kadir mısırlıoglu ve turevlerine, sn.taner ünal'ın cevabidir.bazı yönleriyle, günümüzde yasananlarla çok benzerlik gostermektedir.uzun bir yazı dizisi, üsenmeyin okuyun ve günümüzdeki hainleri deşifre edin.
Önce Neden Vahdettincilik yapılıyor onu anlatacağız sonra Vahdettin kimdir neler yapmıştır Türk milletine verdiği zararları anlatacağız.
Değerli Arkadaşlarım, Türk milleti yüzyılın kaderini değiştirecek bir savaş yapmıştır. Bu öylesine bir savaştır ki baştan sona destandır.
Osmanlının külleri arasından Yeni bir Türk devletinin kurulması Türk çocuklarının milliyetçilik duygularını doruğa çıkaracak bir hadisedir.
Bu nedenle Türk milletine ve Türk'e düşman olanlar bu muazzam abideyi kara ve yalan bir tarihmiş gibi göstermeye çalışmışlardır.
Nitekim bunda başarılı olunmuş ve bu milletin aziz evlatlarının kafasına
"Atatürk aslında danışıklı bir dövüş yaptı"
yalanı yerleştirilmiştir.
Atatürk'ü ingilizler seçti Halifeliği kaldırma karşılığı ingilizlerle anlaşıverdi bu savaş öyle kazanıldı" yalanı yerleştirilmiştir.
Atatürk düşmanlarının Vahdettini korumak maksadıyla yaptıkları bütün faaliyetlerin asıl sebebi Kurtuluş Savaşı'nı yok farz etmektir.
Atatürk düşmanlarının Vahdettini korumak maksadıyla yaptıkları bütün faaliyetlerin asıl sebebi Kurtuluş Savaşı'nı yok farz etmektir.
Çünkü Sakarya, Koca tepe, Dumlupınar düşmanın izmir'de denize dökülmesi Tarihimizin altın sayfaları devasa bir abide gibi durmaktadır.
VATAN'A iHANET EDENLER, iŞBiRLiKÇiLER, KORKAK VE MECZUPLAR YALANLA, DOLANLA TARiH TERS YÜZ EDiLEREK KAHRAMAN iLAN EDiLiR.
VATANSEVER KAHRAMANLAR iSE iŞBiRLiKÇi OLARAK GÖSTERiLiRSE MiLYONLARCA ŞEHiDiN SAYESiNDE AYAKTA DURAN VATANA BÜYÜK BiR iHANET YAPILMIŞ OLUR.
izmirin işgalden Kurtarılması ve Restleşmeler
Atatürk izmir'i aldıktan sonra bile ingiliz Parlamentosunda Bizans tahtına Yunan Kralının getirilmesi görüşülüyordu.
Mustafa Kemal Paşa Mudanya'da restleşirken ingiliz hükümeti tehdit üzerine tehdit gönderiyordu ancak restleşmenin galibi Mustafa Kemal oldu.
ingiliz Parlamentosu gece gündüz çalıştı, ancak bir türlü tehdit konusu yaptığı 450.000 askeri Anadolu yollarına çıkarmaya cesaret edemedi.
Atatürk bileğinin hakkıyla Büyük Britanya imparatorluğu'nu dize getirdi. Bu dize geliş ingiliz emperyalizminin de sonu oldu.
Atatürk ingiliz Hükümetinin ve politikacılarının da siyasi hayatlarını bitirdi. Churchill 25 Yıl sonra 2.Dünya savaşı sırasında dönebildi.
Türklerin zaferi Hindistan başta bütün ingiliz sömürgelerinin kalkışmasına ve özgürlüklerini elde etmelerine sebep oldu Tarihe gömüldüler.
Kurtuluş Savaşı'nın Etkileri
Gandi:
"ATATÜRK iNGiLiZLERi YENENE KADAR BiZ TANRI'NIN iNGiLiZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRDÜK. TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI iNGiLiZ EMPERYALiZMiNiN SONU OLDU"
Vatanı işgal eden ingiltere'dir. Yunan Ordusu'nu izmir'i işgale dâvet eden ingiltere'dir. Fakat Zât-ı Şâhâne Vahdettin ingiliz dostudur.
Zât-ı Şâhâne düşmanın merhametine sığınarak saltanatını muhafaza edecek, Damat Ferit ise koltuğunu korumak için işgalcilerin emrine girecektir.
Vahdettin ve Damat Ferid
"ŞAHSÎ MENFAATLARNI MÜSTEVLiLERiN SiYASi EMELLERiYLE TEVHiT ETMiŞTiR"
Kurtuluş demek ingiliz himayesine sığınmaktır.
Vahdettin sultan ilan edildiğinde
"BEN BU MAKAM iÇiN HAZIRLANMADIM! ÇOCUKLUĞUMDAN BERi VÜCUTÇA RAHATSIZ OLDUĞUMDAN LAYIKIYLA TAHSiL EDEMEDiM"
Vahdettin:
"FAKAT TAKDiR-i iLÂHi iLE TEVECCÜH ETTi. BU AĞIR VAZiFEYi DERUHTE EYLEDiM. ŞAŞMIŞ BiR HÂLDEYiM, BANA DUA EDiNiZ!"diyordu.
iŞTE,TARiHiMiZiN EN KARA GÜNLERiNDE ACZiNi iTiRAF ETMEKTEN ÇEKiNMEYEN,ŞAŞKIN VE ZAVALLI BiR ADAM VARDIR ANASINDAN DOĞDUĞUNA PiŞMANDIR!
Sadrazam izzet Paşanın
"PADiŞAH'IM,DAMAT FERiD MECNUNDUR, BÖYLE MÜHiM BiR VAZiFEYE NASIL TAYiN EDiLiR?"
demesine rağmen Vahidettin Türk düşmanı Vatanseverleri hainlerin heyet olduğu mahkemelerde idama mahkum ettiren Damat Ferid denen haini sadrazam yapmıştır.
Hilafeti Koruma Çabaları
Mondros Mütarekesi'ni imzadan dönen Rauf Orbay,
HiLÂFET-i CELiLE, SALTANAT-I SENiYYE VE HANEDAN-I OSMANiYE'NiN HUKUKUNUN TEMiNAT ALTINA ALINDIĞINI iLÂN EDiNCE DE PADiŞAH iŞGALCiLERE BAŞEĞECEĞiNE
dair açıklamalar yapmıştır! Mondros'a giden Heyetten istediği budur.
iNGiLiZLER HiLÂFETi,SALTANATI VE OSMANLI HANEDANI'NI MUHAFAZA EDECEKLER , VAHiDETTiN ONLARDAN YANA OLACAKTIR.PAZARLIK BUNA GÖRE YAPILMIŞTIR.
4- iNGiLTERE, HER iLE BiR BAŞKONSOLOS ATAYACAKTIR. BUNLAR 15 YIL SÜREYLE VALi DANIŞMANI OLARAK GÖREV YAPACAKLARDIR.
5- BELEDiYE VE PARLAMENTO SEÇiMLERi, iNGiLiZ KONSOLOSLARININ KONTROLÜ ALTINDA YAPILACAKTIR.
6- iNGiLTERE'NiN, DEVLET MERKEZiNDE VE iLLERDE MALiYEYi DENETLEME HAKKI OLACAKTIR.
ingilizlerin Milli Mücadeleyi Bozma Planları
Arkadaşlar bir yanda Mustafa Kemal ve bir avuç kahraman subay ingilizleri kovma planları yaparken Devletin başındaki şahıs tüm ülkeyi satıyor.
ingilizler Mustafa Kemal'i öldürtmek için Ankara'ya Mustafa Sagir isimli çok tehlikeli bir Ajanı yolluyorlar.
