eski ülkücüdür, yeni lambacıdır. zaten 12 eylül mağduru olan bir insan ya ülkücüdür, yada solcu. çünkü 12 eylülde canı yanan sadece bu iki gruptur. her ne olursa olsun, müziğini beğeniyorum.
akp safhına geçerek, ülkücüler tarafından eleştirilen şarkıcıdır.
kendisinin ülkücülüğü dayılarından öğrendiğini, dayılarının siyasi kargaşanın en çetin olduğu zamanlarda işin çilesini çekmiş kişiler olarak addedip, ülkücülüğü a'dan z'ye kadar onlardan öğrenip, bildiğini ve 80 öncesi dönemi göremeyen yeni kuşakların kendisine ülkücülük dersi vermemesi gerektiğini dillendirmiştir. yaptığı bu açıklamalar neticesinde şu zamanın ülkücüleri hiç bir fikir beyanında bulunmasın. kimse hakkında hiç bir eleştiri yaparak, tepkisini ortaya koyup bir siyasi tartışmanın içine girmesin. bilmiyorum konuşmalarında tevazu göstererek, aslında perde arkasında ki ukala adamı bertaraf ettiğini mi sanıyor?
önce farklı düşünüp, daha sonradan da siyasi alanda farklı bir düşüncenin normal bişey olduğunuda belirtmiştir. geçmişini inkar etmediğini, ve iyikide bu işlerin içine girdiğini belirtmiştir aynı zamanda. o zaman buradan kendisine diyelim; yaşadığın sürece daha bir çok ideolojinin bayrağını sallarsın sen uğur ışılak. zaten böylesine bukalemun zihniyetindeki birisi ülkücü olamaz. insanın arkasında bu düşüncede kuvvetli dayıları olsa bile, olamaz.
Uğur Işılak : merhaba bakkal..
hani başaklar buğday verir ya..
sonra o buğdayı toplarlar..
ve derdim kadar ağır bir taşın altında ezerler..
anamın ak saçları gibi ak pak un olur..
sonra anadolumun buz gibi suyunu üzerine dökerler..
ve hayatın beni yoğurdugu gibi yoğururlar..
ince ince hamuru keserler ya......
Kişilerin üzerine yapışmış söylemler vardır; mesela türk sinemasında bazı karakterleri ünlü replikleri ile hatırlarız belirli bir süre sonra bu replikler söyleme dönüşür; uğur ışılak efendi hazretlerinin de böyle efendim üzerine yapışmış "nihat doğan" desem nihat doğan değil "kadir tapucu" desem o da değil. efendim şimdi bu söylemleri teker teker ifade edelim;
"anadolu"[anadolu doluyum diye bir şiiri var hazret'in şiir isim itibariyle ahmed arif'in "anadoluyum"un uğur ışılakçası-halktan gelen insanların kendini dayandırdıkları bir kök; genellikle iktidar karşıtı kesimin adalet aradığı diyardır anadolu; her halükarda istanbul ve Osmanlı iktidarına karşı temellendirilmiş bir söylemdir anadolu -uğur ışılak Marx'ın hegel'i başaşağı çevirdiği gibi o da halk edebiyatının bu özelliğini başaşağı çevirmiş!]
"Köroğlu'nun torunuyum"[genellikle bu söylem "köroğlu'nun torunuyum" şeklinde uğur ışılak efendi hazretlerinin dizelerinde tecelli eder. Iktidara karşıt bir yapı oluşturan köroğlu ve torunları söylemi bedri baykam'ın peçete'ye verdiği değer kadar kendi şiir ve şarkılarında duruyor-keza iktidar partisinin dümensuyunda yüzen sazan-ı kübralardan olduğu için kendisine böle köroğlu gibi halk edebiyatına malolmuş iktidar karşıtı söylemin semboli ile özdeşleştirmesi rikkatime dokundu]
"Adam Ol"[genellikle uğur ışılak'ın magnum opus'unu oluşturan eserlerde olay örgüsü konusunda kilit bilgiler verir. "bak ben böleyim gazi de okudum senin mıncığını sıkarım"'ın sembolik ifadesidir. genellikle Mevlana'nın elbise ve adam üzerine temellendirdiği felsefe üzerine dayalıdır]
"sahte dünya"[Uğur Işılak efendimizin dünyayı olumsuzladığını ifade eden cümle; Nietzsche olsa çok kızar kendisindeki istenç yokluğunun bir nişanesi olarak temellendirirdi]
"Sevdam, Hasret, Vuslat"[uğur ışılak hazret-i cihannuma efendimizin genellikle şiirlerinin bilhassa shakespeare'nin son iki sone dizesindeki "altın vuruşları" gibi üçü bir araya geldiğinde oluşturduğu yeni bir duyumsayış; Sevdam nasip alacaksa/
Hasret yetim kalacaksa/Sonu vuslat olacaksa/Küs de öldür beni nolur; lütfen karşılaştırınız[ne kadar civata varsa o kadar da somun vardır[copyrighted by Ankaralı Namık]]
Laf-ü güzaf, önyargı ve sonyargı diyalektiği[laf-ı güzaf, "adam ol", "hepimiz insanız ayak yapma", "adamım diye herkes bana lololo yapıyor" cinsinden söylemler ile zenginleştirilmi bir aforizma a/a/a/b şeklinde kurulmuş bir aruza göre söylenir genelde. "Karacoğlan derki" şeklindeki "indirect speech" demek yerine tarzını [ç]alıntılamak ile becerilir;
"Gönül şifa bulur dost nefesinden
Gönül ehli anlar gönlün sesinden
Anlamam Mozart'ın senfonisinden
Yanık yanık çalan telde gör beni"
Kazakistan' ın Türkistan şehrinde olan Ahmet Yesevi Üniversitesi' inde bugün konser veren sanatçı. bütün milleti coşturdu valla. bütün millet koptu o söylerken. kendisiyle fotoğraf çekilme şerefine de eriştim bu vasıtayla. eminim bundan önce onu dinlemeyen öğrenciler bu konserden sonra ona hayran olacaktır. çok mütevazi sanatçıdır kendisi. ayrıca şarkılarının arasında birkaç konuşma yapıp tekrardan gönülleri fethetmiştir.
ne yaparsa yapsın hafızamdaki o "sevdaaaağmızın adı berrak rak rak
sonu toprak rak rak
dönen al çak olsun"
şeklindeki şarkısının izlerini silemeyecek adam. ne gülmüştüm lan o zaman. ama zihnimde silinemez bir yer etmiş bu nedenle bile başarılı sayılabilir. ülkücülerin ahmet kaya dinlemesini engeleyeyememiş hatta kendisi de dinlemiş ki taklit etmiştir.
seneler öncesinde çekmeköy konserine gittiğimde seyircilerden birinin uğur ışıldak demesiyle kopma noktasına geldiğim, sahneye çıkışıyla tüm herkese müzik ziyafeti veren sanatçı.
geçen gün durakta gördüm. otobüs bekliyordu garibim. gel gideceğin yere kadar götüreyim dedim. yok ben halk çocuguyum filan diyip elleriyle garip şekiller yapmaya başladı. sinek yakalamaya çalışır bi hali vardı. hemen uzaklaştım.
estetik kavramı uğur ışılağın yanına bile uğramamıştır. "lan"lı "ulan" şarkıları vardır.
yaratıcılık kavramı da yanına bile uğramamıştır. ülkücü olmasına rğamen ahmet kayanın kötü bir kopyasıdır.
nihat gençin "BÖREK SURATLI" dediği insan tipidir.