vahdettin, 24 kasım 1918de the daily mail muhabiri g. ward pricea şöyle diyordu: ingiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı, babam sultan abdülmecitten aldım. ermenilerin öldürülmeleri kalbimi çok yaralamıştır. adalet çok geçmeden yerini bulacaktır."
amiral calthorpe ise lord balfour'a yazdığı mektubunda şöyle diyordu:
"vahdettin bir pro-english'tir. kendisi istediğimiz kişileri tutuklayacağına söz verdi."
ingiliz yüksek komiser yardımcısı webb ise raporlarında :
"vahdettin tam bir ingiliz yanlısı." diyordu.
rahip frew ve sait molla ise mektuplarında vahdettin'in ingiliz muhipleri cemiyeti'ne olan desteğinden bahsediyordu.
daha da önemlisi 22 temmuz 1920 günü toplanan osmanlı yönetiminden topçu feriki rıza paşa hariç vahdettin ve onun biricik damadı ferit dahil herkes serv'i onaylamıştı...
osmanlı'ya değil vatan hainlerine hain diyorum! bunu kendisi sözlerinde de açık açık gösteriyor.
doğru önermedir. tarihi belgeler bugün her ne kadar kendini kahramanmış gibi göstermeye çalışanlar olsa da onu her zaman hak ettiği sıfatta tutacaktır.
hastalıklı düşüncelerini herkese kabul ettirmeye çalışan ve neden bunu yapmaya çalıştıklarını bir türlü anlayamadığım zavallıların açtığı saçma başlıklardan biri daha, yalan ve iftira ile ne yapmak istiyorlar, amaçladıkları şey gerçekten nedir, gerçekten attıkları iftiralardan hakkıyla haberdarmıdır bunu yapan kişi, gerçekten bilemiyorum, önemli değil zaten, azalarak bitiyorlar çok şükür.
soykırım hukuki bir tabirdir. devlet tarafından sistematik şekilde yapılan katliama denir. devlet başkanı ermenilerin katledilmesinden rahatsızlık duyuyorsa buna nasıl soykırım diyebiliriz.
elbette savaş ortamında hem türk tarafı için, hem ermeni tarafı için çok acı olaylar yaşanmış olabilir. ama direk soykırım tabirini kullanmak doğru değil.
kaldı ki soykırım tabiri o yıllarda uluslar arası litaratüre daha girmimeşti vahdettin'in kabul etmesi pek mümkün değil. soykrım ve katliam arasındaki farkı anlayamayan beyinsizlere duyrulur vahdettin iddia edilen demeci vermişse çok doğru yapmıştır.
vahdettin, anadolu'da milli mücadele için hazırlıklar yapılır iken; ülkenin ingiliz himayesine girmesi için elinden geleni yapmıştır. vahdettin'in böyle bir padişah olması ve haklı olarak sevilmeyip, eleştirilmesi gayet normaldir. her imparatorluk ve devlette olduğu gibi osmanlı'nın da çürük tohumları vardır. bunu eleştirdiği için osmanlı'ya sövdü şöyle böyle demek sığ düşünmektir, körü körüne düşünmektir.
vahdettin, ölen ermeniler için üzülürken, ermeni katliamlarında ölen müslümanlar için değil üzülmek, onlardan söz dahi etmiyor.
önemli olan bu, yani işgalci ülkenin gazetecisine, gazetesinde yayınlamak üzere verdiği beyanatta, işgalci ingilizlere dalkavukluk yapar ve kendi halkının hukukundan hiç söz etmezken, kendi şerefinin yanısıra, osmanlı saltanatının ve halifeliğin onurunu da hiçe sayması.