Mustafa Sagir amacına ulaşmak üzereyken yanında kaldığı Mehmet Akif durumu fark ediyor ve şahıs halkın katıldığı mahkemede yargılanıyor
M.i.6 mensubu Mustafa Sagir Mahkeme heyetine diğer işlediği suçları anlatırken itiraflarda bulunur sonunda her şeyi söyler ve idam edilir.
ingilizler Mustafa kemal'i öldürtmek için en kıymetli ajanlarını gönderirlerken Vahidettin ingiliz Sevenler derneğini kurduruyordu.
Atatürk düşmanları Atatürk'ü ingilizci ilan ediyor halbuki ingilizler Atatürk'ü öldürmenin yollarını arıyorlar ancak başaramıyorlar.
ingilizler ile birlikte Türk çocuklarının idam hükmünü veren Kahraman Türk evlatlarının ölüm fermanlarını veren Vahidettin'e laf yok!!!
ingiltere murahhaslariyle Sadrazam Damad Ferit Paşa arasında 12 Eylül 1919 tarihinde gizli bir anlaşma yapılmıştır. Anlaşma metni şudur:
1- iNGiLTERE HÜKÜMETi KENDi MANDASI ALTINDA TÜRKiYE'NiN TAMAMLIĞI iLE iSTiKLALiNi DERUHTE EDER.
2- iSTANBUL HiLAFET VE SALTANAT MAKARRi KALACAK VE BOĞAZLAR iNGiLTERE'NiN MURAKABE VE KONTROLÜNE TABi TUTULACAKTIR.
3- TÜRKiYE, MÜSTAKiL BiR KÜRDiSTAN KURULMASINA KARŞI ÇIKMAYACAKTIR.
5- MiLi CEREYANLARIN ÖNÜNE GEÇEBiLMEK iÇiN TÜRKiYE'DE KURULACAK YARI MEŞRUTi iDAREYE KARŞI VUKU BULACAK.
6- TÜRKiYE; MISIR VE KIBRIS ÜZERiNDEKi BÜTÜN HAKLARINDAN FERAGAT EDEREK, HUSUSi VE YARI RESMi MAHiYETi HAiZ OLAN iNGiLTERE HÜKÜMETi KONFERANSTA TÜRK MURAHHASLARININ BU YOLDAKi iSTEKLERiNi KABUL ETTiRMEYE EĞiLiMLi OLARAK, BUNUN YERiNE GETiRiLMESiNi ÜZERiNE ALACAKTIR.
7- SULH ŞARTLARININ KARARLAŞTIRILMASINDAN SONRA ZATI ŞAHANE (PADiŞAH) DÖRDÜNCÜ MADDEDEKi HUSUSLARI GENiŞLETMEK iÇiN iNGiLTERE HÜKÜMETiYLE AYRICA BiR MUKAVELE TEAiT EDECEKTiR. BU MUKAVELENiN HÜKÜMLERi DE GiZLi TUTULACAKTIR.
BU ANLAŞMA iKi NÜSHA OLARAK TANZiM VE AKTEDEN TARAFLARCA TEATi VE KABUL EDiLMiŞTiR.
Yuluğ Tekin Kurat, Osmanlı imparatorluğu'nun Paylaşıl ,Ank1986, s: 51 Doğan Avcıoğlu,Milli Kurtuluş Tarihi, c:1, ist1993, s:33.
Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dışpolitika, Ankara 1973,
ingiliz Belgeleri Jasshke, Gottard Türk Kurtuluş Savaşı ile ilgili ingiliz belgeleri -T.T.K. Ankara 1971
Taner Baytok, ingiliz Kaynaklarından Türk Kurtuluş Savaşı, Başnur Matbaası, Ankara, 1970, s. 124-125
Dr. Salahi R.Sonyel, Son Osmanlı Padişahı Vahidettin ve ingilizler, Belleten Nisan 1975, no : 154 s.260
Feridun Kandemir, Padişahın ingilizlerle Gizli Anlaşması, Yakın Tarihimiz Yayınları, Ercan Matbaası, 1964, s. 137)
Bu gizli antlaşma Türk istihbaratı tarafından ele geçirilir Mustafa Kemal Paşa Heyeti temsiliye adına tüm askeri birliklere bu anlaşmayı gönderince olay diğer müttefiklerince öğrenildi ve huzursuzluk başladı bunun üzerine ingiltere böyle bir antlaşmanın yapılmadığını açıkladı.
Açıklamada imzaları bulunan M. S. Francer, H. Morlan, G. Churchill, J. W. Strauss, Polack ve N.Churchill de
ingiliz değil,Levantendi
denildi. Yine bu açıklamaya göre
"imzalayanlar belki ingiliz istihbarat teşkilatının elemanlarıdır ingiltere adına antlaşma imzalama yetkileri yoktur"
Oysa kendi başlarına imzalamışlar dedikleri şahıslar ingiliz Ordusu'nun ve ingiliz Deniz Kuvvetleri'nin personel listesinde bulunmaktadır.
George Percy Churchill ise ingiltere Dışişleri'nde önemli bir diplomattır. Bu sebeple ingiltere'nin yalanlamaları alay konusu oldu.
ingilizler Vahdettin ile ingiliz yetkililerin Türkiyenin haklarının devredildiği bir anlaşmayı imzaladığı konusunu kabul etmek durumunda kaldı.
Yakın görevliler Vahhdettine engel olamayınca konumları gereği yazılı olarak kayda almışlar daha sonra yayınlamışlardır.
Bir de olayların şahitleri vardır. Dönemin paşaları, devlet görevlileri sonra hatıralarını yazmış yaşadıklarını açıklıkla dile getirmişlerdir.
Tarih olaylar ve deliller bir araya getirildiğinde bu hatıraların gerçek olduğu ortaya çıkmaktadır. Son olarak ingiliz belgeleri vardır.
ingilizler 50 yıl geçtikten sonra Arşivlerini açmışlar Vahidettin'in veya diğerlerinin ihanetleri ile ilgili belgeleri açıklamışlardır.
Her şey ortadadır. Biz gerçekleri dile getiriyoruz. Vahdettinciler ise kanaatlerini yazıyorlar ve hep yaptıkları gibi çamur atıyorlar.
ila-yı Vatan
Hürriyet ve itilâf Partisindeki sorunlardan yararlanılarak Vahidettin tarafından kurdurulan ila-yı Vatan, yeni bir siyasi parti gibidir.
Saray hazinesine ait olan Şehzadebaşı'ndaki Letafet Apatmanı'nın üst katı cemiyetin genel merkezidir.
Bu kat bizzat Vahidettin tarafından cemiyete tahsis edilmiş, hatta cemiyetin ileri gelenleri de Vahidettin tarafından maaşa bağlanmıştır.
ila-yı Vatan o kadar ingilizcidir ki, Sait Mollayı ingiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanlığından düşürme top.ingiliz bayrağı ayakta selamlanmıştır.
ila-yı Vatan Yunanistan'ın himayesindeki intikamcı terör örgütüyle temasa geçmiştir. Çerkez Ethem Anzavur'un oğlu Kadir de örgütün içindedir.
Midilli Adası'nda üstlenen örgüt militanları Yunan subayları tarafından eğitilmekte örgüt liderleri Yunan subaylarının aldığı maaşı almaktadır.
