ilk alındığı gün 2 kere ve daha sonraki günler en az birer kere sakin kafayla izlenmelidir.
filmn en akılda kalıcı repliği ilk repliği olan "remember remember the fifth of nowember" dır.
--spoiler--
Hatırla,5 Kasım'ı hatırla
Barut ihanetini ve komplosunu
Zaten aklım almaz
Barut ihanetinin neden unutulacağını
Ama ya adam?
Biliyorum, adı Guy Fawkes idi...
... ve biliyorum;1605'deParlamento Binası'nı patlatmaya çalıştı.
Ama kimdi gerçekte?
Neye benziyordu?
Bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil.
Çünkü bir adam başarısız olabilir.
Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir.
Ama 400 yıl sonra...
... bir fikir hâlâ dünyayı değiştirebilir.
Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
Fikirler adına öldürülen ve...
... fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
Yalnız bir fikri öpemez,...
... ona dokunamaz veya onu tutamazsınız.
Fikirler kan ağlamaz. Acıyı hissetmezler.
Sevmezler.
Ve özlediğim bir fikir değil...
... bir adam.
5 Kasım'ı bana hatırlatan bir adam.
Asla unutmayacağım bir adam
--spoiler--
filmin "etkileyici" olduğu konusunda tartışmaya gerek yok zaten. v'nin anarşist ve devrimci terminolojiyi kullandığı da açıktır. ancak "anarşizmin manifestosu" falan deniyor film için. yooo, o kadar da değil. bu olsa olsa anarşist devrim terminolojisi kullanıp, onu savunduğunu göstererek anarşizmi ve devrimi yanlış anlatmak olabilir. v, faşizme karşı savaşıyor olabilir. ama bakınız ne için savaşıyor, faşistlerin hükümeti ele geçirmesi sonucu oluşan tek partili oluşumu yıkmak için. v'nin derdi filmde öyle görünüyor ki, yalnızca hükümetledir. "devlet" hakkında bir fikir üretmez. ayrıca yaptığı şeyler ve sonucunda oluşanlar biraz sinemasal'dır. v'nin biraz abartılmışı örümcek adamdır gibi geliyor bana. aradaki fark, örümcek adamın halkı ayaklanmaya çağırmamasıdır. filmde en rahatsız edici olan da budur. süper kahramanla devrim mi olur? hadi oldu diyelim, o ayaklanan halk, anarşist bir devrim yapacakmışçasına ayaklanıp, hükümeti mi değiştirir? buna benzer bir şey için (bkz: mosh)(hatırlayınız, klibin sonunda o öfkeli halk beyaz saraya girmeyi başarıp, sıraya girip imza atıp çıkıyordu).
evet film etkileyicidir. ama etkilenmeden evvel bir düşünmek lazımdır.
kizi kurtardiktan sonra soyledigi kelimelerin yuzde 90i v ile basliyordu.
v: voila! in view, a humble vaudevillian veteran, cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of fate. this visage, no mere veneer of vanity, is it vestige of the vox populi, now vacant, vanished. however, this valorous visitation of a by-gone vexation, stands vivified, and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition. the only verdict is vengeance; a vendetta, held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose so let me simply add that it's my very good honor to meet you, and you may call me v.
Hugo Weaving in muhteşem seslendirmesi ile izlenilecek bir film. aman diyim türkçesini izlemeyin. filmin ost * ını dario marianelli nin yaptığı filmdir.
v rolünde yüzünü her ne kadar görememiş olsak da acan simith rolündeki hugo weaving oynar. güzel filmdir, atraktif filmdir, the punisher ın biraz daha politik ve silahsız versiyonudur.
geleceğin ingilteresinde geçen bir anarşizm masalıdır. totaliter rejim 1984ü andırmaktadır ancak alan mooregeorge orwell kadar ümitsiz değildir. o geleceğe dair daha ümitli cümleleri beynimize nakşetmiştir. insanların düşüncelerinin kurşun geçirmediğini anladığında önünde hiçbir gücün duramayacağını göstermesi açısından okunmalıdır, izlenmelidir, anlatılmalıdır. hikayenin içeriğinin yanında natalie portmanın oyunculuğu ve hugo weaving in özellikle sesi fazlaca etkileyicidir.
