Belkide vampirliği en iyi yapan kişi kanlı kontes (bkz: Elizabeth Bathory)'dir.Kısaca anlatırsam Öncelikle çok asil bir aileden gelen biriydi. 40 lı yaşlarına gelince yaşlanmaya başladığını anlamış.Nasıl gençleşirim diye düşünürken genç kızları ele geçirip mahzende öldürüp kanlarını içmiş ve banyo yapmış.Yüzlerce insanı böyle öldürmüştür.En sonunda yakalanmış ve şatosunda müebbet hapis yemiştir(Yok etmeleri lazımken yaptıklarına bak).
Hristiyanlık öncesi vampir efsanelerinde vampirleri ürkütüme yolları
-horoz ötmesi
-güneş
-akdiken dalları
-üvez ağacı(daha sonraları haç yapmak için kullanıldı)
-ateş
-mezar kazıcının küreği ile kafa kesmek
-demir
-çan
-nane şekeri
-akan su
-vampir olduğundan şüphe edilen bir ceset varsa Dörtyol ağzına yüzü toprağa bakacak şekilde gömülürdü bu da vampir çıkmaya çalışınca toprağın içinde kaybolmasına neden olurdu
geceleri çıkan hayatlarına devam edebilmeleri için kanla beslenen gün ışığı, gümüş, sarımsak, kazık, haç, ölü kanı, ateşe zaafları bulunan yaratık türü varlıklardır.
"Vampir! insan kurban etme! Kan içme! Şeytani ayinler! Son yıllarda sıkça duyduğumuz haberler ve kelimeler.. iğrenerek ve utanarak okuduğumuz, tiksinti duyduğumuz bu haberler, insanlığa artık olağan, sıradan, hatta sevimli gelecek şekilde pompalanıyor. insanoğluna yakıştıramayacağımız bu iğrençlik için, insanlık tarihinin belli dönemlerine gönderme yapılarak; "ilk çağlarda olmuştur", "orta çağ cehaletinin ürünüdür" gibi istisnalar yapılabilir.
.....
VAMPiR YOK: ŞEYTANLAR VE iBLiS VAR
Kökü Sümerler'e ve Babiller'e kadar uzanan vampir teması, iblis tarafından, insanları korkutma figürü olarak tarih boyunca kullanılmıştır. Vampirler; güneşe çıkamayan, yarasaya dönüşebilen, kalbine kazık saplanırsa ölen, göz renkleri değişebilen ve beklenmedik zamanda fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadar da güçlü tepkiler veren, düşünce okuyabilen, ten ısıları sürekli değişen varlıklarmış. Güneş'in batması ile birlikte, sözde dirilerek mezardan çıkarlar, insanlara saldırıp kanlarını emerler.
iblis, kendi fiziksel özelliklerini de bu temanın içine yerleştirerek, aslında cin-şeytanlara böyle bir rol vermiş ve yukarıdaki tablo ortaya çıkmıştır. Sözü edilen özelliklerde bir vampir, gerçek hayatta yoktur; ancak kan döken, kan içen ve canlıları vahşice boğazlatan şeytanlar ve onların yeminli efendisi vampir iblis vardır. Yeryüzünde, hayatın başlamasından itibaren, din maskeli ritüellerle öldürttüğüinsan ve hayvanların hesabı yoktur. Öldürttüğü canlıların, kanları, kemikleri ve etleri ile beslendiği ise tarihi bir hakikattır.
iBLiSLER'iN "KAN TUTKUSU"
iblis'in ve kölelerinin bu kan tutkusu, kanı, gıda olarak kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Bilindiği gibi kan, önemli miktarda besin maddeleri taşımaktadır. Vitaminlerin, enzimlerin ve hormonların; canlıların vücudunda gitmeleri gereken noktalara ulaşmalarını kan sağlamaktadır. Ayrıca kan plazmasında; ortalama 7-8 g/dL protein bulunur.
Cin-şeytanların; süt, su, kan, kemik iliği, balgam, sümük gibi sıvılarla beslendiklerine; et, kemik gibi katı gıdalardan da, bir nevi fotosentez yolu ile yararlandıklarına dair bilgi ve bulgular vardır. insanların kanına ve biyolojik sıvılarına ihtiyaçları olduğu; bu sıvıları, insanlardan elde edemezlerse, hayvanlardan temin ettikleri bir gerçektir."
....
sen büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında vampir olucam derdim. çok küçüktüm o zamanlar. bi gün alamanya'dan gelen dayım gazete okurken, gazetesinde kpss ile ilgili bir şey yazdığını görmüş, dayıma kpss'nin ne olduğunu sormuştum. ileride sen mesleğini seçerken kanını emecek it sürülerinin çıkardığı bi sistem demişti. hayatımda ilk kez o gün ikileme düşmüştüm.
yau vampir olmak isteyen benim, başkaları niye benim kanımı emiyor?
gerçekten var olan bir tür. hem de filmlerde gösterildiği, romanlarda anlatıldığı gibi!
17. yüzyılda avrupa'da yayılan sverista bakterisi, ilk olarak kan yoluyla girdiği insanın hipotalamusuna saldırıp, vücudun kan ihtiyacı olduğu sanrısına düşürür. daha sonra, bilinç anlık veya daha uzun periyotta kaybolduğunda, omurilik saldırı ve dehşet refleksleri geliştirir ve bu kan ihtiyacını doyurmak ister. fiziksel olarak merkezi ve çevre sinir sistemi çalışır durumda olduğu için, hasta hala ayaktadır ve beyin düşünsel faaliyetlerini gerçekleştirebilir.
sverista bakterisinin çoğalmasını sağlayan ortamın özellikleri nedir peki? karanlık ve basıncı düşük yüksek tepeler!
sverista bakterisi, son 2 yüzyıldır kaybolmuş durumda.
bir tür antibiyotiğin keşfi bunu sağladı. peki bu antibiyotiğin etkin maddesi ne? sarımsak!
porfiria hastalığının günümüze kadar getirdiği bir inanış. hastalık sonrası kan içme isteği oluşması, gün ışığına aşırı duyarlılık sonrası yüz derilerinin genişleyip çatlaması, dudakların aşırı gerginleşmesi sonrası diş etlerinin çekilmesi ve bu yüzden dişlerin olduğundan daha sivri gözükmesi inanışın başlangıcı gibi gözükmektedir ama hastalık sırasında bu semptomların görülme sıklığının çok nadir olması yine bu vampir inanışını gerçekçi kılabiliyor.
hastalığa sahip insanların, yaşadıkları toplum tarafından dışlanmama ihtimali yok, bu durumun yaşattığı intikam isteği ile insanlara saldırıp kan içme ihtiyacını gidermek için oraya buraya delik açıp kan içmiş olabilirler mi? kim bilir.
Bazen insanın ilgisi ve sevgisini emen bi yaratık olabilir. Doyunca çekilir kenara sonra acıkınca gene gelir. insan olsan çoktan ölürsün verecek bişeyin kalmaz bunu beslerken. Vampir vampiri ısırırmı hiç.
ben galiba vampirim. on ve yirmi yaş arası çocukların kavgada ağzını burnunu kırınca elimdeki o kanı yalayırum ama sadece çocuk kanı iyi gidiyor. birde isa dan ve haçtan acayip tırsıyorum.
kurt adama oranla oldukça çelimsiz ve çirkin olan vasat yaratık. bu yaratıklar en fazla kreş bebeleri için hazırlanmış korku animasyonlarında yer bulabilirler.