Örgütün elemanları köylerimizi, karakollarımızı basmış, Türk uçakları işte bu sebeple Midilli'yi bombalamak zorunda kalmıştır.
Vahidettin'in örgütü içinde yer alan Kuşçubaşı Eşrefin kardeşi Kuşçubaşı Sami de Anadolu'ya yaptığı adice bir baskın sırasında öldürülmüştür.
Çerkez Ethem, Ethem'in kardeşleri ve yine Kuşçubaşı Sami ve Anzavur'un oğlu Kadir daha sonra Kürt ayaklanmasının genişlemesine çalışacaktır.
Zât-ı Şâhâne Vahidettin Anadolu'dak direnişi kırmak için bu ihanetleri işte bütün bu komploları organize etmiştir.
Vahdettin'in ödüllendireceği kimselerin millî mücadele aleyhtarı olmasına özel bir dikkat sarfettiği anlaşılmaktadır.
Türklere saldıran yüzlerce vatan evlâdının kanına giren Anzavur'u mir-i miranlık rütbesi ve paşalık pâyesi vererek ödüllendiren Vahdettindir.
Düzce, Adapazarı, Edirne, Çorum, Bolu ve Gerede katliamlarını yöneten on altı kişiyi 5.rütbeden Mecidiye nişanıyla ödüllendiren Vahdettindir !
Kürtçü Malatya Mutasarrıfı ile elbirliği edip Sivas Kongresi'ni basmaya yeltenen içişleri Bakanı Adil Bey'i ödüllendiren Vahdettindir.
Müslümanları, bir namus ve haysiyet mücadelesi vermekte olan Mustafa Kemal Paşa ve Kuva-yı Milliye mensuplarını katletmeye dâvet eden Fetvayı yazan ve yazdıran Şeyhülislâm Mustafa Sabri'yi ikinci rütbeden Osmanlı nişanı ile ödüllendiren Vahdettindir.
Mustafa Kemal'i öldürmek için Mustafa Sagir'i görevlendiren ingiliz casusu Rahip Frevv'in şerefsiz göğsüne nişan takan Vahdettindir.
Bir mahkûm için iki ayrı mazbata düzenlemek suçundan yedi ay hapse mahkûm edilen Kürt Nemrut Mustafa Paşa'nın cezasını affeden Vahdettindir.
Millî mücadele aleyhinde en alçakça ve düşmanca yayını yapan Mihran Nakkaşyan'ın 4.400 lira vererek destekleyen Vahdettindir.
Yine millî mücadele aleyhtarı olan Refik Halit'in Aydede Gazetesi'ne sürekli para göndererek destekleyen Vahdettindir.
Türk düşmanı ingiliz istihbaratçı Armstrong da
"Malta sürgünlerinin bir kısmının Damat Ferit'in ricası üzerine"
tevkif edildiğini yazmaktadır.
O günlerde Türkiye kendi ülkesinin aydınlarını ve devlet adamlarım düşmana gammazlayan işbirlikçi bir siyasi kadronun eline geçmiş demektir.
Damat Ferit'i 3 Nisan 1919'da tekrar Amiral Webb'i ziyaret etmiş halkın elindeki silâhların toplanması için ingilizlerden yardım istemiştir.
Kendisinin bir ingiliz dostu olarak yetiştirildiğini söylemeyi de ihmal etmemiştir. Vatandaşın silahını bile elinden aldıran bir hainlik!
istanbul'daki Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe vasıtasıyla Türkiye'nin ingiliz mandası altına alınmasını rica eden yine Damat Ferittir.
Kurduğu bütün kabinelerde ingiliz taraftarlarını ve hatta ingiliz uşaklarını bakanlıklara getiren Damat Ferit, Sevr'i kabul edecektir. Damat Ferit Kurdurduğu mahkemelerde yakalanan vatanseverleri idam ettirecek, yakalanamayanlar hakkında da idam fermanı çıkarttıracaktır.
Damat Ferid 13 Eylül 1919'da Amiral Robeck'e
" MUSTAFA KEMAL'iN ÜZERiNE BiR ORDU GÖNDERiN STRATEJiK NOKTALARI iŞGAL EDiN!"der
iHANETE BAKIN !
Amiral Robeck 30 Temmuz 1920'de Curzon'a ".Paris'ten dönen Başbakan Ferit Barış antlaşmasının imzalanıp uygulanmasını görev sayıyor.
Damat Ferit ile General Shuttleworth, Mustafa Kemal'e karşı gizli bir plan hazırladılar.(M. Armağan'ın has adamı)
Antlaşma imzalanır, imzalanmaz 15 bin kişilik bir Padişah ordusu ve ayrıca Doğu'da Kürtler Mustafa Kemal'in üzerine saldıracak.
Bu kararların alındığı toplantıyı o dönemin istihbarat Başkanı Hüsamettin Ertürk takip ettiriyor ve istihbarat kayıtlarına alıyor.
Hüsamettin Ertürk işgal kuvvetleri komutanları ile tanınmış ingiliz uşaklarının akşamlan Ferit Paşanın yalısında ağırlandıklarını yazmaktadır.
işgal kuvvetlerine mensup general ve amiralleri göğüsleri nişan ve madalyalarla dolu Osmanlı paşaları bu toplantıya katılırlar ayrıca başı sarıklı şeyhülislâmlarla bazı din adamlarının denizden motorlarla, karadan otomobiller ve arabalarla gelmeleri teşkilâtın dikkatini çeker.
H.Ertürk ve istihbarat heyeti Gizli ajanlardan toplantılara kimlerin katıldığını öğrenmesini isterler. Galip Vardar elinde liste ile gelir.
... General Harrington, General Şarpi, General Monpelli,Albay Nelson, Kumandan Benet, Yüzbaşı Güningam, Kont Caprini birçok ecnebi oradadır.
Sakallı ve sarıklılar kimlerdir? Din maskeli hainler Şeyhülislâm Dürrizâde Abdullah Efendi, Mustafa Sabri Efendi, Sait Molla oradadır.
Filozof Rıza Tevfik, Ali Kemal, Müşir Zeki Paşa,Süley, Şefik Paşa Erkânıharp Mirlivası Kiraz Hamdi Paşa oradadır.
Bağdatlı Hâdi Paşa,Konyalı ve Adanalı Zeynelabidin Efendiler,Gümülcineli ismail Hakkı, Miralay Sadık denilen bütün tescilli hainler oradadır.
Artin Cemal nâmıyla meşhur olan Müsteşar Cemal Bey istiklal savaşının baş hainlerinden bir dizi hain Türklere saldırma planı yapmaktadır.
Vahidettin Kuvayı Milliyeye açtığı savaşta ingilizlerle birlikte hareket etmiş, hatta onların çıkarlarını onlardan daha fazla savunmuştur.
Vahidettin ingiliz amirallerin önünde laubali sözler sarf ettikten sonra
"Çenemin düşüklüğünü bağışlayın"
diyecek zavallı bir padişahtır.
Türk Savaş Suçluları
ingilizler, Ferit Paşa'ya "Türk Savaş Suçluları"na ilişkin liste vermişler, bunların tutuklanmalarını istemişlerdi.
Hem kendi, hem de Padişahı adına ingilizlere bağlılık bildiren hain Ferit Paşa, 21 Kişiyi tutuklayarak göze girmeye çalışmıştı.
Tutuklananlar arasında Eski Sadrazam Sait Halim Paşa, Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Ali Fethi Okyar, Ali Münif, Hasan Fehmi yer almıştı.
