tüm zamanlarda yazdıkları her şeyin bugün dogru oldugunun ortaya çıktıgı vakittir. ergenekon vakit gazetesinin dogrulayıcı turnusol kagıdıdır. hiçbir zaman bombalanmamış ve bombacısı kardeşi çıkmamıştır, hiç bir terör örgütü davasında ismi gecmemiş, danıstay saldırısında ismi karıştırılmaya çalışılmış fakat karıstırmaya çalışan gazetenin ismi karısmıstır. o ulusalcıdır bu aşagılık, nasıl bir paradokstur bu yasadıgınız anlamak mümkün degildir.
gün anadolu da vakit in günüdür, gün kurtuluş günüdür, pisliklerden taharet günüdür, hemde hukuk eli ile, tam da olması gerektigi gibi.
birçoklarının * haberlerine karşı kaynak aldıkları gazeteler ya hürriyet ya milliyet yahut vatan* olur. sebebi bilinmez* bu 3 gaste de vakitle ziyadesiyle uğraşır. çoğuzamanda bir yerlere jurnallediği de görülür. anlaşıldığı kadarıyla arka sayfasında g-stringli yada üstsüz resim altına bira reklamı* koyulmadığı için birçoklarının içini gıcıklar. kendisine referans aldığı nokta islam olan tek gazetedir. referans alınan noktaya bakılırsa neden bukadar sevilmediği meydandadır.
+ nurettin abi vakit le ilgili haberi duydun mu abi başkonsolosluğa yapılan saldırıyla ilgili bu gavurlar için değer mi yazmışlar bulmacada ya böyle gazetecilik mi yapılır?
- olm doğru yazmış adamlar yalan mı değmez tabi bu gavurlar için.
+ iyi de abi gavur müslüman teist ateist ya da diğer tüm ayrımlardan önce insanlık gelmez mi? diğer tüm kimliklerinden önce insan olma onuru gelir abi birlikte yaşamak tüm insanlığın onurlu bir yaşam sürme hakkını savunmak daha öncelikli değil midir? insanların hayatlarını değerli olan ve olmayan diye ayıracak mıyız? bu düşünceyle ulusal ve küresel bir barış nasıl sağlanabilir? illaki bir değerlendirme yapacaksak insanları değerli kılan kimliklerinden ziyade düşündükleri ve ürettikleri değil midir? kaldı ki olaya senin dünyandan bakmak gerekirse, islami düşüncede de yaratılanı yaratandan ötürü sevmek fikrinin hakim olması gerekmez mi? bu fikri ve benzerlerini ortaya koyan insanlar hep bu topraklardan çıkmamış mı? ayrıca..
- alert! alert! please check your system whether it meets the requirements or not!
aydın doğan şakirtlerinin vurun kahpeye deyu hucum ettikleri küçük gazete. yalnız şunu söyleyim o bulmacadaki sözün doğru mu yanlış mı olduğuna dair bir anket yapılasa türkiye'nin yarısından fazlası doğru der. gidin bakın çevrenize sorun soruşturun. bakkalla, çakkalla, berberle sohbet edin. hepsinin söylediği söz aşağı yukarı aynı. millet anlamaz öyle otomatik kapanan kapılardan falan. ayrıca ben de sikerim öyle kapının otomatikliğini. benim trafik polisim kırmızı da geçenlere ceza yazmak üzere işine bakıp orda mudahale etmeseydi belki ölmezdi. lakin facia daha büyük olabilirdi. onun için şimdi yeniden söylüyoruz ki: öyle otomatik kapının ebesini sikerim.
ne hikmetse cahil cühela kesimin sahiplendiği, en iyi tuvalet kağıdı olarak kullanılabilecek yobazlıkta son nokta paçavra. elin oğlu da bulmacasında "gavurlar için değer miydi" yazısını savunmuş. bilmez ki prosedürü komik bebe.
konsolosluk güvenlik görevlilerinin amacı öncelikle "içeriyi" korumaktır, herhangi bir saldırı anında kapılar sistem tarafından kilitlenir, içeridekilerin hayatı onlardan sorulur. ilk amaç düşman içeri girmesindir. dışarısı o ülkenin güvenlik güçlerinin alanıdır. bir abd konsolosluk görevlisi sokaklarda terörist avına çıkamaz.
islamı, insanı müslüman olan-olmayan diye ayırt eden gereksizlerin sahiplenmesi yüzünden batı dünyası, terör=islam dini olarak kabul edecektir. kendi ayağına kurşun sıkan bu zevat da bu gazeteyi korur, savunur. danıştay baskınında işte o üyeler diye insanların hedef gösterilmesini doğru bulur. şiddet özün, tırnağımdaki kir kadar değerin yok.
sonuna kadar desteklediğim görüşü bulmacasının arasına gizlemiş muhalif gazete. onlar çatışmada kapıyı kapatıp olay "yok gibi" davransın, hiç yardım etmesin ve üstüne sütlük sen fedakarane savaş ve öl. sonra da bunlar için değer miydi? deyince suçlu ol ne âla. yahu iyi mi oldu 3 gencimizin ölmesi? peki ölmelerinde en önemli sebeplerden biri nedir? konsoloslukladaki amerikalıların yardıma gelmemesi değil mi?
nasıl bir yayın anlayışı olduğu Ertuğrul Özkök ün 22 Haziran 2008 Tarihli yazısı ile kanıtlanmıştır. Bundan sonra bu gazeteyi savunan olacak mı diye merakla bekleniyor ülke tarafından. Bir insana iftira atmanın öbür taraftaki cezası nedir acaba ?
islamcıların bile yaka silktikleri, yalan ve dolanın, provokasyon ve kışkırtmanın baş aktörü olan gazete. ayrıca yazarları çok iyi tecavüz eder tezini de kanıtlamışlardır.
bugün gazetede yer alan haberlere ve ahmet hakan'ın yazısına göre mahkeme tarafından verilen tazminat cezalarını ödememek için paravan şirketler kullanan, gazetede yazarlık yapan bir şahsa verilen ceza karşısında bizden para almıyor, hayrına yazıyor diyen gazete. ayrıca vatan gazetesi yazarlarından mustafa mutlu'nun cabrio arabayla gezen cübbeli abileri eleştirmesinin ardından, o araba cabrio değil suzuki marka savunmasıyla pes dedirten hem cahil, hem uyanık abilerin gazetesi.
yobazların pis işlerini yapan kağıt parçası.
kendilerince temiz işleri de zaman'a yaptırıyorlar.
herkes kendince cübbesini giymiş kardeşim, menfaate göre!
şeriatla falan ilgisi olmayan, derin güçlerin çıkar amaçlı kurup, bazen bilgi servis ettikleri, içinde hüseyin üzmez gibi bir karakterin olmasından mütevellit de bu halin kolayca görülebileceği, tehlikeli sularda yüzen polemikçi gazetedir.
bugünkü manşette aihm için " tam gavur " diye manşet yapan ikiyüzlü mide bulandıran kağıt yığını.
ap ve ab yargıya laf söylediği zaman, laikliğe laf söylediği zaman, akp'nin kapatılmasına tepki gösterdiği zaman manşette " işte avrupa bile anladı " ," onlar daha demokrat " deyip manşet atan bu zavallı zihniyet işlerine gelmeyen bir karar çıkınca o şakşakladıkları, alkışladıkları avrupa'ya birden gavur dediler.
insanda biraz çizgi, haysiyet ve duruş olur. edep yahu.