sabah uyanır uyanmaz perdeyi araladı ve dışarı baktı. tanrım! ne kadar güzel hava var. bugün tayt mı geysem acaba? diye geçirdi içinden..
suzan 24 yaşında, hafif balık etli "s" leri söyleyemeyen lise mezunu bir kız. evlerine 867 metre uzaklıktaki bir trikotaj atölyesinde kalite kontrolcü olarak çalışıyor. sevdiği biri var ama henüz çıkmıyolar. anlıycağınız çıktığı çocuk yok şu an.
"tayt giysem üstüme ne giycem? kot giysem çok sıradan. of yhaa giycek hiç bişeyim yok" diye hüzünlenirken aklına geçen sonbahar da pazardan aldığı tuniği geldi. gardropun alt tarafında bi yerlerde olmalıydı taytın üstüne ne de güzel gidecekti. aramaya inandı ve tuniğini buldu. hızla picamasını dötünden sıyırdı taytını giydi üstüne de tuniiik ooooh mis gibi oldu valla.
suzan aslında hep kot pantol giyerdi.
evden çıkarken annesinin akşamdan kapının önüne koyduğu çöpü aldı, kulaklkları kulağına taktı ve dışarı çıktı. çöp konteynırının başı kedi köpek doluydu uzaktan hayt huyt yaptı ve hayvanları kovaladı. olacaklardan habersiz etrafı seyrederek neşe içersinde yola koyuldu. halbuki bugün hayatı boyunca unutamayacağı şeyler olacak ve bu onu çok yaralayacaktı.
saat 8.14 sularında atölyeye vardı. kapıdan içeri girdiğinde suat'la karşılaştı.
suat 29 yaşında kısa boylu sert mizaçlı ama özünde çok neşeli bir genç. daha iyi bi iş bulana kadar atölyede takılıyor aslında hayalleri büyük.
karşılıklı günaydın nassın? bugünde amma iş var hee gibi cümleler kurulduktan sonra suzan tuniğini çıkardı askıdaki iş yeleğini giydi. lakin yelek kısaydı ve götü mötü hep ortaya çıkmıştı..
suzan aslında hep kot pantol giyerdi.
of yhaa götüme bakcaklar şimdi napcam ben diye düşünerek oturdu sandalyeye, can sıkıntısından bacaklarını birbirine vuruyor tırnaklarını kemirip yere tükürüyordu. veee tam o sırada masanın karşı tarafında ki hareketlenmeyi farketti. o etrafı görmeden kara kara düşünürken karşı bölge açık trübün gibi olmuş atölyenin erkek çalışanları ellerinde çekirdek paketleri dikiz pozisyonu almış kakara kikiri yapıyorlardı. ohoo suat'mı dersin şenol'mu desin kimler yoktu ki.
mesele anlaşılmıştı, bizim saftirik suzan dötüm belli olcak du ben dötü sağlama alıyım diye sandalyeye oturmuştu ama belli olan vajinal çizgisini hiiç hesaba katmamıştı. suat piçi de sik kadar boyu olduğu için daha kapının girişinde mevzuyu farketmiş koşarak diğer kankalarına haber etmişti.
suzan aslında hep kot pantol giyerdi.
bugün de giyseyi o vajinal çizgi orada olmayacaktı.. hak etti bence.
eklem-ül heyecan : e tabi sen hekaye yazcam diye yarım saat kasarsan adam başlığı bırakır piçinle başbaşa kalırsın. ne yapak naasip.
eklem-ül yeniden: la kodumun başlığında demin benimki birinciydi şimdi ikinci olmuş nooluyo yhaaa?
(bkz: vajinal çizgi)
enteresan kızdır. vulvası belli olsa tamam da vajinal çizgi için epey uğraşmak lazım sanırım.
bu ne demek lan sdlkdflkj iyi güldüm sabah sabah.
vajinayla pubik bölgeyi ayırt edin artık amk ya. trollüğün de bi kalitesi olsun. vajina dediğimiz içeride. taa içerde. sen onun çizgisini falan nerden görüyorsun ya ?
hanımlar siz de ağzınıza kadar cekmeyiverin taytı. hakkaten hoş durmuyor.