Savaşa girişirken Cihat fetvası veren Şeyhülislam Ürgüplü Hayri Efendi'yi ağır hasta olduğu için evinde göz altına alınmıştı.
23 Ocak'tan 20 Nisan'a kadar ingilizler, Fransızlar ve Amerikalılar tarafından hükümete verilen kara listedeki ittihatçı 233'ü bulmuştu.
ingilizler suçlu saydıkları Türklere ait kara liste denilen bir listeyi, Ermeni Rum Şubesi ile birlikte hazırlamıştır.
Tutuklananlar arasında Ziya Gökalp, Hüseyin Cahit Yalçın, ismail Canbulat, Tevfik Rüştü Aras gibi isimler de vardı.
30 Ocak'ta başlayan bu tutuklamaların sayısı Şubat, ayının ortalarında 100'ü geçmişti.
Ermeni ve Rumlar'a kötü davrandığı öne sürülen Vali ve kaymakamlar birer birer tutuklanmaktadır. Bunların tespitini Damat Ferit yapmaktadır.
Ermeni ve Rum mallarına el koyduğu iddia edilen masum Türk görevlileri, ingilizlerin isteğiyle kurulan harp divanlarında yargılanmaktadır.
Ermenilere kötü davrandığı iddia edilen Boğazlıyan Kaymakam'ı Kemâl, Nisan 1919 da idama mahkum edilir. 10 Nisan 1919 da asılır.
Tamamıyla düzmece şahit ve ifâdelerle adeta katledilen bu günahsız yiğit vatan evlâdının asılması, yurtta millî bir matem olarak kabul edilir.
20 Temmuz'da yine aynı şekilde Bayburt Kaymakamı Nusret Bey idama mahkum edilir. Durum bütün yurtta üzüntü ile karşılanır.
Padişah Nusret Beyin suçsuz olduğunu anlar önce görüşmeden asılmasını istemez ancak ve hikmetse birden imzalar ve Nusret Bey asılır.
Bütün yurtta mahkemeler kurulur. Artık düşman en acımasız bir şekilde dişini göstermeye başlamıştır.
Mahkeme heyetinin başına önce Hayret Paşa, sonra da Kürt (Nemrut) Mustafa denilen meşhur bir maceraperest getirildi.
Artık ortalık kasıp kavruluyor, memleketin suçsuz, günahsız vatan uğruna kanını dökmüş,insanlar en acımasız bir şekilde cezalandırılıyordu.
Milliyetçi isimlerin Listeleriyle Vatan Evladı Avı
Damat Ferid haini cephe cephe koşturmuş kıymetli evlâtlarını ittihatçı iftirası ile listeliyor toplanıyor; uydurma suçlarla idam ediliyordu.
Mahkemelerde sanık olarak hep aynı yalancı şahitler bulunuyor, bu şahitleri ise genelde ermeni cemâati ve kiliseleri buluyordu.
Bu memleketteki vatanseverleri bir yandan ingilizler, bir yandan da Damat Ferid'e kurdurulan Mahkemelerde Kürt Mustafa cezalandırıyordu.
Eski Valilerden Sabit Bey ile Cemal Azmi Bey, 6 Ocak 1919 günü hükümetçe mahkemeye sevk edildiler.
Diyarbakır valisi ve ilk ittihâtçılardan olan Dr. Reşit, istanbul'da tutuklanıp "Bekirağa" bölüğüne konulmuştu.
Ocak ortalarında da Diyarbakır Mebusları Fevzi ve Zülfü Beyler, Ermenileri öldürttükleri iddiasıyla tutuklanmışlardı.
Bu tutuklamalar sürerken Vali Dr. Reşit, hapishaneden kaçmayı başarmış. Takipler Ermeniler'in de katılımıyla olanca hızıyla sürmüştü.
Vali Dr Reşit Galip, bu duruma dayanamayarak 6 Şubat 1919 tarihinde intihar ederek yaşamına son vermiştir.
ittihâtçılar arasında bir dayanışma ve başkaldırmadüan çekinen ingiliz Generali Caltrope ve hükümet yoğun ittihâtçı avına girişmişlerdi.
Bu arada istanbul'da ve Anadolu'da işgal altındaki bölgelerde, ingiltere ve Fransa'nın hizmetinde yayın organları türemektedir.
Vahidettin'in paraca desteklediği basın olanca gücüyle, Mustafa Kemal ve Millîyetçiler aleyhindeki kampanyaya katılır.
Bu gazeteler aynı zamanda hükümetin yayın organı gibidir Birkaç örnek, basındaki Mustafa Kemal düşmanlığını göstermeye yeterlidir :
Yalancı millîyet dâvâsı, ser-i Şerif'e aykırıdır.
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah, 11 Nisan 1920
Katli vâciptir fetvası üzerine: Mustafa Kemal, lâyık olduğu cezayı gördü.
Alemdar, 15 Nisan 1920
ingiltere'ye olan muhabbetimize, Amerika'ya olan saygımız halel getirmez.
Türkçe istanbul, 16 Aralık 1918
iDAM, iDAM, iDAM! MUSTAFA KEMAL CEZASINI BULACAK!
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah, 25 Nisan 1920
Anadolu, Kemalistlerden temizlenecektir.
Alemdar, 29 Nisan 1920
Kızıl tehlike!
Açıksöz, 22 Subat 1920
Millî hareket boşa gitmeye mahkûmdur.
Sait Molla, Peyam-ı Sabah, 1 Mayıs 1920
Mustafa Kemal'in maskaralıkları
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah; 7 Mayıs 1920
Mustafa Kemal ve hempaları Muhakkak idam edilecektir"
Peyam-ı Sabah, 13 Mayıs 1920
Büyük Millet Meclisi, küçük heriflerin eseridir.
Peyam-ı Sabah, 13 Mayıs 1920
işte bu basın kampanyaları, din, mezhep ve ırk ayrılıklarını körükleme, Halife orduları kullanma vb. çeşitli yöntemlerle Türklere saldırılır.
ingiltere, Padişah ve Damat Ferit Hükümeti ile tam işbirliği hâlinde, Anadolu'da geniş çapta bir karşı kargaşa hareketi başlatır.
Çerkezlikten, Kürtlükten, mezhep ayrılıklarından yararlanarak bir iç savaşı körükler.
Amaç,
Millîyetçi Hareketi ezmektir.
istanbulda mütarekeden itibaren iki cins hükümet tipi olmuştur. Bunlardan birincisi, Damat Ferit başkanlığı altında kurulan hükümetlerdir.
Damat Feridçiler itilaf Devletlerine karşı ne pahasına olursa olsun tam bir teslimiyet fikrini temsil etmişlerdir.
ikinciler Tevfik Paşanın hükümetleridir. Anadolu direnişinden yana olduklarını söylemişler icraatlarında bunu görmek mümkün olmamıştır.
Bu arada hainler ellerindeki kalemi satır gibi kullanmaktadırlar Cenap Şahabettne göre suçlular belli olduğuna göre bu komisyonlar lüzumsuzdur.
Dönemin içişleri Bakanı Mehmet Ali Bey:
MEMLEKETi KURTARMAK iÇiN BÜTÜN TUTUKLANANLARIN DERHAL ASILMASINI
bile isteyebilmiştir.
Medine müdafii Fahrettin Paşa,6.Ordu Komutanı Ali ihsan Paşa,9.Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, silâhlarını bırakmadıkları için tutuklanmıştır.
Yüzlerce bilim - fikir adamı işbirlikçi hükümete boyun eğemeyen ne kadar vatansever varsa tutuklanmıştır Hükümet ve yandaşlar idam demektedir.