--spoiler--
özellikle v'nin ulusal kanalı ele geçirip yaptığı konuşma öyle etkileyicidir ki insanın çıkıp devrim yapası gelmektedir.
--spoiler--
"bu maskenin altında etten fazlası var. bu maskenin altında bir fikir var, ve fikirler kurşungeçirmezdir!
gibisinden ulvi sözleri içinde barındıran eşsiz güzellikte bir flim.
süper bir film,en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri,ancak çizgi romanı çok daha detaylı ve kasvetliydi o nedenle film bende biraz hayal kırıklığı yarattı ama izlediğim en iyi filmlerden biriydi... wachowski brothers gene işlerini yapmışlar,bize izlemek düşer.
--spoiler--
v, hücrede kaldığı sıralarda diğer hücrede kalan bir kadınla mektuplaştığını, o mektupları hep sakladığını ve natalie portman'ı* hücrede tuttuğu sırada da ona o mektupları verdiğini söylemişti. iyi de v zaten yangında tüm vücudu yanarak oradan çıkmıştı. o kayıtlar nasıl yanmadı tutuşmadı.
--spoiler--
onun dışında iyi bir film olduğunu düşündüğüm filmdir.
çizgi romanı kesinlike çok daha iyi ve gerçekçi olan, senaryosu çizgi romanına göre çok dağıtılan buna rağmen başarılı sayılabilecek bir filmdir. kesinlikle seyirliktir.
izlediğim,izledittiğim izlediğim en iyi filmler arasına giren natalie portman a olan hayranlığımı artıran,içimde kahramanlık duyguları uyandıran a ulan şu devrimi hatunla el ele görebilseydi dedirtip içimdeki duygusalı salıveren Wachowski nin hoş filmi.
ele alınan kalem kağıtla birlikte defalarca izlenmesi, not tutulması gereken film hatta filmden öte bir başyapıt. her insanın mutlaka bir kere izlenmesi ve "acaba bizi demi böyle kandırıyorlar hanım" diye aklından geçirmesi gereken şaheser. **
Constantin'in de yaratıcısı olan Alan Moore'un çizgi öyküsünden sinemaya uyarlanan harika film. En iyi on film listesinde yer alabilecek kadar iyi bir film.(Tabi öykü'nün kurgusu açısından) Filmin yönetmeni JAMES McTEIGUE'in ilk yönetmenlik deneyimine verdiğimiz pek çok hata var filmde. JAMES McTEIGUE pek çok ünlü holywood yapiminda yardimci yönetmenlik yapmış (The Matrix üçlemesi ve Star Wars: Episode II - Attack of the Clones)ve bunun etkisini V'nin karete sahnelerinde görüyoruz. Senaryo işini THE WACHOWSKI BROTHERS üstlenmiş. Ne tesadüftür ki otuz yılı aşkın süredir beraber çalışan Chicago;da doğup büyüyen Wachowski kardeşler 1999 yılında V for Vendetta'dan önce, Matrix üçlemesine yazar, yönetmen ve başyapımcı olarak imza atmışlar. Fight Club için yapilan tartışmalar V for Vendetta için de geçerlidir. Bir Hollywood yapımı olduğunu da tırnak içinde belirtmek lazım. hatta buyrun "bir holywood yapimi" (bkz: çelişki?)
''Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir''
''şiddet iyilik için kullanıldığında adalet getirir'' gibi insanın kafasına çakan repliklerle dolu sistem karşıtı film. faşist ingiliz yönetimi altında ezilen bir halkın , intikam ve özgürlük arayan V sayesinde nasıl uyandığını anlatan, harika efektlere sahip kült yapıt.
Matrix'de insanların yapay bir şekilde tarlalarda meydana getirilmesi, V for Vendetta da toplumun baskıyla, çeşitli hastalık ve terörle korkutularak bir makineye çevrilmesi anlatışmış.Ne yaptıklarından ne düşündüklerine kadar modernizmin kurbanı olan ingiltere halkı Hitler misali bir diktatörün peşine takılarak hayatını sürdürür ve kahramınımız V'de üstün güçlerini kullanarak halkı uyandırma görevini üstlenmiştir.Filmde verilen bazı mesajlar da şimdiki dönemle bağ kurar bir nitelik taşıyor.(Filmin geçtiği dönemde Kur'an'ın yasaklanmış ve terör kullanımı ile halkın sindirilmesi gibi...)
