beyaz perdeye başarılı aktarılmış, biraz da -her türden insan izlesin diye mi artık, bilinmez- izleyiciye gerizekalı muamelesi yapmış filmdir.
önce st. mary ve threewater olaylarına bakıyorsunuz: çarpıcı, insanın vicdanını acıtan insanlık ayıbına yön veren başarılı dram sahneleri, valerie'nin iç sızlatan mektubu vs.
bir de asıl sağlam bitmesi gereken son sahnelere bakıyorsunuz: v'nin evey'e ilan-ı aşk etmesinde ki gereksizlik, her mesaj veren sahnede belki izleyici anlamamıştır diye verilen mesajı gösteren flashbackler vs.
evet evet, şuan bi' kez daha emin oldum ki kendi kalitesini kendisi düşürmüş filmdir.
ne yazik ki gunumuzde profil resimlerinde bulunmaktan baska bir nanesi olmayan filmdir, kisidir. che gibi bunu da yozlastirmistir devrimci (!) turk gencleri.
popülere bok atma töreninde sırası gelmiş filmdir.
yok allahsızlığı övüyormuş, bilmemneymiş. filmde asla dine karşı bir eylem yok, tam tersi dini işine geldiğince kullananlara karşı duran bi v var. zaten hatırlayan hatırlar, bir sahnesinde, müslüman olmayan biri kurana saygı ile yaklaşıyor. hatta kötü adamımız kuranı yasaklamış olarak gösteriyordu.
ayrıca şu filmden dini çıkarım yaptırdınız ya amk sizin ben. Filmin ana fikri "protesto edersen, dik durursan seni terörist olmakla itham edebilirler, bu seni caydırmasın, fikirlere kurşun işlemez."dir.
edit: kurana saygı gösteren adam eşcinselmiş. beyin erezyonu geçirmek böyle bir şey olsa gerek. o karakter, hitler çakması lavuğa çatır çatır ayar verebilen tek karakter.
önemli uyarı:filmleri seyrederken götünüzü ekrana çevirmeyin saçma sapan yorumlar yapma gibi bir yan etkisi var.
düşündüren anlamlı filmdir. natalie portman'ın oyunculuğunun zirveye ulaştığı doğrudur. insanın ne kadar az korkusu varsa o kadar özgür olabileceğini ve düşüncelerin her zaman en etkili silah olduğunu anlatır. ütopik midir? haliyle. güzel midir? en güzelidir.
2006 yılında gösterime giren, baş rollerini hugo weaving ve natalie portman'ın paylaştığı filmin, yönetmeni James mcteigue, yapımcısı joel silver'dır. film gösterime girdiği ilk hafta itibari ile bir çok ülkede bir numaraya yükselmiş, fakat konunun geçtiği yer ve çekildiği mekan olan ingiltere'de bir numaraya ulaşamamıştır.
bir devrim nasıl yapılmalı sorusunu çok gerçekçi bi biçimde gösteren harika ergen filmi. evet arkadaşlar, böyle şekilli bi maske takıyok, kung fu ve piçak hareketlerimiz on numara, bi de etrafı bombaladıktan sonra iki tirad atınca devrim oluyo, herkes koşuyo peşimizden.