Milliyetçi tasfiyesi, paşalar, nazırlar, mebuslar seviyesinde kalmamış, emekli memura inmiştir emekli bir polis Bursa civarında tutuklanmıştır.
Eski Genelkurmay Başkanı Cevat Çobanlının bileklerine kelepçe vurulmuştur! Ferit Hükümeti bu hacaleti de sineye çekmiştir!
Süleyman Nazif,Tarık Mümtaz Göztepe evhid-i Efkar başyazarı Velid Ebuzziya Bey'lerle Aden kahramanı Ali Seyit Paşa tutuklananlar arasındadır.
Bir dönemin önderleri sabahın dördünde evinden alınmıştır Cevat Çobanlı Paşa, Genelkurmay Başkanı, Ali ihsan Paşa (Sabis), tutuklanmıştır.
Mahmut Kâmil Paşa, 5. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa (Subaşı), 9. Ordu Komutanı Fahrettin Paşa (Türkan), Medine Komutanı Ali Sait Paşa, Yemen Komutanı Abdüsselami Paşa, Yemen Komutanı Ahmet Cevat Bey, Albay, istanbul Merkez Komutanı Süleyman Numan Paşa, Tümen Komutanı Hacı Ahmet Paşa, Enver Paşa'nın Babası Refet Paşa, Samsun Komutanı Ahmet Şevket Bey, istanbul Merkez Komutanı liste Bakanlar Milletvekilleri valiler diye uzar gider. Onların asıl suçu o günlerde yürütülmekte olan Kuvayı milliye ye destek olmalarıdır.
Kemal Bey'in Yargılanması Süreci ve Yargılayanlar
Kemal beyin yargılanması sırasında ifade veren şahitler kendisini bile tanımamaktadır. Sıkıştıkça ifade değiştirerek yalan söylemişlerdir.
SAVCININ
"BÜTÜN KADINLARIN KESiLMESi EMREDiLDi iSE SiZ NASIL KURTULDUNUZ"
yolundaki sorusuna da
"ALLAH'IN LÜTFUYLA"
cevabını vermiştir.
Bu öğretilmiş yalancı şâhit başından yaralandığını söylemiş fakat doktor raporu Ojeni'nin yalan söylediğini ortaya koymuştur.
Şahitlerden Halil Recai, tehcir sırasında Şahap Bey'den
"Yozgat'ta 2-3 bin Ermeni'nin öldürüldüğüne"
dair bir telgraf geldiğini söylemiştir.
Fakat ingiliz vatandaşı olan Miralay Şahap Bey, böyle bir telgraf yazmadığını ifade etmiştir. Bütün iddialar böyle yalan çıkmıştır.
Şahitleri Ermeni Patrikhanesi'nin tedarik ettiği anlaşılmış savunmanın yalancı şâhitler hakkında adlî işlem yapılması talebi reddedilmiştir.
Mahkeme, Kemal Bey' astırmak için ,getirilen şâhitlerin saçma iddialarını incelediği hâlde, "Mersinde olduğu konusundaki delileri görmemiştir.
NiCE VATAN HAiNLERiNi AFFEDEN VAHiDETTiN, ŞEYHÜLiSLÂMIN FETVASINI DAHi BEKLEMEDEN KARARI ONAYMIŞ VE KEMAL BEY 10 NiSAN 1919'DA ASILMIŞTIR.
Darağacının altında bir konuşma yapan Kemal Bey, hâkimlere anlatamadığı suçsuzluğunu milletine anlatacaktır. Diyecektir ki:
"SEVGiLi VATANDAŞLARIM, BEN BiR TÜRK MEMURUYUM, ALDIĞIM EMRi YERiNE GETiRDiM. VAZiFEMi YAPTIĞIMA ViCDANIM EMiNDiR. SiZLERE YEMiN EDERiM Ki, HAKKIMDAKi SUÇLAMALARIN HEPSi YALAN BEN MASUMUM. SON SÖZÜM BUGÜN DE BUDUR, YARIN DA BU OLACAKTIR. SON SÖZÜM BUGÜN DE BUDUR, YARIN DA BU OLACAKTIR. EĞER ADALET BUNA DENiYORSA KAHROLSUN BÖYLE ADALET" (Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri,s:88)
Kemal Bey asıldığında Bayazıt Meydam'nda bulunan Türk istihbaratının başı Hüsamettin Ertürk o kara günü şöyle anlatmaktadır:
istanbul Limanı'nda bir harp gemisi sefere hazırlanıyordu. Bu Fransız harp gemisinin ismi, "Demokrasi" idi.
Ferit Paşa Hükümeti Sevr Muahedesi'ni imzalamağa karar vermişti. Ertesi günü Osmanlı Heyet-i Murahhası bu gemi ile Fransa'ya hareket edecekti.
MEYDANI DOLDURAN iNSAN KALABALIĞI ON BiNLERiN ÜSTÜNDE iDi. YOLLAR, MEYDANLAR, DAMLAR MAHŞERÎ BiR KALABALIK HÂLiNDE DOLMUŞTU.
ASKERiN ORTASINDA, ÜSTÜNDE BEYAZ BiR GÖMLEK BULUNAN, TAKRiBEN 35 YAŞLARINDA, MAĞDUR BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY GÖRÜNMÜŞTÜ.
YAVAŞ YAVAŞ YÜRÜYOR, ŞiMDiKi REKTÖRLÜĞÜN ÖNÜNDEKi DARAĞACINA YAKLAŞIYORDU. OLDUKÇA SAKiNDi. MUKADDERATINA KENDiSiNi TESLiM ETMiŞ GiBiYDi.
Kemal Bey devamla:
BENiM SEVGiLi KARDEŞLERiM, ASÎL TÜRK MiLLETi'NE ÇOCUKLARIMI EMANET EDiYORUM. BU KAHRAMAN MiLLET,ONLARA BAKACAKTIR. VATAN UĞRUNDA CEPHEDE ÖLEN BiR iNSAN GiBi ŞEHiT GiDiYORUM. ALLAH VATAN VE MiLLETiMiZE ZEVAL VERMESiN. AMiN!..
HALK HIÇKIRA HIÇKIRA AĞLIYORDU. MEYDAN TAM BiR MATEM MANZARASI ALMIŞTI. O SIRADA DEVRiN ADLiYE MÜSTEŞARI SAiT MOLLA, HiDDETLE BAĞIRMIŞTI:
- SÖYLETMEYiN BU ALÇAK HERiFi!.. HEMEN ASIN BU KÖPEĞi, NE DURUYORSUNUZ: iTOĞLU iTLER!
Çingeneler derhâl idamı gerçekleştirdiler.
TÜRK MiLLETi'NiN KAHRAMAN EVLÂDI KAYMAKAM KEMAL BEY DÖNEMiN BiR KURBANI OLARAK iPE ÇEKiLMiŞ, FAKAT MiLLETiN KALBiNDE EBEDiYEN YAŞAMIŞTIR.
15 Nisan'da Kemal Bey'in cenaze törenine katılanlar için (BU GÜNKÜ YANDAŞLAR GiBi) Refi Cevat, caniyâne bir ruh hâli ile şöyle diyecektir:
"KAYMAKAM KEMAL'iN CENAZESi DÖRT HAMAL iLE MEZARINA GÖNDERiLMELiYDi! "
diyecek kadar adileşmiştir.
Amiral Calthorpe:
"TÜRKLER'iN BÖYLE BiR CÂNiDEN YANA GÖSTERiLER YAPMALARINDA ŞAŞILACAK BiR ŞEY YOKTUR"
diyerek Türkleri câni ilân ediyordu!
