önemi olmayan bir rapordur... vahdettin, mondros mütarekesi imzalandıktan 15 gün sonra ahmet izzet paşa hükümeti'ni istifa ettirdi ve bu saçmalığı tolere etmeye çalıştı: #15320144
bu arada atatürk istanbul'a ahmet izzet paşa hükümeti'nin daveti üzerine geldi. ancak o gelmeden önce hükümet düştüğü için, burada rol alamadı. ittihatçı olmayan tevfik paşa'nın hükümeti kuramaması için çalıştıysa da başarılı olamadı.
atatürk istanbul'a gelir gelmez, ilk görüşmesini ingiliz gazeteci ward price ile yaptı. muhtemelen onun aracılığıyla, birkaç gün sonra ingiliz generali william birdwood ile görüştü. bu görüşmelerde neler konuşulduğunu bilmiyoruz. neden ilk iş olarak, istanbul'a geldiğinin daha ikinci günü ingilizlerle görüştüğünden ve görüşmelerin içeriğinden bahseden hiçbir kaynak yok. bu konudaki ingiliz arşivleri de açılmış değil. sadece bu görüşmeleri yaptığı kaydediliyor.
bunun ardından atatürk, ingiliz konsolosluğunun ünlü papazı ve o dönemin en ünlü ingiliz ajanı rahip frew ile dostluk kurdu. rahip frew ile yapılan bazı görüşmelerde fethi okyar da bulunmuştur. ancak neler konuşulduğu yine anlatılmaz. veya "havadan sudan konuşuldu" diye bahsedilir.
bundan sonra atatürk bilindiği gibi, fethi okyar ile beraber çıkardığı minber gazetesinde ingiliz yanlısı bir tutum izlemiş ve ingilizlerin güvenini kazanmıştır. bunu onun usta siyasetine bağlayabilirsiniz? iyi de vahdettin'in bu tip tutumlarını niye aynı sebebe bağlamıyorsunuz?
şunun bilinmesi gerekir ki, atatürk samsun'a gönderilirken, ingilizlerin onayından geçmiştir. onun, ingiliz düşmanı olamayacağı yönünde hakkında rapor verilmiştir. hatta resmi belgelere geçen ingiliz raporlarında hakkında şöyle denmektedir:
- "çevresinde dindar kişilerin bulunduğu laik biri... padişaha düşman mı değil mi, henüz burası net değil..."
halbuki atatürk o dönemde gizli bir örgüt kurmuştu ve padişahı öldürüp ingilizlerle anlaşarak bir cumhuriyet kurmayı hedefliyordu. "ayyıldız" adlı bu örgütün, ince ince suikast planladığı ama ismail canbolat'ın son anda cayması üzerine bu eylemi gerçekleştiremediği biliniyor.
iyi bir ittihatçı olan ismail canbolat ise 1926'da atatürk'e suikast hazırlığında olduğu iddiasıyla idam ediliyor.
sonuca gelirsek; demek ki, padişah hakkında tutulduğu söylenen raporların benzerleri atatürk hakkında da tutulmuştur. tabii sonuçta adamlar padişahı ve osmanlı'yı mı, yoksa atatürk'ü ve cumhuriyeti mi daha tercihe şayan bulacaklarına kendileri karar verecek...
padişah ile ingilizlar arasında işbirliği sağlayan istanbul'daki ingiliz temsilcisinin, israil'in temelini* atan kahraman(!)lardan Althur Balfour'a gönderdiği 10 ocak 1919 tarihli mektupta geçen ilginç cümle..
sultan reşat'ın ardından tahta çıkacak olan Sultan Abdülaziz'in oğlu "veliaht" Yusuf izzeddin Efendi'nin şaibeli intiharı* sayesinde veliaht olmuş, sultan reşat'ın mütarekeden* birkaç ay önce* yine şaibeli bir şekilde "vefat etmesi" sayesinde padişah olmuştur.
devlet yönetiminden, siyasetten, askeriyeden anlamadığını "ben bu makam için hazırlanmadım" sözleriyle ifade etmiş, ingiliz dostluğu vesilesiyle oturtulduğu tahtın sefasını sürmekten başka politikası olmayan bir kukladan ibaret olduğunu gözler önüne sermiştir.