sen gel liberal ol;kapitalizmin kucaginda götünden amını siktir bir çalışan olarak sonra gel de ki patron neden ibadete izin vermiyor. sistemin kölesi olmuş bir patronun buna izin vermesini beklemek ne büyuk ahmaklıktır. ya da buna atarlanmak. aynı şekilde buna izin veren patron sevgilimle hergün belli vakitlerde telefonda görüşme yapıyorum telefonda konusurken kahvemi ve sigarami iciyorum diyen adama da ayni mi bakacak. hepimiz biliyoruz ki hayir. peki ben simdi sunu merak ediyorum , vakitli ibadet yapilmasi gereken bir dinin mensubu mesela bir musluman olarak namazini kilmaya gittin yani kendin icin bisey yapmaya gittin , dinsiz bir adamin ya da vakitli ibadet gerektirmeyen bir dine mensup kisinin o sirada calismaya devam etmesi , senin icin kul hakkina giriyor mu? yillik is gucu saatine gore hesaplarsan bunun belli bir maddi kulfeti var. ikinizin esit aldigi fakat senin ondan daha az calisarak aldigin para sana helal mi? bu noktada esitlik nasil saglanmalidir asil sorunsal izin verilip verilmemesi olmamali gercek bir musluman icin... siyasilesmis tabularin inancinizi yonlendirebilmesi sizi fikren zayif manen de zalim yapar. bu sebeple din toplumlarin afyonu ya da uzaktan kumandasi konumundadir.
kazanacağı üç beş kuruş fazla paranın kendini kurtaracağına inanan kişilerce yönetilen bir işyeridir.ya da daha kötüsü sigara,çay vb ihtiyaçlar için izin veripte sadece namaz için izin vermeyen yerler.onlardan bahsetmek bile mide bulandırıyor.
arkadaşlar şöyle bir durum yaşadım sizlere anlatmak istiyorum,
eski çalıştığım iş yerimdeki patronum vakit namazlarına izin verir, cumaları servis kaldırır, kendisi de 5 vakit namazını kılar ibadetini yapar ve sürekli bize dini öğütler verirdi. fakat maaş günleri geldiğinde yaklaşık 10 ay boyunca sürekli maaşlarımızı hiç bir mazeret sunulmaksızın geç yatırırlardı ve bazen yarım yarım yatırır iyice delirtirdi. aldığım maaş ise az bir miktar idi. bende bu yüzden işleri yavaş yapar iş beklediklerinde bol bol söverdim.
şuanda çalıştığım iş yerinde ise patronum hiçbir ibadetini yerine getirmeyen ve bizimde yapmamıza izin vermeyen, bazen cumaları dahi kılmamıza izin vermeyen ve bu tarz şeylere tamamen karşı olan birisi. fakat her maaş zamanı geldiğinde hiç eksiksiz olarak yatıran alnımızın teri kurumadan deyimiyle. ve eski çalıştığım yerden 2 kat fazla hakkım olan parayı veriyor ve ben bu adama sürekli allah razı olsun diyorum.
şimdi merak ettiğim şey ise şu, allah hangisinden razı olur ?
Tuvalette kılınmaya bile cevaz verilmistir. iman varsa imkan da vardır. Asıl acı olan bizi yaradanın emrettiği bir ibadeti şahısların insiyatifiyle yapmak zorunda kalmamızdir. Allah ıslah etsin..
dini ibadet özgürlüktür. bu sadece müslümanlar için değil yahudisi için de hristiyanı için de geçerlidir. dolayısıyla bu tür bir tutum içinde olan işveren şikayet edilebilir, gerekli yaptırım da devlet aracılığı ile uygulanır.
not: sonra cumaları namaza, pazarları da ayine gider bu ..*veren.
her konuda olduğu gibi ibadeti de yozlaştıranlar yurdum insanını süzmeye yarayan nesnel bir ölçüm aracı olmadığından tüm çalışanlarına ortak şartlar koymuş iş yeridir.
bendeniz dini bütün olduğunu söyleyip kendi odasında 5 vakit namaz kılan, ekibiyle cuma namazlarını kaçırmayan fakat tazminat vermemek için çalışanına mobbing yapıp kendisinin işten ayrılması için aylarca maaş vermeyen, ayrılanlar haklarını alamasınlar diye şirketi iflas ettirip daha sonra kardeşinin üzerine yeni bir şirket açıp hiçbir şey olmamış gibi aynı sektörde çalışmaya devam eden patronlar da gördüm. memleket senede 2 kere umreye gidip işçisinin hakkını vermeyen işverenlerle dolu ve bu herifleri eskiden seçmek kolaydı ama şimdi sistem bu tür yoz yaratıkları resmen destekliyor.
islam felsefesini belli bazı ritüeller bütünü olarak ve basit matematik hesapları ile sevap kazanılabilecek şekilde algılatanlar bu dine en büyük kötülüğü edenlerdir.
1500 yıldır islamı anlayamamış, günde 5 kez egzersiz gibi namaz kılar, ömrü hayatında 1 kez hacca gider, yılda 1 kez kurban keserse her haltı yiyebilirmiş gibi yansıtan başta devlet büyükleri ve ardından mevki için ve maaş garantisi için bu devlet büyüklerine biat etmiş zavallı din adamları bu yozlaşmanın en büyük sorumlularıdır. ikinci derecede sorumlu ise vatandaşın bizzat kendisidir.
namaz ve iman ile ilgili iran'da anlatılan bir hikayeyi paylaşmak isterim:
dini bütün bir hacı bir gün ölür ve hesap meleğinin karşısına gider. ömrü boyunca vakit namazlarını kıldığı için de bir an önce cennete gideceğini düşünerek heyecanlanır.
melek önünde bir sıra olmasına rağmen koşarak gider ve ben geldim adım hacı filanca cennete gireceğim der.
melek hacıya şöyle bir bakar ve biraz bekle hacı der sırada olanlar var. hacı bir kenara çekilir derken o anda içeriye meleklerin eşlik ettiği bir adam gelir. tüm kapılar açılır ve adam sorgusuz sualsiz cennet kapısından içeri girer.
bizim hacı şaşırır hemen meleğe sorar, yahu adama tek soru sormadınız ama cennete girdi?
melek de hacıya der ki sen onun kim olduğunu biliyor musun? o graham bell'dir telefonun mucididir ve milyarlarca insan onun sayesinde bir kolaylığa kavuşmuşlardır, duacısı çoktur.
derken içeri yine bir adam girer, adama yine melekler eşlik etmektedir ve yine bütün kapılar açılır ve adam cennete girer.
bizim hacının eli ayağı titremeye başlar, öyle ya bütün hayatı boyunca kendi küçük dünyasında evden işe gidip gelmiş, secdeden başını kaldırmamış ve kendi yağında kavrulmuştur. bu adam kimdi der, melek de yahu adamı tanımadın mı bu adam pastör'dür. şarbon aşısını bulmuştur. sayesinde milyonlarca çiftçinin emeği kurtulmuştur. bütün çiftçiler ona duacıdır der.
hacı olayı anlamaya başlar tabi ki. kendisi dışındaki insanlara iyiliği dokunmamış ve kendi küçük dünyasında yine kendisi için çalışmış ve ibadet etmiş biri olarak sırasına geçer ve beklemeye başlar.