Amiral Webb ise söyle diyecekti:
"... ERMENi ZULMÜNDEN SUÇLU KiMSELERi CEZALANDIRMAK iÇiN BÜTÜN TÜRKLER'iN iDAM EDiLMELERi GEREKiR
Kaynaklar 1
Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri, s: 274. Kâmuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1988, s: 318.
Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri s231. Falih Rıfkı Atay, Çankaya, istanbul 1984, s:162
Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri, s: 88. Prof.Dr ismail Hami Danişmeni izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c: 4, istanbul 1972, s: 457.
Celal Bayar, c: 5, istanbul 1967, s: 1523. Sina Akşin, a.g.e., c:1, s:200. Zeki Sarıhan, c: 1, s: 202
Bayram Akça, 1915 Ermeni Tehciri ve Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey'in idamı, "Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri,c:2, s: 27
Müslim Akalın, Şehit Nusret Bey'in Savunması, Ankara 1992, s: 12. Erol Ulubelen,ingiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, istanbul 1967, s: 213
imzalanan idamlar ve Türk Vatanseverlerin Katliamları
Değerli Arkadaşlarım Vahdettin Kaymakam Kemal ve Nusret beylerin ve onlarca kıymetli şahsiyetin idamını imzalamayabilirdi.
Vahdettin ve Damat Fedrid'in açtığı yolda adeta bir sürek avı yaşanmış bir çok kıymetli vatan evladı katledilmiştir.
Hainlere bu da yetmemiş Ülkenin her yeri kan denizine dönmüştür. Anzavur kuvvetleri Çerkez isyanları Kürt isyanları hepsinde Vahdettin vardı.
Cumhuriyetçiler Atatürkçüler
Osmanlı bir önceki devletimizin adıydı Vahdettin'de Devletin başıydı onu kötülemeyelim" diyerek bakıyorlar.
Cumhuriyetçiler
"Vahidettin'in ihanetlerine açıklamayalım neticede padişah"
diye oldukça iyi ve müsbet bir yaklaşım sergiliyorlar.
Cumhuriyet düşmanları ise Vahidettin'i hiç te hak etmediği bir biçimde göklere çıkarıyor ve ihanetlerini gizliyorlar.
Vahidettinciler tüm dünyanın önünde eğildiği
KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN DANIŞIKLI BiR DÖVÜŞ OLDUĞUNU
söylüyorlar.
Vahidettinciler Son Türk devletinin kurulması için canlarını veren kanlarını döken insanlara - Türklere en ağır şekilde hakaret ediyorlar.
Vahidettinciler Türk milletine Türk tarihine Türk'ün olan her şeye ihanet ediyorlar. Böylece Mesele Vahidettin meselesi olmaktan çıkıyor.
Vahidettincilerin yaptığı Türk milleti ile Türklükle bir hesaplaşmaya dönüyor. Bu öylesine bir hesaplaşma ki sermayesi sadece yalan iftira!!!
Sonra bakıyoruz ki istiklal Savaşında ingilizlerle işbirliği yapanların TORUNLARI acımasızca Kuvayı Milliyetçilerin torunlarına saldırıyor.
iŞiN ASLI DEVŞiRMELERiN TORUNLARI HÜRRiYETi iTiLAF ARTIKLARININ TORUNLARI VAHiDETTiN MASKESiYLE TÜRKLERE SALDIRIYORLAR.
Kanında zerrece Türk'e ait bir zerre bile bulunan bu milletin zerre kadar ekmeğini aşını yiyen hiç kimse bu ihanetleri savunmaz, savunamaz!
TÜRK MiLLETiNiN CiHANIN HAKiMi DEVLETLERi DiZE GETiREREK YAPTIĞI SAVAŞI YOK FARZ ETMEYE TÜRK VATANINA iHANET ETMEYE HAKKI HUKUKU YOKTUR.
DÜNYANIN HiÇ BiR ÜLKESiNDE HiÇ BiR MODERN ÜLKEDE O ÜLKENiN VERDiĞi BiR KURTULUŞ MÜCADELESiNi TERS YÜZ EDECEK YAYINLARA MÜSAADE ETMEZLER.
DÜNYANIN HiÇ BiR ÇAĞDAŞ ÜLKESiNDE O ÜLKENiN MiLLi KAHRAMANLARI ALEYHiNDE TEK SÖZ ETTiRMEZLER. iHANETiN ADI ÖZGÜRLÜK OLAMAZ.
DÜNYANIN HiÇ BiR ÇAĞDAŞ ÜLKESiNDEMiLLETE VE DÜNYAYA MAL OLMUŞ DESTANSI BiR KAHRAMANLIĞIN YALANA DOLANLA TERS YÜZ EDiLMESiNE MÜSAADE ETMEZLER.
AMAÇ ATATÜRK VE CUMHURiYET DÜŞMANLIĞI DEĞiL TÜRK DÜŞMANLIĞIDIR TÜRK MiLLETiNiN KAHRAMANLIK DESTANINI HAZMEDEMiYORLAR MESELE BUDUR.
BU iHANETi CEMAAT TARiKAT VE DiN MASKESiYLE YÖRÜKLERiN TÜRKMENLERiN OLDUĞU YERLERDE YAYIYORLAR TÜRK ÇOCUKLARINI ÖZÜNDEN UZAKLAŞTIRIYORLAR.
Arkadaşlar Tarih boyunca kurduğumuz devletlerin yöneticileri Türk milletini o kadar çok ezdive kötü davrandı ki ezilmişlik genlerimize işledi.
GENETiK YAPIMIZDA BiNLERCE YILDIR HATTA GÖKTÜRKLERDEN BU YANA 1300 YILDIR DEVAM EDEN EZiLMiŞLiK VAR EZiLMEYi HORLANMAYI NORMAL GÖRÜYORUZ !!!
50 yıldır Alt Kimlik türetenler yani azınlık ırkçılığı yapanlar Demokratik ve Özgürlükçü olarak kabul edilerek, bu günkü yollar açılmıştır.
MiLLi ŞUUR SAHiBi BÜTÜN VATAN EVLATLARININ BiRLiK VE BERABERLiK iÇERiSiNDE HAREKET ETMESi BAYRAĞINA VATAN TOPRAĞINA SAHiP ÇIKMASI GEREKLiDiR.
MUSTAFA KEMAL'iN ASKERLERi TÜRK CUMHURiYETiNiN YILMAZ BEKÇiLERi OLARAK HEP BERABER VATAN iÇiN EL ELE VERECEK MÜCADELE EDECEĞiZ.
BERAAT ETTiĞi HÂLDE ASILMAK MAKSADIYLA YENiDEN YARGILANARAK KASTEN VE CANiCE ASILAN iKiNCi MiLLÎ ŞEHiDiMiZ URFA MUTASARRIFI NUSRET BEYDiR.
Nusret Bey Urfa Mutasarrıfı iken Mondros Mütarekesi imzalanır. ingilizler'in Urfa'yı işgal edeceğine dair haberler yayılmaya başlar.
Bu haberler üzerine ingilizler'in kışkırttığı Arap aşiretleri Türklere karşı mütecaviz bir tavır takınırlar.
Nusret Bey Ne Yaptı ?
Nusret Bey, daha sonra bütün Anadolu'da örnek alınan bir Müdafaa-i Hukuk teşkilâtı kurmuştur asıl suçu budur.
