hepsi otobüs duraklarında ve yön duygunuzu çok zorluyor bu açıdan. Nereye gideceğinizi şaşırıyorsunuz. Bir noktadan sonra da haritayı ezberliyorsunuz zaten.
Source motorunun bir RPG için ciddi şekilde ele alınması gerektiği çok net görünüyor. Zaten paraları kalmamış yapım süresinde.
Fanlar iyi toparlamış gibi, baya FPS sorunu yok. SSD de oynadığım için sanırım yükleme süreleri de pek uzun değil.
Yani keşke şirketi batmasa ve hakları Activision da olmasa taş gibi bir remake alırmış bu iş. Yenisine kısmet artık.
rpg efsanesidir. şirketten çok oyuncuların oyuna sahip çıkması da oldukça acayiptir. 20-30 kere oynamama karşın tek bir kez bitirebilmişimdir. kuei-jin ile uğraşacağıma başa dönerim daha iyi diyerek hala oynamaktayım.
