üsküdar'dan zeynep kamil'e doğru çıkarken mimar sinan'ın, 3. murad'ın validesi afife nurbanu sultan için yaptığı külliyeyle imara açılmış, yokuş üstüne kat kat kurulu bulunan mahalle. içinde cami, hamam, daru'ş şifa, daru'l hadis, daru'l kurra, imarethane, kervansaray da mevcuttur. sinan'ın sağlığındaki son eseri olarak kabul edilir. gidip gördüğünüzde hakikaten bu camiyle tekamülünü tamamladığına kanaat getirirsiniz, dinginlik verir. Rivayete göre hızır aleyhisselam da ziyarete gelmiş hatta hatırasına hürmeten yazılan beyit de son cemaat yerine giren kapının üstüne asılmış fakat bir vakada hırsız tarafından çalınmıştır. caminin avlusunda evveliyatı kaç asra dayandığı meçhul koca bir çınar bulunur. yahya kemal'in ithafen yazdığı şiirlerden bir tanesini iktibas ediyorum.
ziyaret
yine birlikte, bu mevsimde, atik-valde'deyiz,
yine birlikte, bu mevsimde, gezip sezmedeyiz
bu çınarlarla siyah servilerin gölgesini
bu şadırvanda suyun sanki ledünni sesini.
eski mimara nasıl rahmet okunmaz burada?
suyu cennetten akıtmış bu güzel manzarada
bu duvarlarda, saatlerce temaşaya değer,
çini'den, solmayacak bahçeler açmış yeryer,
manevi rahata bir çerçeve yapmış ki gören,
başka bir alemi görmekle, geçer kendinden.
bu ziyarette vakit geçti, güneş battı, yazık!
haz ve duyguyla atik-valde'de bir gün yaşadık