Nusret Bey eşrafı ile görüşüp muhtemel bir işgale karşı gereken tedbirleri alır. istanbul Hükümeti Ali ihsan Paşa'yı istanbul'a çağırmıştır.
ingilizler Antep'i ve demiryolu istasyonunun da bulunduğu Cerabulus'u işgal ederler. Sıra Urfa'ya gelmektedir.
Nusret Bey, Dahiliye Nezareti'ne bir telgraf çekerek Urfa'nın işgal edileceğini bildirir ve yapılacaklar hususunda talimat verilmesini ister.
Dahiliye Nezareti'nden cevap gelmeden, bir yarbayın komutasındaki ingiliz birlikleri Urfa'ya girerler Hükümet Konağı'nı kuşatırlar.
Nusret Bey,ingiliz yarbayının
"MEMLEKETiNiZE GELiYORUZ,MUZAFFER BiR HÜKÜMETiN ASKERi NEDEN KARŞILANMIYOR"
sorusuna sert bir tonla cevap verir.
Nusret bey:
" MEMLEKETi iŞGAL EDEN BiR KUVVETi KARŞILAMAK BiR TÜRK MUTASARRIFINA YAKIŞMAZ. MiSAFiR GELSEYDiNiZ SiZi BiRECiK'TE KARŞILARDIM!"
ingiliz Yarbay Ermeni tercümanını Nusret Bey'e gönderip emir vermeye başlar. Nusret Bey bu Ermeni tercümanı azarlayarak şu cevabı vermiştir:
"GiT KUMANDANINI SÖYLE, BEN KENDiSiNiN EMiR ERi DEĞiLiM".
Belindeki silahı göstererek
"BiR DAHA TEKERRÜR EDERSE BUNU BEYNiNDE PATLATIRIM!"
işte Nusret Bey,Urfa'nın işgalinden oniki gün sonra 6 Nisan 1919'da Dahiliye Nazın'nın emri ile azledilp tutuklanacak ve ist. Gönderilecektir.
AZiL KARARINI GÖNDEREN ARTiN KEMAL ADINDAKi DAHiLiYE NAZIRI KENDiNi iNGiLiZLERE 150 BiN STERLiNE SATAN BiR HAiNDiR.
Nusret Bey istanbul'da önce Mustafa Nazım Paşa Divan-ı Harbi'nde yargılanır. Beraat eder Fakat yeniden hâkim karşısına çıkarılır.
18 Aralık'ta Şûrâ-yı Devlet tarafından hakkında men'i muhakeme kararı verilmesine rağmen tahliye edilmez.
15 Mart 1920de yargılama yeniden başlar. Bu arada Salih Paşa Hükümeti istifa etmiş, 4. Damat Ferit Hükümeti göreve başlamıştır.
Ferit Paşa fevkalâde bir Divan-ı Harb Mahkemesi kurar. Mahkeme başkanlığına Nemrut Mustafa Paşa'yı getirir.
Mustafa Kemal Paşa ve diğer birçok Türk milliyetçisi hakkında idam kararı veren Nemrut Mustafa Kürtçüdür!
Nemrut Mustafa Kürtçüdür! Kürt Teali Cemiyeti'nin başkanı ve faal üyesidir. Nusret Bey bu Kürtçünün eline teslim edilmiştir.
Nemrut Mustafa'nın, Nusret Bey'i astırmak için Ermeni Patriği Zaven Efendi ile işbirliği hâlinde çalıştığını biliyoruz.
Nemrut Mustafa göreve geldikten sonra mahkemelerden Ermenileri,ingilizleri ve hatra Hürriyet veitilâf taraftarlarını tatmin edecek kararlar bekleyen Damat Ferit Hükümeti, bir kararnâme yayınlayarak avukatların ve dâvâ vekillerinin duruşmalara girmesini yasaklar.
Böylece mahkeme başkanı, istediği celsede,istediği yalancı şâhidi mahkemeye getirterekistediği ifadeyialacak, istediği kararı da verecektir!
Zevan Efendi'nin Damat Ferit'e Listeleri
Teşkilât-ı Mahsusa Başkanı Hüsamettin Ertürk, Zaven Efendi'nin tanzim ettiği listeleri Damat Ferit'in avucuna sıkıştırdığını söylüyor.
Ermeni Patriği Zaven Efendinin verdiği listede adı bulunanların incelemeye gerek görmeden idamlarına karar verildiğinden bahsetmektedir.
Bu Zaven Efendi, yıkıcı faaliyetlerinden dolayı 1916'da Bağdat'a sürgün edilen Ermeni Patriğidir! Ülkeye ihanet etmiş bir hain baştacıdır.
Bütün Osmanlı azınlıklarını Türklerden intikam almaya çağıran şu sözler ona aittir:
"MÜCADELENiN HER ŞEKLiNi MEŞRU VE MÂKUL GÖRÜRÜM. HER ÇAREYE BAŞVURALIM VE TÜRKLÜK DERDiNi YERYÜZÜNDEN BERTARAF EDELiM! "
Muhittin Nalbantoğlu, Türklere Karşı Ermeni Vahşeti, 1992 s:103
KAHRAMAN NUSRET BEY, TÜRKLERi YER YÜZÜNDEN BERTARAF ETMEYE ÇAĞIRAN iŞTE BU CÂNi RUHLU PAPAZIN ÖLÜM LiSTESiNDEDiR.
29 Nisan 1920 tarihli Serbesti Gazetesi'nde şöyle bir ilân yayınlanır."Bayburt ve Ergani taktil ve tehciri meselesine dair malumat istenir.
Yalancı Gazeteler ve Yalancı Şahitler
Peyam ve ikdam gazetelerinde ilân çıkar.4-5 yıl önce Bayburt ve Ergani'de iddia edilen sözde olayların şâhitleri, istanbul'da aranmaktadır
Şâhitler "tedarik" edildikten sonra duruşmalar başlar. Mahkemeye ilk gelen şâhit istanbul'dan bir adım bile dışarı atmayan bir sahtekardır.
Nusret Bey,hadisenin istanbul'da değil Baybur'ta cereyan ettiğini hatırlatarak itiraz eder.Nemrut Mustafa:
"Mahkemeden iyi mi bileceksin"der.
ilk şâhidin bahsettiği olay yeri ile diğerinin bahsettiği olay yeri 50 km.farklıdır.Nusret Bey itiraz eder Nemrut'un cevabı "kâfi,kâfi" olur.
Başka bir celsede salona şâhit olarak 12 yaşında bir çocuk getirirler. Oysa Nusret Bey'e isnat ettikleri suç dört yıl öncesine aittir.
Nusret Bey:
"8 yaşındaki bir çocuğu şâhit olarak nasıl dinlersiniz"
diye itiraz edince, Nemrut Mustafa bağırır:
"Patlamadın ya be herif!"
Birgün duruşmaya Haçatur Seferyan adında birini getirirler. Haçatur, Nusret Bey' in asker olduğunu emriyle Ermeniler'in öldürüldüğünü söyler.
Bir başka duruşmada mahkeme salonuna Agoni Markaryan, Varsenik Arisyan Arakel ve Erfahi Arakel adındaki kadınlar Şâhit olarak getirilir.
Nemrut Mustafa:
"Nusret Bey'i tanıyor musunuz?" diye sorar.
Kadınlar:
Tanıyoruz, kendisi burada değil derler.Oysa Nusret Bey salondadır.
Kadınlar dışarı çıkarılır. Kendilerine Nusret Bey iyice tarif edildikten sonra tekrar içeri getirilirler Kadınlar Nusret beyi gösterirler.
