fuck the system. bizler sistemin kurbanı olarak geçirdiğimiz her sınavdan geçme umuduyla o heyecanlı ya da sıkıcı dakikalara katlanarak oturduğumz sıralarda beyin fırtınası yapan zavallı insanlarız. ılık bir kış gününde çıkıp sokakta yürürken içindeki bahar sevgisini hatırlarsın, sanki cehennemde yaşarken cennet günlerini bekler gibi... o günlerde gelir aklına kaybettiğin şeyler, bekaret misal... sense beyaz atlı prensin gelecek ve içime girecek diye beklerken orman haydutu biter vajinanın içinde suçu dünyaya atarken. ve harcanan masumluğun bir işe yarasın bari gibi basit bir düşünceyle araç oluverir bir anda hayatının en değerli şeyi.
bu kadar ucuz bir numaraya alet edersin orda saklarken. kopyanı titrek ellerle çıkartırsın içinden. bu ben değildim, dersin. fuck the system.