Bugün rte nin resmi kanalın da resmen can Yücel e selam çakmiştir.
Göte göt demiş ve futbolda ki siyaset, iş dünyası ve Yeniçeri üçgenine verip veriştirmiştir.
vakti zamanında altan tanrıkulu'da bu abimiz gibi objektif yorumlardı spor olaylarını.
ne olduysa oldu o abimizin şirazesi kaydı ve rıdvan dilmen'le fanatiklikte kapışır oldu.
bu abimiz de dönemine göre ali ece ile birlikte en objektif iki isimden biridir.
ali ece beşiktaş konusunda da yardırabilirken bu abimizde özellikle son 1 senedir beliktaş'a karşı bir acımasızlık gözlenmektedir. Nitekim altan tanrıkulu da tıpku aynı yollardan geçmişti bu günlerine gelmeden evvel.
diliyoruz spor ahlakını kaybetmesin. en azından sözüne itimat ettiğimiz birkaç insandan biri.
bundan sonraki ilk basın toplantısında fatih terim tarafından hedef gösterilecektir.
halbuki bilal meşe gibi fatih terim in seveceği tarzda sorular sorsa sıkıntı olmayacak.
gökhan töre ile ilişkili olarak patlak veren olaylar ve fatih terim hususunda yapmış olduğu açıklamalar son derece yerinde olan spor yroumcusu. şöyle adamları kanallarda görmeyi özlemişiz valla.
ahlaki değerler üzerinde bu kadar hassas ise eğer şike ve ırkçılık hususlarında da fikir birliğimizin olduğunu düşünüyorum.
fatih terim isminden korkmayan ender spor yazarlarından. adam çek cumhuriyeti maçı sonrası konuşulmayanları, söylenemeyenleri tek tek trt spor'da söylemişti. şuan ne kadar haklı olduğunu anlıyoruz.
milliyet'te ki köşesinde bugün yine döktürmüş yazar. spor, siyaset farketmez kelimeleri bu kadar güzel kullanan bir adam ne yazarsa yazsın okunmalıdır.
Aslında hikâye geçtiğimiz Çarşamba akşamı Kopenhagda başladı. Danimarka-Türkiye hazırlık maçında skorbord 33üncü dakikayı gösteriyordu. Hücum yönümüze göre sol açıkta topla rakibi arasına giren Selçuk inan, kalçasını hemen arkasındaki Ankersene dayayıp kendini yere bırakmıştı. Sırp hakem Maziç pozisyona şaşkınlıkla baktı, Selçukun düşmesine bir anlam veremedi ve oyunu doğal olarak devam ettirdi...
Benzer iki sahneyi Salı gecesi izlandada da yaşadık... Daha üçüncü dakikada kendi ceza alanımız içinde Emre rakibinin sağından attı, solundan geçerken herhalde rüzgârın etkisiyle olacak- o klasik dairesel düşüşünü yaptı. Hakeme baktı, Bebek oyunu devam ettirdi.
bu hafta depar programını seyrettim.
torku konyaspor - beşiktaş maçı sonrası takımlar hakkındaki eleştirilerine yer yer katıldım yer yer karşı oldum.
mevzumuz da takım eleştirisi değil. istatistiksel olarak dersine iyi çalışır, zeki birisi, hafızası da kuvvetli gördüğümüz kadarıyla. vesselam saygımız sonsuz bu konuda ama popülerlik içerisinde kaybolup gitmenin sınırlarında.
eğer okuyorsan;
bak abicim o program yapılırken de twitter denilen platformdan yazdım. beşiktaş ya da konyaspor'dan daha fazla eleştirilmesi gereken bir durum söz konusu.
bizim sikko ligimizdeki hakem hataları. diyor ki "zekeriya alp hakeme gidip beşiktaş maçını katlet diyecek biri değildir". mhk başkanı da salaktı zaten açık açık ya da ima yoluyla böyle bir beyanat verecekti hakemine. yıl olmuş 2014 ve böyle yapacak ha mhk başkanı. oturduğu koltuğu yedirirler ona.
beşiktaş ve dahilinde birçok takım sistematik bir şekilde yıldırılmaya çalışılıyor. atanan hakemlerin niyeyse süper lig stajını genellikle beşiktaş maçlarında yapması, keza beşiktaşın son 3 sezondur yarıdan fazla iç saha maçını pazartesi-cuma şeklinde yapması ufak ufak yedirilen şeyler.
ben demiyorum ki beşiktaş süper takım önümüzü kesiyorlar bik bik. beşiktaş boktan oynasın, yenilsin, gerekirse 8-10 gol yesin yenilsin. bu beşiktaş'ın kendi iç meselesidir, teknik sorunudur. sen beşiktaş ve diğer takımların maçının düzgün yönetilip yönetilmediğini arada irdelemezsen beşiktaş'ın oynadığı top beyhude kalır güzel abicim. liglerimizde adalet yok. geçen hafta adamların (rakibin) kırmızı kartlık pozisyonu es geçildi, evvelinde rize maçında yine geç çalınan bir düdük yüzünden 1 hafta ortalık karıştı, kasımpaşa maçı zaten fiyasko, geçen yıl gs maçları var evlere şenlik kararların uygulandığı. bak bunlar benim ilk bakışta aklıma gelenler. rakiplere verilmeyen yığınla karar var tıpkı bizim gibi.
yine söylüyorum, ben ille de bjk hakkı yeniliyor biçiliyoruz gibi bir sav içinde değilim. lig adil değil. kimseye karşı. rize maçındaki peş peşe 2 penaltı fenerbahçe'ye verilse aziz yıldırım ertesi gün ortalığın altını üstüne getirirdi ve bir daha bu sezon fenerbahçe'ye yamuk yapılmazdı. (amacım fenerbahçe'yi tefe koymak değil yanlış anlaşılmasın, çıkıp hakkını arayana lafım yok da buna mecbur olmak zorunda mıyız?)
ama iş beşiktaş ve diğer takımlara gelince ne hikmetse koy götüne rahvan gitsin havası hakim.
fikret orman'ın "oğuzhan 2 kez ceza aldı melo 8 haftadır kart bile görmedi" minvalli bir açıklamasından sonraki hafta melo maçta 2 defa bildiğin rakibi sırtlayıp oyundan düşürdü yahu. evet o maçta kart bile görmedi.
takımları, oyun düzenlerini eleştir eyvallah. taktik di pozisyondu vs vs senin alanın, ama o ekrana çıkıp maça dair açıklamalarda bulunuyorsan abicim kusura bakma şunu da diyeceksin ki biz senin objektifliğine inanalım:
-hakemler bu hataları çok yapmaya başladı, altı da üstü de etkiliyor bu hatalar.
hatta artırıyorum bi tık daha ve hakemlerin performans istatistiklerini de tutmaya başla bence.
yoksa takım tutmuyor havasıyla objektif yorumlar yaptığını söylesen de rıdvan dilmen'e evrilmeye başlayacaksın. kendine gelince ortalığı yıkıyor kendisi, aynı pozisyon ertesi hafta x bir takıma olduğunda üzerinde bile durmaya gerek görmüyor ve karizması 10 yıl önceyle kıyaslandığında yerlerde.
sözün özü, biz yine cem dizdar'a talim edeceğiz aga. sen her şeyi görmene rağmen bulunduğun mecralarda hepsini dile getirmiyorsan kusura kalma. senin objektifliğin sorgulanır aga.