izlenilmesi vaciptir.
v for vendetta..
bu filmi izlediğiniz andan itibaren en iyi 10 filminiz arasına koyacaksınız, hastası olup her lafını ezberlemeye çalışcaksınız, v for vendetta izlerken televizyonun içinine girmek isteyeceğiniz türden bir film..
filmde james mcteigue ve wachowski kardeşleri adları zaten önyargıyla filme bakmamıza yetiyo, matrixi yaratan kocaman yapan, derken çoğunluğun görüşüyle 2 ve 3 te sıçan (bence hepsi güzel, konu bu değildi) bu adamlar v for vendetta yı bir efsane yapmışlar, dolayısıyla önyargınızı kursağınızda bırakıyolar, bullettime, vs.. yi nadir dövüş sahnelerinde kullanmışlar, her şey yerli yerinde, film çok ciddi olmadan, çok dalga geçmeden; çok güzel bir anlatım, harika bir çizgiroman uyarlamasıyla, arkasında durduğu herşeyi abartmadan anlatarak, bazı şeyleri izleyicinin yorumuna bırakarak harikulade olmuş. natalie portman'ın en iyi oyununu görüyoruz, ayrıca onun bu film için bi şans olduğunu düşünüyorum, filmi izledikten sonra onun yerine koyabileceğiniz oyuncuları düşünün, hiçbiri uymuyo, evey rolü için harikaydı, tek takıldığı nokta ingiliz aksanı ama dublajlı yı alırsınız.. hugo weaving sadece sesiyle en kral mimik oyuncularını gölgede bırakıcak bir peformans sunuyo, sesinde sanki keder, sevinç, korku, coşku, gösteriş ve sadelik bir arada, karakterinin her şeyi sözlerinde ve duruşunda saklı, o ise bunları muhteşem yansıtıyor, 132 dk boyunca yüzü bile görünmüyor. stephen rea ve stephen fry'ın filme çaktırmadan yaptığı katkı inanılmaz, sanki filmin daha anlaşılmaz 2 oyuncusunun yanında seyircinin peşine düşeceği adam rolünü üstlenmişler, john hurt.. 1984teki rolünün tam tersiyle, orada savunduğu şeyden nefret ettiği bi rolle onu görmek güzel bi ayrıntı, tek lafım yok oyununa. müzikse sizi daha bi ekrana yaklaştırıyo, o jukebox dan çıkan her şarkı, patlamalara eşlik eden uvertür, hepsi filmi kusursuzlaştıran öğelerden..
bu kadar yapım yeter, filmi imdb de bir sene içinde ilk 250ye sokan, onu bir kült yapan muhteşem senaryosu ve onunda arkasında alan moore yazdığı çizgi roman var. faşist ve totaliter bi yönetime karşı bir halkın v önderliğinde uyanışını anlatıyo aslında film, ancak v yi değiştiren bir insanın, evey in gözündende izleme imkanı sunuyo bize. filmde hiçbir söz boşuna kullanılmamış, çoğunun arkasında şu ana, geçmişe ve geleceğe göndermeler var, özgürlüğün anlamını bize sorgulatıyo, daha sonra karşımıza yepyeni, daha sağlam, daha çarpıcı, daha basit, daha güzel bir özgürlük sunuyo, filmin felsefesi buraya sığmaz, lakin halkın topyekün yönetime ayaklandığı filmlerden değil v for vendetta, değerleri ön plana çıkarıyo, ve filmin her sahnesinde dürüstlükle sansür savaşıyo. çizgiromanda faşizmin yerine sunulan çözüm, anarşizm, filmde pek geçmiyor, bu da çizgiromanı okuyanları hayal kırıklığına uğratan bi unsur, ancak bu şekilde de film söylemek istediğini çok belli bi şekilde söylüyo. filmde zamanlamalar muhteşem bi zekanın ürünü, evey in içeride geçirdiği her saniye içinizi kemiriyo, derken birde bakıyosunuz, yani.. diyemedim, izleyin anlarsınız
Bu film izledikten sonra tekrar izlemek isteyeceğiniz bi film, izleyin!
hatırla, hatırla, 5 kasım gününü hatırla, patlamayı, ihaneti ve komployu, hiçbir neden bulamıyorum bu ihaneti unutmak için...