Sayın istanbul Valisi,
Ben istanbul'da vergisini vererek yaşayan bir vatandaşım.
Bu sabah her zamanki gibi çocuğumu okula bırakıp işime gitmek üzere evden çıktım.
Tam dört buçuk saattir yollardayım...
Yollar tutulmuş, barikatlar kurulmuş, kalkanlı ve coplu polisler gaz maskeleriyle saf tutmuşlar.
Köprüden geçiş yok, şehir hatları çalışmıyor ve en önemlisi vatandaşın hizmetinde olduğunu söylediğiniz polis ne laf dinliyor ne söz. Yüzünde gaz maskeleri, elinde coplarla polisimiz ne yazık ki bir "şehir işkencecisi" haline getirilmiş.
Soruyoruz: Ne oldu?
Cevap veriyorlar: 1 Mayıs Bayramı
Sayın Vali bu nasıl bayramdır? Siz yüz kişiyi durduracağız ve önleyeceğiz diye 10 milyonluk istanbul'u 6 saattir gözaltında tutuyorsunuz.
Şehri gözaltına aldınız.
10 milyon insanı gözaltına aldınız.
Ne için? 100 kişinin bayramda gösteri yapmasını engellemek için. Üstelik bunu da önceden duyurmadınız.
Böyle şehir yönetilir mi, böyle valilik olur mu?
Sizi, yollarda beş saattir çoluk çocuğuyla sefil ettiğiniz bir vatandaş olarak protesto ediyorum. Size istifa edin diyeceğim ama etmeyeceğinizi bildiğim için sadece bütün kalbimle protesto ediyorum. Ve buradan diyorum ki bunun hesabını nasılsa sandıkta sorarım.
Siz belki atanmış olduğunuz için anlamazsınız. Ancak Başbakan ve içişleri Bakanı, sandığın ne olduğunu iyi bilirler.
not: suçu o 100 kişiye de atabilirsiniz, zaten her şey onların yüzünden oluyor ya....
sayın vali'nin konuşma hızını daha da arttıracağından korktuğum kampanyadır. zira ettim dese bile dinleyicilerce anlaşılamaması muhtemeldir. bu nedenlerdir ki istifa dilekçesini uludağ sözlük 'de yazılı olarak vermesini talep etmekteyim.
valinin organının keyfine uyarılar yaparak demokratik bir hakkı yasaklayamayacağı, önlem adı altında 10 milyon insanı gözaltına alamayacağından hareketle başlatılmış kampanyadır. eğer kargaşaysa düzensizlikse korktuğu;âlâsını yaşatmıştır.
burjuva basın bile keyfiyete bas bas bağırırken bazı arkadaşların ısrarla emir kulu, gariban muammer güler portresi çizmesi hiç de hoş durmuyor.