Bu kadınlara göre öldürülenler Erzincan ve Pulur Nehri'nde boğulmuştur. Hâlbuki Türkiye'de ne Erzincan Nehri vardır, ne Pulur!
Kaynaklar 2
ingiliz Devlet Arşivi Dışişleri Bak. Siyasi Belgeleri sınıf 371/4227/96973, Calthorpedan Curzona yazı No:1047/M. 1950, istanbul 18.6.1919
Prof. Dr. Ergün Aybars, Türkiye Cumhuriyeti Ankara, 1994, s. 136-137 Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadoluda 1919-1921, 1981, s. 26-27.
Sadun Tanju, Atatürkün Yanındakiler karşısındakiler, Hür Yayın Tarih Dizisi, istanbul, Ocak 1981, s. 64-65
Ali Sarıkoyuncu, Şeyhülislam Mustafa Sabrinin Tutumu, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt, XIII, Kasım 1997, Sayı 39, s.794
ilhami Soysal, Kurtuluş Savaşında iş birlikçiler, istanbul, 1985, s. 110-17;7 Seçil Akgün, Halifeliğin Kaldırılması ve Laiklik s.33
Sebahattin Selek, Milli Mücadele, istanbul, 1982, c.2, s.768-769 Türk istiklal Harbi, Cilt : VI, (iç Ayaklanmalar 1919-1921
Baki Öz, Atatürk'ün Anadolu'ya Gönderiliş Olayının içyüz, 2. Baskı, s. 31-32. Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadolu'da 1919-1921 s. 88-90
Zekeriya Türkmen, Mütareke Döneminde ordunun Durumu ve Yeniden Yapılanması (1918-20), Ankara 2001, TTK Yay.,s.121 vd
Charles H Sherrıll, Bir Elçiden Gazi Mustafa Kemal, Tercüman 1001 Temel eser, s. 88-89 i. Selçuk, Yüzbaşı Selahattin'in Romanı s.287-8.
Sina Akşin, istanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele Mutlakiyete Dönüş (1918-1919), Cem Yayınevi,1992, s. 277-279
Feridun Kandemir Kazım Karabekir'in yakılan hatıralarının iç yüzü s.80-84 Falih Rıfkı Atay atatürk'ün bana anlattıkları s.103
Erich Jan Zürcher, Milli Mücadelede ittihatçılık, (Çev. Nüzhet Salihoğlu), istanbul 1987,s.193-194. Lord Knross, Atatürk,s.236
Sabahattin Selek, M. Kemal Paşa'nın Anadolu'ya Gönderilmesi, Anadolu ihtilali, Burçak Yayınevi, 4. Baskı, istanbul Matbaası, 1968, s. 205
ismet inönü, Hatırlara, C.I, istanbul 1985,s.176; Ayrıca bk. Tarih IV, istanbul 1931.s.26. Atatürk Ansiklopedisi c.6.s.10
Y.Hikmet bayur. Atatürk s.259 General Ali Fuat Cebesoy, Mili Mücadele Hatıraları, Vatan Neşriyatı istanbul, 1953, s. 34
Harp Tarihi Vesikaları Dergisi (=H.T.V.),no: 15-16; ingilizce metin: no:493. istanbul basını, 21 Mayıs 1919.
Kazım Karabekir, istiklal Harbimiz (istanbul 1960),Vesikalar. Mehmet Fuat, Zübeyroğlu Yurdumuz Havza (istanbul 1925),s.38;
Doğan Avcıoğlu, Mili Mücadele s.908. Harb Vesikası dergisi Sayı1. Belge 4 Harb Vesikası dergisi Sayı1. Belge 6 Baki Öz, Age s. 75-76
Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşın Mali Kaynakları, Maliye Bakanlığı Ellinci Yıl Yayınları, 1974, s. 155.
Mahzar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, c. I ,s.11 Doğan Avcıoğlu, Mili Kurtuluşu Tarihi, s.909.
Cevat Rıfat Atilhan, Büyük Cihat Dergisi, sy.21 3 Ağustos 1951. Kazım Karabekir istanbul Harbimiz (Yay.Faruk Özerengin), istanbul 1990,s.8.
Süreyya Aydemir, Tek Adam, c.I. (1969),s.391. Kemal Atatürk, Nutuk, c. I, s. 9. Yuns Nadi, Kurtuluş Savaşı Anıları, istanbul 1978,s.82.
Tek adam S.407,
L.Kinross s.194 ,
Uluğ, s. 41, 51;
Bıyıkoğlu, I/102. (108)
Y.Nadi, s.82
Dr. Fethi Tevetoğlu'nun "Atatürk'le Samsun'a Çıkanlar" yazı serisi. Türk Kültürü Dr. Say: 82, 83, 84, 85, 86 ,87, 88, 93.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda Mili Mücadele Hatıraları, s. 38-39 F.Rıfkı Atay, Atatürk'ten Hatıralar (1914-1919), s. 122.
Sina Akşin, istanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele Mutlakiyete Dönüş (1918-1919), Cem Yayınevi,1992, s. 282-283
Sabahattin Selek, Anadolu ihtilali, 1968, s. 45 Naşit Hakkı Uluğ, Siyasi yönleriyle Kurtuluş Savaşı, istanbul 1973, s. 30, 40.
Üzerinde çalıştığımız kaynak çok fazla şimdilik bu kadarını verelim bu bile bir tek kaynak koyamayan Vahidettincilere yeterli olur sanırım.
osmanlı'nın bir masal diyarı olarak anlatıldığı, sadece kuruluş ve yükselme devrinden ibaretmiş gibi gören zihniyetin kabul etmediğidir.
işin özü şudur, madem osmanlı çok güçlü ve etkili bir hanedandı, ülkesi ve tahtı için mücadele etmeliydi. ingiliz donanması istanbul'a girdiği anda osmanlı devleti yıkılmıştır.
saçma sapan mazlumu oynamanın anlamı da yoktur. sen kollayıp korumazsan gelir adam toprağını işgal eder. 600 yüzyıl diye övündüğün tarihten hiç mi birşey öğrenmedin?
en büyük ihaneti arkasına bile bakmadan sktirolup gitmesidir.
vatanperver değildir bir kere..
vatanperver olmayan bir insanın yaptığı "ihanet" olarak adlandırılabilecek faaliyetleri de insanda şaşkınlık yaratmaz..
hadi diyelim ki vahdettin zurnasına "sen bu ülkeden ayrılmadan kurtaramayız" dediler.. O da vatansever olsun..
neden "tamam, halka gittiğimi söyleriz ama ben kalıp kılık değiştirerek normal bir er gibi bile olsa vatanım için cephede düşmana kurşun atarım" dememiştir?
hani zamanında halkın durumunu görmek için tedbil-i kıyafet halkın arasına karışıyorlarmış ya.. etrafındaki yalaka sürüsünden kurtulup cephede savaşan halkın arasına da karışamaz mıydı?
neden yapmamıştır? götü mü yememiştir? vatansever mi değildir?
ya da diyelim ki vahdettin yine çok vatansever bir padişah ve halife olduğu halde zorla sürüldü..
%99 u "müslüman" olan halk neden halifesine sahip çıkmamıştır?
halifeden, hilafetten bir sik olmayacağını anladıkları için mi? yoksa kurtuluşun padişahın hareminden çıkmasını beklemekle olmayacağını anladıkları için mi?
kısacası vahdettin zurnasını savunanlar da vahdettin gibi hain ve olası bir savaşta arkalarına bile bakmadan bu ülkeyi terkedecek olanlardır. net.