hiç almadığım halde dün evi arayıp eskiden aboneliğiniz varmış yeniden başlatamak istermisiniz gibisinden sorular soran elamanın çalıştığı gazete.
abone olmak istemiyorum dediğimde ise seçimler yaklaştı desteğe ihtiyacımız var gibisinden bişelerde söylediler ama o ora telefonu kapatmakla meşgul olduğum için dinleyemedim*.
her daim tazminat davalarıyla cebelleşen gazete. belirli sürelerde tazminatları ödeyemediği için kapanıp başka bir isimle basındaki yerini tekrar alan gazete.
cehaletin, sapıklığın, abuk subuk düşüncenin, hastalıklı bir ruh durumunun gazeteleşmiş hali. hasan karakaya adlı militan kişinin; dizi karakterlerinin isimleriyle ilgili düşüncelerine cevabı, konunun muhataplarından gülse birsel güzel vermiştir;
o gazetede, siyah köpeklere arap ismi verilmesinin ve inek şaban'ın isminin şaban olmasının da aynı korkunç komplonun parçası olduğu söyleniyor! zaten bu, başlı başına mizah konusu! ayrıca, dizileri seyredenlerin keyfinin içine tüküreyim, iki ayaklı şeytanlar gibi tuhaf ifadeler var. bu bakış açısını allah'a havale etmek lazım galiba! biz senaristler karakter isimlerinin dini ve tarihsel kökenini araştırmayız elbette. türkiye'deki isimlerin yüzde sekseninden fazlası zaten islam kökenlidir. sözgelimi, ali, mehmet, ayşe, fatma, ömer, kerim, metin isimli karakterlerinin hepsi kusursuz insanlar mı olacak? gerçek hayatta bütün gaffur'lar dört dörtlük mü? ailesi o ismi iyi niyetle koymuş, ama adam onların hayal ettiği gibi biri olmamış, ne yapalım? halkın sevgilisi olan, futbol takımlarına ismi verilen, her kesimin sempatiyle baktığı, garibanların temsilcisi olduğu bile söylenen gaffur'un bu kadar aşağılanmasına da kızıyorum. zaten ismi uzun uzun düşünülmedi, çünkü geçen yıl tek bölümlük bir karakter olarak planlanmıştı. bu arada avrupa yakası'nda, yine tesadüfen, en ahlaklı, prensipli, güzel, akıllı, düzgün iki karakterden birinin adı tanrıverdi, ötekininki zeynep!
şimdi de gözüne dizileri kestirmiş. sanırım istedikleri şey; kendileriyle aynı zihniyetteki televizyon kanallarında aynı saatlerde yayınlanan abuk subuk dizilerin, eğlence(!) programlarının, provokatör tartışmaların reytinglerini arttırmak.
cehaletle dinin kurallarini karistiran kendini gelistirmeyip devamli ulkenin gerilemesine sebep olan tabularini kiramayan ve din maskesi altinda baska insanlara satmaya calisan insanlara baya yarayan bir gazete.
sapık adamların elindeki yayın organı. 6-7 yaşlarındaki bir kız çocuğunun bacaklarını sansürlemek, namussuzluğun, hayasızlığın, ahlaksızlığın en büyük örneği değil de nedir? kendisine insanım diyen birisi bu rezaleti hala nasıl savunur? 1400 yıldır insanları, saf müslümanları, ''islamiyetten önce kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı, islam kadına en büyük değeri veren bir dindir'' safsatalarıyla uyutanların kadına verdiği değeri görüyoruz. 6 yaşında bir çocuğu seks objesi olarak görebilmek.
ey gerçekten iman edipte orasını burasını kapatan, erkeklerden saklamaya çalışan kadınlar! işte şeriatçının gözündeki değeriniz, işte size biçilen yüksek mertebe. işte sizin düzeniniz. işte sizin demokrasiniz...
Vakit Gazetesi dünkü sayısında akıllara durgunluk verecek bir habere imza attı. Kuran kursları ile ilgili haberde çocuk masumiyeti hiçe sayılarak, 6 -7 yaşlarındaki balerin kızın etek altı mozaiklendi.
'Kuran'a yasak, baleye destek' başlıklı yazıda kuran okuyan türbanlı küçük kızın fotoğrafı üzerine 'buna yasak', etek altı mozaikle kapatılan küçük balerin kızın fotoğrafının üzerine ise 'buna destek' yazılarak bir karşılaştırma yapıldı.
Birinci sayfasında 'kışkırtıcı' fotoğraflar yayımlayarak sık sık gündeme gelen gazetenin söz konusu haberinde çocukları kullanması tepkiyle karşılandı. Küçücük çocuğun fotoğrafına uygulanan sansür 'bu nasıl zihniyet' sorusunu bir kez daha akla getirdi.
Geçtiğimiz günlerde Jet Ski'li görüntüleriyle medyanın gündemine yerleşen Cüppeli Ahmet Hoca, 'Biz 7 yaşına geldi mi kızlardan sakınırız. 11 yaşındaki öz kızımı bile öpmüyorum' diyerek tartışma yaratmıştı.
nasıl bir düşüncedir ki, 6 yaşındaki çocuğun etek altını sansürlenir? 6 yaşındaki, küçücük çocuğu ya editör obje olarak gördü, ya da bu gazetenin okuyucuları, bu yaştaki çocuğu obje olarak görecek kadar bağnazlar.
küçük balerin kızların fotoğrafını, belden aşağısını mozaikleyerek yayınlayan gazete. demek ki vakit gazetesi okuyucuları küçücük kızların çoraplı bacaklarından bile etkilenip niyeti bozacak kişiler diye düşünüyor insan. bu okuyucularına hakaret değil mi. ama asıl amaç elbetteki balerin bir kızın utanç verici bir iş yaptığını izlenimini uyandırmak.
münib engin noyan gibi; demokrasiyi ne idüğü belirsiz bir sistem olarak tanımlayan, laikliği ucube olarak gören, örümcek beyinleri bütünüyle 1900'lü yılların başlarında kalmış insanları barındıran gazete*.
bazen kartel gazetelerine iyi giydiren bazen de aşırı derecede saçmalayan gazete. cumhuriyet gazetesi ne kadar din düşmanı ise bunlar da o kadar radikaldir. süleyman demirel cumhurbaşkanıyken "in aşağı koca nemrut" gibisinden yarıcı bir başlık atmıştır bu gazete.
feci komik bir mecmua bu!süper bir bilgi ve kültür yetersizliği içerisinde sistem eleştirisi yapmaya çalışanlar,garip garip sansürler,belli karalamalar,skolastik kalıplar,her şey var*.