açık denizde martıyı beklerken aniden gelen bir albatros kuşunun gönül telime konması kadar şaşkınlık içinde kabul edeceğim bir eylem. güzel kuş: şimdi ben seni kamarama alıp misafir etsem, geçici bir süre, denizin kral kuşluğu olan ünvanından alıkoysam ve sonra da seni salıversem, bana küfreder misin yoksa gönül telime uzaktan bağlanır mısın, hıı?..
peki sinirlenme..bizim boğazdaki martılara hiç benzemiyormuşsun sen. git tamam, konma bi' daha buraya!..
birazdan sıcacık olacak yatağa türbanıyla giren kızdır. ne de olsa, özgürlüğün simgesi kadının erkeğe en bariz üstünlüğüdür türban. hem, neden karşı olunsun ki? yatak bir kamusal alan değil özel alan. her güzel bekar türbanlı dilber benim şuh yatağıma girebilir. çıkarmasına gerek yok, tamam... ama, güzel ve çekici olmak koşuluyla. öyle üstüne uzunca pardüsü giyerse olmaz. yüzde doksanının giyindiği gibi renkli dar uzun straplez bluz, dar kot üçlüsü şart.
- ama üçlü dedin, ikili saydın aribra..
+ acele etme ahbap.
üçüncü ayağı; tabi ki vajina kokusunun saçında da tezahür ettiği o mis gibi ipekten türbanı. ya ne olacağıdı?